yıllar önce çok sevdiğim bir abim ispatlamıştı bana,
- olum sen allaha inanmıyor musun?
+ yok abi inanmıyorum.
- bana inanıyor musun?
+ inanıyorum abi.
- ben allah var diyorum ama.
+ ..........
- ..........
+ anladım abi.
Öldüğümde tanrıyla karşılaşırsam "evet şimdi inandım sana" derim ve O da "hoş geldin" der. Çünkü evreni yaratacak kadar yüceyse sanırım bana da hoşgörü gösterirdi.
François Mitterrand
imkansızdır. Allahın varlığı, inanılan bir şeydir. Benzer şekilde allahın yokluğu da inanılan bir şeydir. Kesin deliller ile varlığını ya da yokluğunu irdelemek imkansızdır.
Tanrının varlığı ile allahın varlığı aynı şey değildir. Tanrı bir yaratıcıdır, fiziksel teoremlerle asla açıklayamayacağımız bir biçimde objeleri yoktan var edebilme gücü olduğuna inanılan kavramdır. Allah ise islam tanrısıdır. Tanrının varlığı spesifik olarak kuranın varlığını, ayetlerin, meleklerin, mucizelerin vs vs varlığını ispatlamaz. Ancak eğer "Allah" bahsettiğimiz anlamda var ise, bütün ayetlerin, meleklerin, cennetin, cehennemin vs vs gerçekten var olması gerektiğine dalalettir bu durum. Şu halde şayet:
Allah yoksa, kuran da, ayetler de, din de yoktur. Bu sebeple allah ın varlığına inanmayan birisine kurandan ayetlerle ispat çabası düşük zeka belirtisidir.
Allah varsa, diğer her islam unsuru gerçekten vardır.
Ancak tüm bunlar kişinin inancıdır. delillerle desteklenmiş herhangi bir mucize olmadığı gibi 2000 den fazla din ve 100000 den fazla tanrı vardır. Ateizm bunların tamamını reddederken, islam 99999 tanesini reddetmektedir. Yani inançsızlık müslümanlar için kendi inandıklarına inanmayanlara verilen bir isimdir, hiç bir şeye inanmayana değil zira hiç bir şeye inanmayan bir insan yoktur.
imkansızdır. anlatılan, söylenen çetrefilli sözlerde (yok onu kim yarattı bunu kim yarattı) Allah'ın varlığını kanıtlamaz. olsa olsa yaratıcı bir gücün olduğunu kanıtlamaya çalışmak olur bu. nereden biliyorsun la allah olduğunu belki başka bir tanrı yarattı?
Bazıları "bizzat görünür hale gelmesidir" gibi yorumlar yapmış. Akıl mantık almıyor, Allah görülenden üstündür. Eğer ki görünseydi bir ilah olamazdı. Ayrıca batan ve bitenden de ilah olmaz.
fiziksel bilgilere dayanarak, her şeyin bir başlangıcı ve yoktan var etme sürecinin olması gerektiği sonucuna varabilirsiniz. bunu bir yaratıcıya da bağlayabilirsiniz. ama kendinize göre ispat ettiğiniz tek şey bir yaratıcının varlığıdır. kısacası bu sizi bir deist yapar, müslüman değil. aynı şekilde nehirlerin şarıl şarıl akmasına, insan vücudunun tıkır tıkır çalışmasına, uçan kuşlar, martılar, yeşil tatlı bir bahara, yıldızlara, güneşe vs bakarak da allah'ın varlığı ispat edilemez. dediğim gibi en iyi ihtimalle deist olursunuz.
veya evrenin oluşumu için bir tanrıya ihtiyaç olmadığını savunan hipotezleri benimseyebilirsiniz. gerisi çorap söküğü gibi gelir zaten. big bang, yıldızların ve gezegenlerin oluşumu, dünyanın çağları, yaşamın oluşumu, evrim şu bu bitti gitti. bu da sizi ateist yapar.
veya etliye sütlüye karışmazsınız, bir şeyler dönmüş ama bilemiyorum diyebilirsiniz. bu bilinmezlik ortadan kalkmadan tanrının varlığı veya yokluğunu bilmek mümkün değildir dersiniz, bu da sizi agnostik yapar.
islamiyet, allah'ın varlığı gibi konulara ancak inanırsınız ve müslüman olursunuz. olması gereken de budur zaten. inançlar ispat gerektirmezler, hatta tam tersine inançlar ispat edilirse inanç değil bilim olurlar. zaten kuran'a inanıyorsanız, bunun olmayacağını, olmaması gerektiğini de bilirsiniz. çünkü allah bu yolu kapatmıştır. en'am suresinde açıkça yazıldığı üzere:
De ki: En üstün delil yalnızca Allahındır. O, dileseydi elbette sizin hepinizi doğru yola iletirdi.
islamiyet'e inanıyorsan allah'ın varlığını ispat etmeye çalışmayacaksın, saçma bir şey bu. kuran'da yazıldığı üzere ispat edilememesi istenmiştir.
"varlığımızın delillerini, ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o kuranın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?" fussilet 53
ayeti gereğince olması gereken hadisedir.
yani ayete göre iman salt bir kalp işi değil aynı zamanda akıl işidir.
imanın veya allah'ın varlığını kabul etmenin sadece kalben olabileceğini iddia etmek en hafif tabiriyle islamdan bihaber olmaktır.
ispat isteyen insanlara kalbi işaret etmek ayetle örtüşmez, dolayısıyla islami bir eylemden çok islam dışı bir eylem biçimidir.
allah'ın sünnetullahı yani yaratışında koyduğu kanunlar değişmez. allah, kitabında buna sünnetullah der insanoğlu ise bilim.
değişmeyen bir sünnetullah içerisinde o'nun varlığını ispat etmek ise düşünebilen, aklını kullanabilen bir insan için çok da zor değildir.
geleneksel islamcılar kan akıtmaya biraz ara verip mürekkep akıtmaya başlasalar çok sürmeyecek allah'ın varlığını ispat etmeleri de kana olan susamışlık bitmiyor bir türlü ...
inanmak isteyen ağacı bulutu allah yaptı der kabul eder inanır, inanmayan da o ağaç şöyle olmuştur bulut şundan der kabul etmez. ama en önemli nokta bu iki grubun birbirinin inançları dışındaki ahlaki değerleri ile ilgilenmesidir. çok namussuz ahlaksız inananlar varken tam tersi karaktere sahip inanmayan da mevcuttur. aynı şekilde bu durumun tam tersi de geçerlidir.
tanrı'nın varlığını ispat etmek isteyenin bir o kadar şüphesi vardır. ibn-i arabi: ey bin delille allahın varlığını ispat eden kişi senin bin şüphen vardır" der. son günlerde islam ve osmanlı romantizminin bir gereği olarak popüler olan davranış. inanan inanır ispat etmek de nedir?