dinde bize anlatılan allah kavramı, o'nun herşeyi görmesi, bilmesi, duyması ve herşeye gücü yetmesidir. böylesine bir yetkiye sahip bir yaratıcının bizi dünya diye bir yerde sınava tabi tutması, o'nun istekleri doğrultusunda o'na ibadet etmemiz acaba! o'nun bizden beklediklerimidir.
imanlı olan herkez kadere inanır ve dünyada gelen her türlü iyi yada kötü olayların allahtan geldiğini savunur. kader kavramında allah hepimzin ne yaptığını önceden bilmesidir. allah'ın hepimizin daha önceden ne yaptığını bilmesi, o'nun bizim ne yapacağımızı yazmasıdır. aksini düşünen varsa allah'ın herşeyi bilmediğini savunur. bu durum da şirke gider. peki bizim yapacağımız iyi yada kötü olayları o yazmışsa bunda bizim suçumuz ne? bu nedemek biliyor musunuz? bu herşeyi yapanın allah olduğudur. yoksa bizim kalkıp günde beş vakit namaz kılarak, zekat vererek, haca giderek o'nun egosunu tatmin etmediğimizdir.
allah kendisini yanıltacak bir kul bekliyor bu dünyada. ve o kul yapacağı bir eylemelen allah'ı yanılgıya uğrattığı zaman belki kıyametin kopmasıdır. yani oyunun bitmesidir.
dindar arkadaşarın dini inançlarına zarar vermek gibi bir niyetim yok bu, sadece benim kişisel görüşümdür.
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
ömer hayyam
kader anlayışını şu şekilde görebiliriz. teorik fizikteki paralel evrenlere benzer şekilde bizim de farklı davranışlar sergileme olasılıklarımız vardır. allah bütün bu olasılıkları bilir. ama biz insanlar bu dallara ayrılan bir ağacın kökü gibi bir yolda ilerleriz. burada hem özgür irade vardır hem de allah'ın geleceği bilmesi. allah'ın bizim hangi seçimi yapacağımızı bilmemesi de bence allah'ın gücünü düşürmez. çünkü burada bilmediği özgür bir seçimdir. bilseydi özgür bir seçim olmazdı. allah herşeyi bilir derken buna kendi özgür iradeye bıraktığı şeyleri sayamayız.
mesela bir adam sinemada bir film izlese ve ertesi gün de oğlunu aynı filme götürse ve film devam ederken filmin gidişatını ona anlatsa;çocuk görecektir ki gerçekten de babasının söylediği gekçek oldu!
peki sanıyor musunuz ki o adam öyle söyledi diye öyle oldu? tabi ki hayır... gidişat zaten öyleydi, oyuncular bunu öyle oynadılar (senaryo gereğince) ve adam bunu daha önceden biliyordu.
yani birisinin olacakları bilmesi, onun suçu veya başarısı değildir.
senaryo oyuncunun elindedir, hakkını verirya da vermez; kendisi bilir. olmadı, kazanamaz...
ha o oyunculara gelince...isterse oynamaz kardeşim! çıkıp gideceği başka bir seti varsa eğer gider. yoksa susar. bu kadar basit.
