bu sözde dini bütünler, allahın yarattığı kulların ibadetini yargılarlar. onların bu ibadet yaşantısını değerlendirip allah ın onlara nasıl bir yargıda bulunacağına karar getirirler. ama bilmezler ki bunun adı allah a kendilerini şirk koşmaktır. peygamber yada allah tarafından görevlendirilen biriymiş gibi davranmaktır. bu kişiler bilmez ki ibadetin kimde ne kadar olduğunu. ama kendi ibadetiyle ego tatmin etmek için ben namaz kılıyorum kılmayanlar nasıl hesap verecek şeklinde allah ın işine karışmaktadırlar. tez zamanda kendileri töbe etmeli ve sadece sorumlu olduğu aile bireyleri ve kendisinin ibadetiyle ilgilenmelidir. müslümanlık yeterince her kul tarafından bilinen bir dindir. imanın şartları ve ibadet şekillerini bilmeyen türk yoktur. ama onların nasıl ve ne kadar ibadet ettiğine kimse karışamaz. bu allahın yargılama kudretinde kendisini söz sahibiymiş gibi davranmaya yol açar. bu sebeptendir ki artisliğin gereği yok. kimsenin haddine değil allah ın işine karışmak, kullarının ibadetine karışmak.