allah'ın varlığı bilimle açıklanamaz. adı üstünde, bilimsel olabilmesi için bilgi sahibi olman gerekir. deneysel olarak gözlemlemen, mesela voltmetre ile ölçmen gerekir. ancak bunların hiç birini yapamazsın. zaten allah'a da tanımı gereği bunların hiç birini yapamaman gerekir. çünkü özelliklerini bildiğin bir şeyi imal edebilirsin. öyle olsa laboratuvarda bir allah yapabilirdin mesela. o yüzden allah bilinmez olmalı, bilim dışı ve absürd olmalıdır.
bir otomobilin tabiat kuvvetleri ile, tesadüfen meydana geleceğini kabul etmeyen kimse ben değilimdir. Herşey iyi güzel gidiyordu insanlar tabiat kuvvetlerince yaşıyorlardı sonra biraz tabii akillandilar. Tekerlekti motor du kaputtu bunlar tabii olan şeyler. Mesela kullandığın o lambayı yakmak için yıllarca uğraşan bir ırk var. Onu yapabilmek için yüzlerce kez uğraşan binlerce kez deneyen insanlar var. Ve sadece biri başarılı oldu. Birazcık başınızı kaldırıp yukarı baktığınızda sayamayacaginiz kadar çok yıldız göremeyeceğiniz kadar büyük bi oluşum var. Ve burdan da diğer Noktaya atlayayim birisi ampul u buldu ya bir baskasi da florasan i buldu böyle bir yaklaşımla evrende başka hayat formlarınin olması mümkündür der susarım.
darwin zaten inançlı biriydi, kendisi teoloji okumuştur. yok aslında böyle dedi, yok acizlik palavra.
adam zaten tanrıya inansa bunu derdi ki dini bilmeyen biri de değildir kendisi.
ayrıca gene daktilo örneğine geldik.
arkadaş doğayı siz boyayla, daktiloyla anlatamazsınız.
bunlar durağandır, kimyevi değildir.
ama ben belki beynini zorlayanlar olur diye şöyle örnek vereyim: bir boyayı tablonun önüne koyarsanız boya zıplayıp tabloya darwin reisi çizmez ama bir kabın içine belli kimyasaları koyarsanız bunlar belli bağlar kurabilir ve bu bağların ne olacağı şans eseridir.
yani o daktilo falanla doğa açıklanmaz, olayı saptırmayın.