Bu yazıda herhangi bir taraf tutulmamış olup, tarafsız gözle ispat yükümlülüğünün kimin üzerinde olduğu incelenmiştir.
Kişinin, olmadığına inandığı bir şeyin olmadığını ispatlamasına gerek yoktur. Yok işte der, ispatlar. Asıl yok denilen şey için var diyenin ispatlaması gerekir.
Anlaşılamadı ise;
Odada bir sandalye, bir masa, bir kedi var. Adamın biri geldi bu odada kedi yok dedi. Ne yaparsınız? "Kör müsün lan andaval" dersiniz. O da "haaa ulan bu kedimiymiş ben müzik seti sanıyordum" der. Sorun hallolur.
Nasıl hallolur? Kedinin varlığı ispatlanarak hallolur. Allah somut bir şey olmadığı için ispatlanması zordur. Burada da kişinin inanmak isteme derecesi devreye girer. inanmak isteyen inanır, istemeyen inanmaz. Kimse kimseye de bir şey ispatlamak zorunda kalmaz.
birşeyin yokluğunu değil varlığını idda edenin kanıtta bulunması gerektiğini unutan, ama buna rağmen kendini bilim adamlarına kafa tutabilecek düzeyde gören birey söylemidir.