doğrudur, söylenmesi de, söylenmiş olması da, her türlü doğrudur, inanç vicdan özgürlüğü diye kıçlarını yırtıp, benim inanmama özgürlüğüme karışamazsın deyip inananlara türlü hakaretler etmeyi kendilerine "hak" görenlere söylenmiş olan bu sözler çok yerindedir.
inanmamak özgürlükse eğer kanıt yada mantık aramadan inanmak da özgürlüktür.
bu arada domuzu da allah yarattı şeytanı da, inananlar için yaratılmış herşeyin bir yaratılma nedeni vardır. buna sorgusuz inanılır, buna inanmak değil iman denir.
islamı kabul etmemek için tek neden bile olabilir.bir insan ağzından çıktığı apaçıktır.herşeyi bilen yüre yaratıcının kendi yarattığı bir canlıyı,kendine inanmayanlar için onları aşağılamak için kullanması açıklanamaz.
yanlıştır, bırak köpeği mahlukatların en aşalığı demiştir (bkz: esfel i safilin) . Haklıdır, çünkü ülkesine ihanet eden bile köpekten aşağı görülüyorken Allah'a ihanet edene çok değildir bu söz.
Eğer doğru ise iki farklı çelişkiyi barındıran olgudur.
1 - Bu durumda köpeklerin de inançsız olması gerektiğini söylemektedir ki 17:44 ' de belirtildiği üzere bu durum tezat oluşturmaktadır.
2 - Kendisine ve dolayısıyla ayetlere inanmayan kitleye kınayıcı söylevler söylemenin çelişkisi. Kanatlı unicornlar da RTE için biraz şey demişler ama hani ceza ?
inanmıyor diye derilerini yüzüp yüzüp yenileyeceğini, türlü türlü işkenceler edeceğini söyleyen tanrıdan köpek demesini mi çok görecekler dememe sebebiyet veren durum.
düzeltme: yuh lan ne öfke anasını satayım, bu kadar eksi beklemiyordum, bunları söyleyen allah lan ben değilim.
aynen aşağıdaki hadiste olduğu gibi kuran daki bu ifade de bir benzetmedir.
--spoiler--
Enes b. Malik Radıyallahu anh Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'den şöyle buyurduğunu rivâyet etmektedir: "Secde halinde azalarınız itidalli olsun. Sizden herhangi bir kimse kollarını köpek gibi yere yaymasın."
ik'a (köpek oturuşu)nun birkaç şekli vardır. Bunlardan bazıları şöyledir: Ayaklarının üst taraflarını yere doğru yapıştırması, sonra topukları üzerine ya da topuklarının arasına oturması. Bu köpeğin oturuşuna benzer. insan bu şekilde oturduğu vakit sağlam oturamaz. Bir diğer şekil şöyledir: Uyluklarını ve bacaklarını dikerken topukları üzerine oturması şeklidir. Hele ellerini de yere dayamışsa Köpek oturuşuna en çok uyan şekil budur. Bir diğer şekil ise ayaklarını dikip, kabaları üzerinde oturma şeklidir.
Ali Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "iki secde arasında ik'a yapma".
insanın hayvana benzememesi için, kolların yere yapıştırılması mekrûhtur. Onları uzaklaştırmak ve yerden kaldırmak müstehabtır. Elverir ki uzun secde yaptığından ötürü bu hal ona zor gelmesin. Şâyet bu durum ona ağır gelirse, dirseklerini dizlerine dayar.
--spoiler--
neden insanlar bu benzetmeyi üstüne alır o da ayrı mevzu tabi.
orda ateistlerin dünyaya olan saplantılarını işaret etmektedir yani şöyleki sen onlara ayeti anlatsanda aynı şekilde solur yani yaşarlar anlatmasanda başka bir ayettede dediği gibi:" biz onların kalbini mühürledik."
Kullarını bir annenin çocuğunu sevdiğinden daha çok seven Allah'ın kendisine inanmayan çocuklarını kapı dışarı edebileceğinin sinyallerini açık açık verdiği metin. Buram buram hoşgörü buralar.
kuran nın hiçbir yerinde ateistlerden bahsetmez.
inkar edenler derken; allah ı inkar edip başka ilahlar edinenlerden bahsetmektedir yani şirk koşanlardan bahseder ki şirk koşanlar da bir şeylere inanırlar fakat inandıkları şeyler islam felsefesine terstir sadece.
yani bir ateistin üzerine köpek sözünü alınmasına gerek yoktur.
--spoiler--
(175-176) Onlara, kendisine âyetlerimiz hakkında ilim nasib ettiğimiz kimsenin de kıssasını anlat: Evet, o adam bu ilme rağmen o âyetlerin çerçevesinden sıyrıldı, şeytan da onu peşine taktı, derken azgınlardan biri olup çıktı. Eğer dileseydik, onu o âyetler sayesinde yüksek bir mevkiye çıkarırdık, lâkin o, dünyaya saplandı ve hevasının esiri oldu. Onun hali tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi haline bıraksan da yine dilini salar solur! işte bu, tıpkı âyetlerimizi yalan sayan kimselerin misalidir. Sen olayı onlara anlat, olur ki düşünüp kendilerine çekidüzen verirler.
--spoiler--
burada bahsi geçen ayeti, bir önceki ayetle beraber ele almak gerekir. ayetlerde köpeğe benzetilen kişi, önceden doğru yolda olup daha sonra küfre girmiş insanlardır. köpek gibi solur durur ifadesinden kasıt ise;
o kişi için artık ne yaparsan yap fayda etmez, onunla ilgilensen de kendi halinde bıraksan da onun halinde bir değişiklik olmayacaktır, çünkü o heveslerinin ve nefsinin kurbanı olmuştur.
netice olarak;
--spoiler--
Biz onların (kafirlerin) neler demekte olduklarını çok iyi bileniz. Onların üstünde bir zorba değilsin sen. Onun için benim tehdidimden korkacaklara sadece Kur'an ile öğüt ver . 45 (Kaf)
--spoiler--
ateistlerde de tefsir ilmi olduğunu görmemize vesile olmuştur. sevsinler. ayeti yarım yamalak al koy buraya. meali budur deyip galeyana getir milleti. sadece meale bakıp hüküm çıkaracak ilmi nerden öğrendin sen? hani bunun tefsiri? neye dayandın da attın buraya? orada belli bir şahıs veya zümreden bahsedildiğini, ayetin "onun halini onlara anlat" diye bittiğini bilmiyor musun? tefsirsiz kur'an anlaşılır mı be adam? al sana araf suresi 176. ayet (elmalılı hamdi yazır tefsiri) :
Ve eğer dileseydik hiç şüphesiz Biz onu o âyetlerle yükseltirdik. Lâkin o alçak, yere saplandı, dünya ve sefalete meyletti, kendi heva ve hevesine uydu da o âyetlerden sıyrıldı, dinden çıktı, alçaldıkça alçaldı. Demek ki, yükselmesine ilâhî irade meydan vermedi, kendi haline bırakıldı da bu düşüşten kurtulamadı. Bunun Hz. Musa zamanında israiloğulları âlimlerinden Bel'am b. Ebr veya Ken'anîler'den Bel'am b. Baura namında birisi olduğuna veya Araplar'dan Ümeyye b. Ebissalti Sakafî hakkında nazil olduğuna dair bir kaç rivayet vardır. Bel'am'ın bazı ilâhî kitaplara bilgisi vardı, duası makbul bir veli iken Arz-ı Mukaddes'e girme meselesinde Hz. Musa'nın veya Yuşa'nın aksine dünya sevgisi ile zorbalara arka çıkmıştı. Ümeyye b. Ebissalt da bazı din kitaplarını okumuş ve bir peygamberin geleceğine inanmıştı, o gelecek peygamberin kendisi olması ümidine kapılmıştı. O sırada Hz. Muhammed'e peygamberlik verilince hasedinden dolayı küfre sapmıştır. Diyebiliriz ki, asıl kıssa Bel'am olduğu halde nüzul sebebi Ümeyye olmuştur. Fakat âyet şunu gösteriyor ki, kıssadan maksat herhangi bir şahsın tarifi değil, onun halini dile getirmek ve karakterini söz konusu etmektir. Madem ki, o heva ve hevesine uydu, dinden sıyrılıp çıktı ve insanlık bakımından alçaldı, işte artık onun temsili bir köpek temsili gibidir, sen onu sevketsen de kehler, bıraksan da kehler, yani onu yorsan da dilini çıkarıp solur, kendi haline bıraksan da dilini çıkarıp solur, hiçbir zaman ıstıraptan, acıdan kurtulamaz. Köpeğin en aşağılık hali de başka hiçbir hayvanda bulunmayan bu soluyuştur. işte o kimsenin halindeki düşüş, köpeğin mesel olmuş olan bu aşağılık hali gibidir. Yani alçalmanın en son kertesidir. "Onları uyarsan da, uyarmasan da birdir." (Bakara, 2/5). işte bu mesel âyetlerimizi inkâr eden o kavmin meselesidir, ki onlar, "Tevrat'ı miras alan ve onu şu alçak dünyanın çıkarlarına değişen o bozuk nesildir." O inkârcı kavimdir. işte sen onlara bu kıssayı anlat ki, belki biraz düşünürler. içlerinde bundan ders alacaklar bulunur. Yani sen, bu ihtimali de hesaba katarak anlat.
kısa bir araştırma yaptım, ayet ateist bir şahıstan bahsetmiyor. rivayete göre ayetin muhattabı Bel'am b. Ebr, Bel'am b. Baura, Ümeyye b. Ebissalti Sakafî adlı üç kişiden biri.
üçünün ortak özelliği ateist olmamaları. bunlardan birisi dünya malına meyleden zalimlere arka çıkmış bir alim, başka birisi de peygamberliğin kendisine gelmemiş olmasından dolayı küfre sapmış olmalarından dolayı bu ayet inmiş.
Yav ateist arkadas köpek zaten köpektir. Kuran-ı kerim dede köpektir dünyadada köpektir.
yani köpeğe köpek demek aşağılama değil övmektir.
ahmete ahmet demek gibi bi şey bu.
Edit: belirtilen ayetin de doğruluğuna pek inanmıyorum. araştırıcam. ama öyleyse bile yukarda dediğim şekilde.
ateist olup islamı tamamen zihninden silmiş at gözlüklü kişilere ne anlatılırsa anlatılsın iman etmeyeceklerini bildiren ayette geçen olay. allah, kendisine inanmayanın aptal olduğunu belirtmemiştir. burada deveye de benzetilebilirdi, kediye de benzetilebilirdi. köpek benzetme amacıyla kullanılmıştır (köpeğin dili sürekli dışarıda olduğu için ne anlatırsanız anlatın aynı davranışa devam edecektir gibi). bir aşağılama söz konusu değildir.
diyanet işleri ve daha bir sürülerinin çevirileri ekteki linktedir.
"A’RAF 176. Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. işte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler. "
tanrının kendini reddedenlere karşı sadece cehennem tehdidinde bulunmayıp hakaret ettiğininde göstergesidir.
olsun o tanrıdır. o büyüktür hakaret te etse o bağışlayandır.
not: vay anasını sayın seyirciler adamlar ayetleri eksiliyor. biz ki biliyoruz onlar kim hepsini teker teker yakacağız. dünya ateşini arar olacaklar. şaka lan şaka yok böyle bir şey biz hepimiz severiz insanları.