geçtiği aşamaların masraflarını da yine halktan aldığı vergiyle karşılamakta, arıtma vb. işlemleri de halktan birilerinin emeğiyle gerçekleştirmektedir.
hic bir devlet, hükümet, sistem yoktur ki çıkıp yolda sağda solda para arasın. gecimini tesadüfen saglasın. halktan vergi almak zorundadır devlet. aynı orantıda aldıgı paralar halka yol, köprü, hastahane ve bir cok hizmet kurumu vs. seklinde geri dönmektedir. yolsuzluk, rüsvet vs. seyleri sayacak olursan onlar devletin gerceklestirdiklerinin yanında hic kalır. konuya böyle bakmak lazım.
sokaktaki boru patladığında tamir eden halktan biridir.
o boruları döşeyen yine halktan biridir.
depoları da halktan biri kontrol eder, herhalde birinin kardeşidir.
güvenlik de halktan biridir, halktan birinin amcaoğlu.
su arıtma tesisinde de halktan birinin dayıoğlu vardur.
185 su arızada telefonlara bakan yine halktan biridir.
buna rağmen, parayı devlet almakta ve tüm bu işi halledene iyi ihtimalle "al sana yoksulluk sınırları civarında bi maaş, idare et" dmeketedir.
bunu ağzından salyalar saçarak savunan insana da ne denir?
kendisi düşünsün.
bu tarz yaklaşımlara bayılıyorum ve çok içten şekilde tebrik ediyorum. insanlar bir gün anlayacaktır ki devlet insanlara hizmet için vardır insanlara zulm için değil.
Suyu ayağa kadar getirmenin bi bedeli olduğu içindir. gidip dereye gidon doldursa annesi pislik içinde çamaşır yıkasa bu seferde bundan yakınır Amk millet.
başlığı açanda arkadaş sanırım kürt, ''neden'' derseniz, kürtler elektriği ve suyu kaçak kullanır, eğer bir kürt vatandaşımız elektrik ve su parasını ödüyorsa, elektrik ve su parasından yakınır, her şeyin bir bedeli var ufaklık elbet elektrik ve su parasını ödeyeceksin, yoksa anneni dereye göndereceksin.
sudan almıyorlar o parayı. suyu sizin çeşmenize getirene kadar çeşitli sistemler var. birnevi vergi olarak düşünün su parasını. halka kalsa devletin hiç bir şekilde kimseden para almaması gerekiyor. tek taraflı ve bencil düşünmemek lazım.
neyin irdelendiğini anlamayan -sanırım- devletperestlerin kendi kendine devleti allah'ın emanetçisi olarak atadığı ve böylece tapındığı devleti aklı sıra akladığı bir durum.
1- bu durumda devlet de allah ile kul arasında bir aracı gibi nitelenmiş olur. Allah'a aracılar edinenlerin akıbeti bellidir.
2- halk devlet için değil, devlet halk içindir. Devleti halk kurar ve halk yaşatır. halk, kendi sahip olduğunu devlete emanet etmiş, bunun ardından devlet ise bu emanetten para almaya kalkıyorsa hırsızlık yapmaktadır; yaptığı meşru değildir.
Madem emanetçi, bıraksın da biraz başkaları emanetçi olsun, halk emanetçi olsun allah'ın mülküne; hadi?
Bu "mülk allah'ındır, ben de emanetçisiyim" bahanesi, tarihin en büyük dinci yalanıdır.
3- suyun çıkarılmasından eve gelişine dek tüm unsurları halk tarafından inşa edilmekte ve işletilmektedir. Buna rağmen, halk buna para veriyorsa devletin kulu köpeği olmuş demektir.
Özgür insanlar ise, yalnız allah'a kulluk ederler.(fatiha/3)
Doğrusunu yapan devlettir.
bedava olsun da ülkenin akılsızları suyu istediği gibi boşa kullansın değil mi?
Küresel ısınma diye bas bas bağırıyorlar sizin dediğinize bakın!
Kızarttığı yağı lavaboya döküp suları kirleten cahiller birde kalan temiz suyu düşüncesizce kullanırsa sonumuz ne olur?!