Akıl sâhipleri nazarında yeşil ağaçların her bir yaprağı mârifetullah(allahı bilmek) için bir dîvandır.(kitaptır)
Gâfiller için ise bütün ağaçlar bir yaprak bile değildir."
sadi
Allah sizlere görünse (Ki görünse zaten ölürsünüz), sizin kalpleriniz onu yine de kabul etmez. kendi kıt aklınızla Buna her türlü açıklama getirir yine dinsizliği savunursunuz.
yok hayır senin varlığına dair ortada bir kanıt var da ne oluyor diye sormak isterim.
ayrıca kanıt arayan insan aradığını bulur, bulmak istemeyen insanın da zaten aramasına gerek yoktur. bu yüzden kişiden kişiye değişecek olan önermedir. bana göre mesela bu başlığı açanın varlığı allah ın olduğuna ve ne kadar merhametli olduğuna dair en büyük kanıt.
kuran'ı hiç okumamış kimi cahilin "rüzgarı durdurur, gemiler hareket edemez" diye bir ayet olmadığını iddia etmesine sebep olan mevzudur. bak bakalım var mıymış?
sadece ayetlere bakıp kendi bildikleri ile ayeti yorumlamaya kalkan cahillerin söylediği önermedir.. bir ayetin önce nüzul sebebine sonra ise bu işi gerçekten araştırmış zamanının buyuk alimlerinin tefsirlerine bakın.. ayetlerin birçuğu belli bir nüzul sebebine göre inmiştir.. allah akıl vermiş buyrun kullanın..
kıyamet kadar meal var. tek birinde bile "yelkenli" denilmiyor...
kimi ahmak ise (bkz: ateistlerin inanmadığı konu üzerinde kafa yorması) demiş!.. yahu inandıktan sonra kafa yoracak ne kalıyor ki? tek kafa yorduğunuz "gelen eleştirileri karşılamak için nasıl tevil yapar, nasıl kıvırırız?"dır.
dinsiz (dinle alakası olmayan) kişilerin düşünmemesi, insanlarında zihnini kurcalamaması gerek. (hani siz düşünmüyodunuz lan uğraşmayın siz hala böyle somut örnek aramaya devam edin.) yoksa nur yüzlü dede bir avuç humuslu toprağı götlerine sokar. (bkz: huzur irfan)
şimdi de geminin yelkenine takılmışlar. kafanı çalıştırmıyor musun ? o dönemde yelkenli gemiden başka gemi mi var da ? illa ayette "yelkenli" diye belirtilecek ? Zaten sadece yelkenli gemiler var , allah gemi dediğinde o dönem insanı yelkenli gemi anlıyor.allah o dönem insanının bildiği ,gördüğü bir ulaşım aracı üzerinden bir mesaj veriyor. bu kadar basit şeyleri büyütüp dinde açık bulduğunu zannetmek ancak çoluk çocuk işidir.
"allah neden mesaj verirken sonrakileri kuşkulandırmamak gibi bir kaygı gütmüyor?" sorusunu aklına bile getirmeyen kimilerinin ileri geri konuşmasına vesile olan mevzudur.
klasik "öbür dünya" tehdidi yapanlara ise "sen gittin gördün mü?" diyoruz...
apaçık bir gerçektir. kanıt olduğunu iddia eden ahmakların, milyonlarca kere tekrarlanmış ve yanıtlanmış, kendilerine ezberletilmiş saçma sapan argümanları, sanki kendisi düşünmüş, bulmuş ve de sanki çok makbul, bir anlamı olan argümanlarmış gibi, bilmiş edalarla sunması ise kör bir cehaletin eserinden başka bir şey değildir.
şunların haline bir bakın! hayatlarında bir kere olsun "kanıt" kelimesinin bilimsel açıdan ne anlama geldiğini araştırmamışlar ama ancak cehaletin sebep olabileceği bir küstahlıkla yorum yapma cesareti gösteriyorlar... yazık...