merhaba gene ben, bu islamcı kafası muhteşem bir kafa. şimdi ben kağıda allah yok ve tek gerçek tanrı benim yazacağım. bunu da mı allah yazdırdı şimdi? yani allah, allah yok yazdırıyor bana muhteşem bir paylaşım yaptık birlikte ibretlik hakikaten.
"benim babam çok zengin olum, bana allah deiiil, ferrari materaziden bahset lan. yaw bi düşün yav, görünmeyen bi şeye nasıl inanılır yav ? olum allah yok işte yav, param var olum. ben oxfordta okudum lan, diplomayı'da satın aldı babam lan, sen kimsin ? allah kim ! ben varım lan !!"
deve kuşlarına tapınan yazar mantığı.
kafasını kuma soktuğunda bir şeycikler görmemesi kendisini nasıl da mesut etmiş.
bir gün çocuk sahibi olup o müthiş yaratılış mucizesi ile tanıştığında bu soytarılıklarını ac acı hatırlayacaktır...
mühim olan paragrafın uzunluğu kısalığı değildir. o'nun varlığı ya da yokluğunu insan ancak kendine kanıtlayabilir. inanmayan birini yazıyla, sözle, telkinle ya da zorla inandırmanız imkansızdır. nitekim inanaç insanın her zaman bireysel olarak sahip olduğu bir olgudur. o'nu hisseden inanır, hissetmeyen inanmaz. inanmak kadar inanmamak da bir seçimdir. saygı duymak gerekir. duymayan kişi embesil olduğunu zaten en kestirme yoldan kanıtlamış olur.
mümkün olmayan önermedir.
bir değil milyon tane paragraf yazsanda, o paragrafı sana yazdıran allah'tır, elini kolunu parmağını, bilgisayardaki teknolojiyi yaratanda, sana düşünme yetisini verende allah'tır.
ha dersin ki bir paragrafta dar kafalı olduğumu kanıtlarım, o doğru.
biz bu başlık önermesine halk dilinde şöyle diyoruz;