Allah'ın zatı hakkındaki tefekkür mümkün değildir. Çünkü Allah hiç bir şekilde suret olarak vasıflandırılamaz ve şekil olarak hayal edilemez, bu insanı şirke götürür.(allah'a ortak koşmaya.)
bu sebeple tefekkür edilecekler allah'ın yarattıklarıdır. onun eşsiz sanatıdır. ilahi kudretidir.
ve bir ayet-i kerime:
"Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar, gözlerin ve yerin yaratılışı üzerinde tefekkür ederler. Rabbimiz derler, bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azabından koru!.." (Âl-i imrân Suresi, 3/191).
islam'ın ontolojik bağlamda tanrı önermesini güçlü kılan söylemlerden biridir.
genellikle neden islam? sorusu yönetildiğinde, var olan dinlerdeki tanrı algılarını ve bunun varlık bilim ışığındaki karşılığını anlatmaya çalışıyorum kendimce.
tabi bunu herkesle tartışmam, iki tane dawkins videosu izleyip karşıma gelerek;
--spoiler--
ya ulu cuvcuvda varsa ehehheheee!
--spoiler--
diyen birine bir şeyler anlatamam, çünkü karikütarize edilecek bir durum değil.
ayrıca insanların imanlarını çokça zedeleyen bir ilmi kaidedir bu kaide...
çünkü şeytan allah'ın zatı hakkında tefekkür edenlerle çok uğraşır inkara sürükler... bu sebeple bu dediklerimi bir "tavsiye" değil bir aide olarak almanızı naçizane öneririm.
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır" (Âl-i imrân, 3/190) bahsi geçen deliller nelerdir? diye düşünüldüğünde ve ontolojik bağlamda araştırmalar yapıldığında cevaplar'dan sadece bir tanesi ve en belirgin olanı yine 'varlığın' kendisini işaret eder.
mütevellit birçok delilin, yaşanmış şahit olunmuş mucizenin ışığında, "yaratıcının zatı hakkında tefekkür'ün imkansız olduğunu"da anlamanın çok zor olmaması gerektiğini düşünüyorum.
"Allah'ın yarattıkları hakkında düşünün. Allah'ın zatını düşünmeyin. Allah'ın şahsı hakkında düşünmeye güç yetiremezsiniz." bu hadis'te konuyu, kısaca özetliyor sanırım.