allah ın neden yemin etmeye ve tehdit etmeye ihtiyacı olduğunu düşündürür. sorgulamayalım ama yine de boş verip. çok düşünürsek kafayı yeriz.
ayrıca sürekli şüphesiz ki kelimesini kullanması da ilginçtir.
tamam tamam sustum, düşünmüyorum. ama siz yine de aşağıya bir göz atın bence;
Allah, kendine inanmayanlara vereceği cezaları sıralarken, en insafsız insanın bile düşünmekten çekineceği sapıklık ve vahşette işkenceler anlatmaktadır. Bunları tek tek örneklemenin gereksiz olduğunu sanıyorum. Kuran, bu kanlı ve acılı ceza yöntemlerinin ballandıra ballandıra anlatılmış detaylı tanımlarıyla doludur. Allah, ihanete uğramış siyasi parti başkanı gibi, gücü eline geçireceği günü beklemekte ve o gün rakiplerine çektireceği pişmanlığı şevkle ve şehvetle anlatmaktadır.
islamın Allah’ı, olabildiğince insanımsı, duyguları, hatta vahşi duyguları olan bir Tanrı görünümü çizmektedir. Kendini inkar edenlere ettiği küfürler ve işkence tehditleri, ne yazık ki değiştirilemeyeceği söylenen Kuran’da yazdığı için, inananların da elini kolunu bağlamakta, karşılık olarak gördükleri hakaretler için onları çaresiz bırakmaktadır. Ama Allah’ın bunu düşünmemiş olması, müslümanların inançlarına saygı duymayanların değil, bizzat kendisinin hatasıdır.
Bu nedenlerle, müslümanlara, asla ve asla kimseye karşı; “inancıma saygı göstermeni bekliyorum” gibi bir söz sarfetmemelerini tavsiye ediyorum. Çünkü böyle bir sözün arkasını dolduracak dayanaktan yoksunlar.
Bazı yeminleri ise şöyle. öyle yemin ediyor ki sanki bir insan;
Gökyüzü ile ilgili olarak üğzerine yemin edilenler
* Yıldızlar
* Güneş
* Ay
* Fecr ( sabah ) vakti
* Şafak
* Kuşluk vakti
* Gündüz
* Gece
* Yeryüzü
* Deniz
* imar olunan ev ( Kabe )
* Mekke
* Çift ve tek
* Baba ve evlad
* Tûr Dağı
* incir ve zeytin
* Şahit ve şehadet edilen
* Atlar
* Nefs
* Kendini kınayan nefs
* Asr ( Yüzyıl )
Örnekler:
Andolsun burçlara sahip göğe ( Burûc/1 )
Semaya yemin olsun ( Târık/1 )
Semaya ve ınu inşa edene yemin olsun ( Şems/5 )
Battğı zaman yıdıza and olsun ( Necm/1 )
YEMiN EDENLER
*** Allah
*** Hz Peygamber
*** Şeytan
*** Hz Adem ile Havva
*** Habil
*** Hz. ibrahim ve babsı
*** Mısır Azizinin karısı
*** Hz. Yusuf'un kardeşleri
*** Bahçe sahipleri
*** Hz Musa
*** Hz. meryem'in kavmi
*** Firavun
*** Öldükten sonra dirilmeye inanmayanlar.
*** Asi ümmetler
*** Müminler ( inananlar ) ve Cehennem ehli
Allah'ın yeminine örnekler:
Andolsun o dönüş sahibi göğe, o varılan yere ki, hakikaten o ( Kur'an ) Hak ile batılı ayırdeden kati bir sözdür. O bir şaka değildirBattığı dem yıldızlara and olsun ki, arkadaşınız sapmadı, Batıla da inanmadı ( Necm/1-2 )
ALLAH'IN YEMiNLE PEKiŞTiRDiĞi KONULAR:
** Allah'ın birliği ve kudreti
** Yaratılış
** Vaad edilenin mutlaka yerine getirileceği
** Haşr ( kıyamette tüm insanların bir yerde toplanmaları )
** insanın nankörlüğü
** Çeşitli toplumlara peygamberler gönderildiği
** Hz. Muhammed'in Peygamberliği
** Kur'an'ın Allah sözü olduğu
** inananların sınanacağı ( sınava tabi tutulacakları )
** Tevhide ( Allah'ın bir oluşuna inanmaya ) davet
** Hz. Muhammed'in Cebrail'i gördüğü
** Ehli Kitabın ( Hırist,yan ve Yahudiler ) inançsızlıkları
Örnekler:
Andolsun onlara: O gökleri o yeri kim yarattı diye sorarsan, muhakkak Allah diyecekler. ( Zümer/38 )
Andolsun ki O, onu ( Cebrail ) apaaçık ufukta görmüştür. ( Tekvir/23 )
. ( Târık/11-14 )
madem ateistsin bu kadar neden kurcalıyorsun bu işi? inanmadığın bir şeyin bu kadar üzerine gitmek neyin nesidir? gocunduğun bir durum, kabullenemediğin gerçekler var demekki.
allah'ın varlığının delili çoktur. kur'an-ı ayedleri yanlış tasvir edip, yorumlamak sizin gibi zındıkların işi olur hep. misaller mucizeler ker'ametler çok. görebilene, bakabilene, anlayabilene. yıl olmuş 2015 halen sizin gibi boş misaller verip sapıklığa sapan insancıklar var.
insanoğlu olarak birbirimize yeri geldiğinde 'gerekirse kafasına kafasına vur anlat' gibi tabirler kullandığımız düşünüldüğünde, Rabbimizin bizi sadece olacaklara hazırladığı anlaşılacaktır.
birincisi hakaretvari bir söylem göremedim efendice anlatılmış. kuran da yazılan herhangi bir şeyin yanlış olabileceği ihtimalini dile getirmek hakaret değildir.
ikincisi bir arkadaş kuran ın %100 çevrilemeyeceğini söylemiş. islam'a göre, bunun söylenmesi dahi allah a hakarettir. çünkü allah dünyaya bir kitap yolluyor ve bu kitap anadili arapça olmayanlar dışında%100 anlaşılamayacak acizlikte oluyor öyle mi?
bazı insanlar dünyada bir sürü büyük günah işleyen insanlar var tecavüzcüler, katiller var bu cezalar onlar için bu kadar heybetli heybetli anlatılmış diye düşünebilir.
ancak bildiğime göre isveç te doğmuş, hayatı boyunca günah sayılan hiçbir şey yapmamış, lakin müslüman olmayan bir insanı sonsuz azap beklememekte midir?
Ateizmi insanların burnuna burnuna sokmak için açılmış, insanı kendi kendine "Yaa evet gerçekten adam çok hakli, ne kadar saçma bir olay! Acaba gerçekten ALLAH diye birşey yokmu?" diye açılmış saçma, salak, domuz, adi, pislik bir basliktir... Başlığını sikiyim afedersin
insan için uyarmadır. insan pek laftan anlayan bir canlı olamamıştır çoğu zaman.
herkes hz. (bkz: ebu bekir) kapasitesinde değildir.
allah(c.c) uyardığı halde kötü fiilleri işleyenleri o kötülüklerine karşılık gelecek cezalarla buluşturacaktır.
ve allah(c.c), uyarılara riayet edenleri de asla karşılığı olamayacak mükafatlara kavuşturacaktır.
(bkz: Kehf 56)
"Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. inkar edenler ise, hakkı batılla çürütmek için mücadele ederler. Âyetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar."
(bkz: Nisa 165)
"Müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanların Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."
ah janım ya. allah sizi ıslah eylesin. yemin başka bir şey yemin edilen şey başka bir şey.
bak kuran'da geçen her ayet diyoruz ya. ayet nedir? bir sorgulasana.
ayet; delil demektir. neyin delili? Allah'ın varlığının ve birliğinin delili. yeminler dahil, yeminlerde ki madde, canlı, merhumlar vs. hepsi birer delil.
daha derine inersek; allah aynı kuran'da yarattığı her şeyin kendisini zikr ettiğini söyler. misal bu yüzden entry'imde cansızlar demiyor dikkat ediyorum. bir şey bana canlı gelmiyor diye, cansız anlamına gelmiyor. kuran nice taşların! bile allah korkusundan yuvarlandığını söyler. ama insanların çoğunun bu başlıkta olduğu gibi nankör ve inkar yoluna gittiğinide söyler.
biz müslümanlar yani hidayet'e erip teslim olmuş amenna ve saddakna demiş kişiler kuran'ın hepsine iman ediyoruz.
şimdi sen şunu sorgula kendinle; neden inkarını sürekli ortaya koyuyorsun? * neden bizi ikna etmeye çalışıyorsun inkarına? bir baksana sana bunu yaptıran ne diye?
yemin bir olayın, bir şeyin önemini gösterir. Örneğin mekke üzerine yemin edilmesi, mekke'nin önemli, Allah katında değerli olduğunu gösterir.
Allah'ın tehdit etmeye ihtiyacı yok. Bir yol ortaya koymuş, dediklerimi yaparsan ödül var, yapmazsan ceza var diyor. insanlar cezayı hiç duymadan cehenneme atılsalardı, bu adil olmazdı.
bu tip başlıkları gördüğümüzde, kur-an'a inanmayanlar kadar araştırmadığımız için, okumadığımız için böyle şabalak gibi bakakalırız. adam sorar, yapıştırır biz bakarız. okumuyoruz cahiliz kısacası, biz sanıyoruz, islam dinimiz, kitabımız kur-an, alla' ha inanıyoruz tamam cennetteyiz. maalesef cahiliz, cahil olduğumuz için bu durumdayız. islam dinini kullanarak götüren siyasetçiler, bilmem kimler, kusura bakmayın bir inanmayanı ateisti nasıl müslüman yapacaksınız, siz ateist olsanız müslüman olur musunuz? samimiyetle bu soruyu kendimize sorarsak güzel yarınlar bizi bekliyor.
--spoiler--
iman etmek, cennet fikrine inanmak bunlar güzel şeylerdir. insana huzur verir.
namaz kılmanın insana bir zararı yoktur. yapsanız ne çıkar. oruç tutuverin ne olcak sanki.
evet sonsuz uzunlukta bir cennetin var daha ne istiyorsunuz?
hadi diyelim, sırf bunlar vaat ediliyor diye inandık.
--spoiler--
yarın öbür gün başka bir adam çıkıp ben elçiyim dese ve bu düşüncesini çok mantıklı temellere oturtsa, onun sistemine göre ahlak çok önemli olsa, ona inanlar huzur bulacak olsa, eğer herkes o adamın kitabına uyarsa dünya mükemmel bir yer olacak olsa
bu mantığa göre bu adama da inanmak gerekir.
deniyor ki,
"neden inkarını sürekli ortaya koyuyorsun?"
çünkü insanlar kendilerince mantıklı olan düşünceleri ortaya koymak, bunları paylaşmak isterler. dünyanın düz olduğunu inkar eden bir insan neden bunu herkese duyurmak istiyorsa, "dünyanın düz olması şöyle şöyle mantıksızdır" demeyi neden istiyorsa o yüzden inkarcı denen insanlar bunu içlerinde tutmak istemezler bu kadar basittir.
kaldı ki kimse "bence allah yok bu yüzden siz de inanmayın" demiyor.
kendilerine mantıklı gelen düşünceleri diğer insanlarla paylaşıyorlar. *
ancak buradaki entrylerin çoğunda "bence allah var siz inanın" anlamında şeyler söylenmiş.
psikoloji de tehdit etmek ve aşağılamak aşağıda detayları var. Bu bir insani davranıştır yani bir tanrı insan gibi davranmaz, insan gibi kızmaz, sinirlenmez, tehdit ve küfür etmez. bunlar tanrının işi değildir. olsa olsa birisi kendi kendine kitap indirmiştir. kim o birisi. o soruyu da size bırakıyorum.
---
Çocukları disipline sokmak için onları tehdit etmek, aşağılamak, korkutmanın zihinsel istismar olduğunu vurgulayan Psikolog Serap Duygulu çocuk yetiştirirken dikkat edilmesi gereken noktaları anlatıyor.
Allah'ın üzerine yemin ettiklerinden bir örnek olarak, "Andolsun asra ki..." ( Asr, 103/1) ayetini kısaca açıklamak istiyoruz:
Bu âyeti kerimede Cenab-ı Hak, yarattığı varlıklardan birisi üzerine yemin ediyor. Bu noktada düşünülmesi gereken iki husus vardır. Bunlardan birincisi, Allah niçin yemin eder?
Yemin genel olarak söylenen bir söze, ortaya atılan bir iddiaya muhatabını inandırabilmek için, saygı duyulan, iki tarafça da kutsal olarak bilinen ve adı anıldığında, söylenen sözün yalan ve yanlış olmayacağı kabul edilen bir varlığın adını zikretmek, böylece karşı tarafa iddianın doğru olduğu mesajını vermektir. Çoğu zaman ise yemin için adı verilen varlık, kudretli ve aldatan kimseyi cezalandırması beklenen bir varlıktır. Müslümanların bu manada Allah'tan (c.c.) başkasının adına yemin etmesi haramdır.
Elbette ki, Allah'ın (c.c.) böyle bir şahit getirmeye, sözünün doğruluğunu ispatlamak için bir başka varlığa ihtiyacı yoktur. O'nun bu yemininden kasıt, yemin ettiği varlıkla ilgili olarak insanların yanlış düşüncelerini düzeltmek ve insanların dikkatini yeminden sonra gelen ifadenin önemine çekmektir.
insanlar kimi zaman varlıkların değerlerini olduğundan daha düşük gösterir ve onlara uğursuzluk, kötülük ve çirkinlik sıfatlarını yakıştırırlar. Halbuki onlar Allah'ın (c.c.) yarattığı diğer varlıklar gibi şereflidir ve bu kötü sıfatlara haiz değildir. insanlar bazen de bu varlıklara, kendilerinde bulunmayan sıfatlarla nazar ederler ve onlarda uluhiyet vehmederler. Bu da doğru değildir. Onlar yalnızca Allah'ın (c.c.) yarattığı varlıklardır.
işte Allah Teala (c.c.) bu varlıklara yemin ederek, bunların ne insanların suizan ettiği gibi uğursuz ve değersiz varlıklar olduğunu ne de insanların onlarda vehmettiği gibi bir uluhiyet vasıflarının bulunduğunu, bunların yalnızca Allah'ın (c.c.) eserlerinden olduğunu vurgulamak için üzerlerine yemin etmiştir.
Düşünülmesi gereken ikinci husus ise "asr" ın anlamı ve Allah'ın (c.c.) neden onun üzerine yemin ettiğidir?..
Bir görüşe göre "asr" zaman (ed-dehr) demektir. Zaman insanların hayatlarını, fiillerini kuşatan bir olgudur. Yaptığımız iyi veya kötü bütün işler, zaman içerisinde gerçekleşir. Rahatlık, sıkıntı, hastalık, sıhhat, zenginlik, fakirlik hep zamanın içinde meydana gelir. Bu yüzden zaman, insanların dikkatini çeken bir olgudur. Zamana yemin etmekle, insanların dikkatleri daha sonra söylenecek sözlere çekilmiştir.
Ayrıca cahiliye Arapları zarar ve ziyanı, zamanın kötülüklerine bağlardı. Bu gün bile insanlar başlarına bir iş geldiğinde, günlerin ve rakamların uğursuzluğundan bahsetmekteler. Böylece Cenab-ı Hak, asra yani zamana yemin ederek, insanlara kötülüğün zamanda değil kendilerinde olduğunu belirtmiştir.
Diğer bir görüşe göre (Ebu Müslim) "asr", ikindi vakti demektir. Allah (c.c.) kuşluk vaktine (duha) yemin ettiği gibi, günün diğer ucu olan ikindi vaktine de yemin etmiştir. Ayrıca ikindi vaktinin önemini anlatan bir çok hadisi şerif vardır. ikindi, artık günün sonunun yaklaştığı, insanların işlerini bitirmek için uğraştığı, kazanç veya kayıp hesaplarının yapıldığı bir vakittir. Ve bu özelliği ile kıyametten önceki, veya ölümden önceki son vakitlere benzemektedir. Artık hüsranda olan veya saadet içerisinde olan insan, hesap vermeye hazırlanmaktadır.
Ayrıca cahiliye Araplarının bu vakitte işlerini bitirerek, Kâbe etrafına toplandığı, burada işsiz güçsüz insanların dedikodu ve diğer çeşitli kötü işlere daldığı, bunun neticesinde çeşitli kavga, dövüş ve çirkin neticelerin hasıl olduğu rivayet edilmiştir. Bunun sonucunda Araplar, ikindi vaktinin uğursuzluğuna hükmetmişler ve aslında kendilerinde olan kötülüğü, ikindi vaktine yüklemişlerdi. işte Allah (c.c.) bu vakte yemin ederek, insanlara onun, Allah'ın (c.c.) yarattığı şerefli bir varlık olduğunu belirtmiştir.
