müslümanların elle tutulur bir cevap verip veremeyeceği bahis konusu olan mesele. şöyle ki; müslüman olmayan için cevap basittir: allah'ın kendisi bir hayal ürünüdür, dolayısıyla soru gereksizdir. oysa kutsal kitaplarda her şeyi "ol" diyerek yaratmış, üstelik kendince bir bildiği olduğu, evrensel bir plan yapmışlığından bahsedilen bir allah'ın yaratım sürecinde hayal edebilme yetisinin rolü var mıdır? eğer allah'ın hayalgücüne "ihtiyacı" yoksa tasarlama mekanizmasının ardında yatan dinamik nedir? müslüman bunu düşünür mü, yoksa böyle şeyleri düşünmenin günah olduğunu mu düşünür? mesele budur.
allah neden "ben bunca şeyi yarattım, her şeyin çalışma mekanizmasını inceleyiniz ki benim dehamı da anlayabilesiniz" dememiştir de, "her şeyde ancak allah'ın bilebileceği bir hikmet vardır" diye müslümanları bir türlü içinden çıkamadıkları zihni bir tembelliğe yönlendirmiştir? müslüman belki buna da kendince cevap arar; yoksa kafirin cevabı hazır: müslüman kendi keyfi ihtiyaçlarına yönelik bir din icat ettiği için...
olacak herşeyi bir sıraya koyduğundan * fazla mesele edilmesine gerek olmayan meseledir. düşünme özelliğini de düşünen o.
''ol'' dediğinde olanları başkası yapmadığına göre mutlaka hayal gücüde sınırsızdır.
ayrıca bak ne demiş ?
inne fi zalike le ayatin lil mutevessimin (mutevessimine).
(şüphesiz bunda düşünüp görebilenler için deliller vardır.) ve buna benzer ayetleri yarattığı yüzlerce örneğe dair yüzlerce defa tekrarlamış. düşünende var meknizmayı inceleyende var tabi boş laf üretip fesat çıkaranlarda.
evet tanrının hayalgücü vardır. hayalgücü yaratmanın ilk aşamsıdır. hayali gerçekleştirecek kudret de mevcuttur. ayrıca müslüman düşünür, düşünmelidir. düşünmeyen insandan müslüman olmaz. bazı insanların çevresinde gördüğü aptalları müslümanlığa maletmesinden kaynaklanan önyargıların sonu gelmeli birşekilde.
Hayal gücü insana özgü bir niteliktir. Tanrıyı hayaş gücüne sahip olarak düşünürsen komik olur. Hayal gücü olmadan da bu kainat nasıl varolur bilinmez.
Tanrıya inanmayanlar bu tarz paradokslarla uğraşmazlar...
Varlık alemi komple ilahi hayal aleminden çıkmadır. Arş kürsi levhi mahfuz, felekler, melaikeyi kiram, mikro ve makro kainat, cemi cümle sayısız alem ve zerrelerden kürrelere kadar zahir ve batın mükevvenat, yani ezcümle varlık alemi olan Ayanı sabite, hepsi de ağmak-ı hayalden çıkmadır diye tabir edilir bu durum. Madde ve mânâ. Cümle yaradılmış ne varsa varlık alemine geçiş periyodu, yani ayanı sabiteye gelmesi, ağmak-ı hayalden beri olagelir. insanoğlundaki hayal de buna dahildir. insandakisi cüz-i, ehadiyeti ilahiyedekisi külli hayaldir. En doğrusunu tebâreke ve teâlayı cenabı sübhanallah bilir. Cevapsız bir soru yoktur. Soru varsa, cevap da vardır. Hiç bir soru, mutlak izzet azamet kudret ve kuvveti kibriya sahibi olan zatı zül-celâl vel kemâli ve fettahul azıymüşşanı ezel ve ebed sultanını acziyette bırakamaz. El-aliymül hakim.
