Çünkü allah insan iradesini özgür birakmistir, insani hayvandan ayiran en önemli özellik budur, allah peygamberlerini toplumlara göndermiştir ki doğruyu anlatsinlar , bi insan doğruyu yanlisi bilmesse ne yere gore ceza veya ödül alacaklar , iste bu adalettir. Allah neyin ne olucagini bilse bile insanlar i peygamber vasitasiyla uyarir ki Kimse ben bunu bilmiyordum duymadim demesin. Bana kimse doğru yolu gostermedi demesin.
Bir ayette şöyle der; biz onlara apacik doğru yolu gösterdiğimiz halde onlar sapkinliklarindan vazgecmediler ve helak oldular.
Daha basit anlatirsak, sinav sorulari verilmeden sinav yapmaya benzer öteki türlüsü, keyfi elemeyle belirlenen sinav olur.
Allahin adaleti burada devreye giriyor iste herkese eşit şartlar sunulmuş her kavm peygamberler tarafından uyarilmis ve ayetler tebliğ edilmiştir , sonra si iradeye birakilmistir.
Yani emirlere uyan nefsini terbiye eden hem bu dünyada hem obur dünyada manevi tokluga ulasir.
Uymayan kendi nefsinin istekleri doğrultusunda ne yaşamak istiyorsa yasar baskalarinin sinirina girmeden.
Sinirlar asildigi zaman ise helak baslar , genel mantik budur yani.
madem canlandirmissin öğrenmiş ol.
evet allah belki demiş ve hatta umulur ki demiş düşün umarım dinlerler de düzelirler ve ben o cezayı onlara vermem ( ki düzelmiyeceklerini bile bile) çok acaip gerçekten sonucun ne olduğunu biliyoken yine de uyarmak yapmasin etmesin demek.
iyide zaten sonucu bildiği şeyden niye yarattıklarını sorumlu tutuyor ki. çelişki mi yoksa işin püf noktası mi? yani allahin zaten bildiği bir sonucu mu yaşiyoruz? yada zaten yaşadığımız sonucu mu biliyor allah? tıpkı meteorolojicilerin günler hatta haftalar öncesi yağmuru karı bilmesi gibi, sence kar, yağmur tahmin ediciler öyle dediler diye mi yağıyor? yoksa kar, yağmur vs zaten yağacak da onlar önceden tahmin edip bizleri mi uyariyorlar?
iyi düşünmek lazim, iyi araştırmak ve en önemlisi iyi analiz etmek lazim.