Allah'ın senin yapacağını bilmesi demek, senin bir işi yapmanı engelleyecek değildir.
mesela benim kalkıp yürümem, su doldurmam ve içmem..
Allah'ın bunları bilmesi benim su içme eylemimi değiştirmez.
--spoiler--
her şey allah tarafından belirlendi ve yazıldı.
--spoiler--
tamamen yanlış bir cümle. burada bahsedilen kaderdir. kaderi ise allah yazdığı için biz yaşamayız bizim yaşayacağımızı allah(c.c) önceden bildiği için yazmıştır. bu biraz kafa karıştırıcı olabili ama tefekkür edildiğinde daha iyi anlayabiliriz.
misal
iki otomobil süratle birbirlerine yaklaşıyorlar sizde bunu yüksek bir yerden seyrediyorsunuz ve arabaların çarpışacağını biliyorsunuz bunu da bir yere not ettiniz ve nihayetinde arabalar çarpıştı. peki siz mi çarpıştırdınız yada suçlu siz misiniz ? elbette hayır. teşbihde hata olmaz derler ama böyle bir örnekle de somutlaştırılabilir bu konu.
allah sana akıl vermiş ve aklını nasıl kullanacağın senin elinde. aklını ve hayatını iyi ya da kötü nasıl kullandığını allah önceden bilir aklını kullanmak kaderini değiştirmek senin elinde kaderim buymuş deyip gidersen bu senin suçun kaderin aklındır aklını kullanmak senin elindedir.
kader: allah tarafından kesin hatlarla belirlenen ve insanın kendi seçeneklerinden oluşan karma bir kavramdır. ne demek bu? bir insanın nerde doğacağı, ne zaman doğacağı, nerde ve ne zaman öleceği bellidir. bu iki noktanın nasıl birleşeceği kişinin yaşarken yaptığı seçimlerle alakalıdır. yaptığımız her harekette önümüze milyonlarca seçenek sunulur ve biz bu seçeneklerden birini seçeriz. her yaptığımız hareketten sonra bize yine milyonlarca seçenek sunulur ve kelebek etkisi gibi küçük sanılan seçenekler bile hayatımızın geri kalanını etkileyebilir. yaşımız ilerledikçe seçtiğimiz seçenekler doğrultusunda yeni seçenekler açılır. ilk başta atıyorum çok çok zengin olmak gibi bir seçeneğimiz varken (eğer o yönde seçimler yapsaydık), bizim seçtiklerimizden dolayı artık o ihtimal yeni seçenekler arasında yer almayabilir. mesela ben şu an buraya yazarken milyonlarca seçenek arasından birini seçmiş oldum ve artık önümde yeni milyonlarca seçenek oluştu. önemli olan doğru adımları atabilmekte ve bu da insanın elinde. örneğin bir adam 1988 yılında ankara'da doğuyor ve 2050 yılında da odtü'de ölecek. bu allah'ın belirlediği insan ömrü. bu iki nokta arasında yaşayıp, öleceğiz. ama bu adamın odtü'de hademe olarak mı, memur olarak mı ya da profesör olarak mı öleceği kendi seçimleri neticesinde ortaya çıkıyor.
işin püf noktası seçim. yani insan kendi kaderini kendi yazmıyor ama önceden yazılmış milyarlaca belki de daha fazla seçenek arasından kendi seçiyor. umarım anlatabilmişimdir.
duyduklarımızı aktarırsak,
-zaten herşey yaşanmış bitmiştir. son ile başlangıç yanyandır.
-insan özellikle eksik iradeli yaratılmıştır.
-inancın en büyük özelliği çaresiz olduğunu anlayıp allah a sığınmaktır.
akıllı insanın sorgulaması inancı zayıflatmaz ama akıllı adam ın altını çizmek lazım.
Önce şunu diyeyim, gerçi arkadaşlar zaten demiş: kader herşeyin önceden belirlenmesi değil bilinmesidir. allah sadece yapacağımız seçimleri önceden biliyor. işte allah'ın bunu bilmesine kader diyoruz.
sıkıntı şurada. bizim için milyonlarca yıl süren, hatta bir insan için ortalama 70 yıl falan geçen bir süreç, başka varlıklar için pekala 1 ns (saniyenin milyarda biri) sürebilir. bu mümkündür. zira einstein'in meşhur görelilik ilkesi bunu söylemektedir. ve bu ilke defalarca sınanmış ve kabul görmüştür. yani evrenin başlangıcından bu yana geçen 14,6 milyar yıllık süreç, allah için nanosaniye hatta femtosaniyeler süresinde olup bitebilmektedir. bu sebepten bir 1 saniye hatta 1000 yıl sonrasını bilebilmesi bundandır.
ortada modern fiziğe aykırı herhangi bir nokta yoktur. zaman mutlak değildir, onu algılayan sisteme göre görelidir.
her şeyi anlıyorum. allah bildiği için biz yapmıyoruz, biz yapacağımız için allah biliyor. tamam. ama madem böyle bir durum var niçin adem peygamberi sınayıp sonucunda cezalandırmak için dünyaya yolladı? zaten o yasaklı meyveyi yiyeceğini biliyordu. kafa karıştırıcı mevzudur.
Malesef verilen örnekler hiçbir zaman tam karşılayamamıştır bu durumu. Entrylerde gördüğüm araba çarpışması örneğine bakacak olursak iyi hoş ben arabaların çarpışacağını önceden görebiliyorum ama o arabaları o kadar hızlı gidebilecek şekilde yaratan o yolu yaratan o çevresel koşulları sağlayan yaratıcı ben değilim. Bir iradeye sahip olduğumuz da bir gerçek Allah'ın bilmesi iyi yada kötü davranışları bizim kendi isteğimizle yapmadığımız anlamınada gelmiyor bunada tamam. Fakat Allah sonucunu ta beni yaratmadan bildiği bir sınava neden sürüklesin. Sonuç olarak şuan bile öldüğümde benim hangi tarafa gideceğimi biliyor sıkıntı yaratan nokta bu yoksa hepimiz bulunduğumuz davranışları kendi irademizle yaptığımız kanısındayız. Bu durum insan beynini yoran bir karmaşadır tıpkı sonsuzluk gibi. insan iradesi önce sonsuzluğuda kabul edemez yanlış gelir. En basitinden önce evrenin sonunun olduğunu varsayarız ki öylede görünür. Peki Sonunda ne var yeni birşey sonra birşey daha sonra birşey daha bir nevi sonsuzluğu kabul etmeyerek sonsuzluğu kabul etmek durumunda kalırız. Sonsuzluk kavramını bilmediğimiz halde bir şekilde kabul ettik şimdi biraz yayalım sonsuzluğu somut bir şekilde mantıklı bir şekilde kabul edebiliyorsak neden sonsuz yaşamı kabul edemeyelim ki? Aklımız almasada sonsuz bir hayat düşünün hiç bitmiyor sonsuz. yani gelecek diye birşey yok ortada çünkü zaman diye birşey yok. Şimdi inançta illa bir mantık arayacağız ya. bence zamanın olmadığı bir ortamda yaratıcının bizim yaşadığımız bizim için var olan geleceği bilmesinde de bir mantık hatası yoktur.
o zaman boşuna piyango bileti almıyım. zaten allah biliyor kime cıkcagını. belki de benim böyle düşünüp almayacagımı da biliyor. bu allahın işine akıl sır ermiyor. ama bi sinyal çaksa, gidip ilk ucakla alırım bileti.
kendilerine hoca alim din bilgini diyen hiç kimseden net cevap alınamamış ve bu olayı üzerine konuşurken takla üstüne takla kıvırma üzerine kıvırma yaptıkları konudur. hepsi kendi aklınca duruma uygun kılıf arar ama bunu yaparken çok komik duruma düşerler.
--spoiler--
somutlaştırma yoluyla anlatılmaması gereken ilim. yok tren geliyormuş da yok araba çarpacakmış yukarıdan bakıyormuş da, çok saçmalıyorsunuz bazen. bunlar fütur eksikliğinden kaynaklanıyor. fütur. bek tu dı fütur.
--spoiler--
Allahın gaybı bilmesidir. Bir mühendisin binayı yapmadan önce kafasında tasarlaması gibi düşünebiliriz o küçüçük beynimiz anca böyle algılayabilir. Bir mühendis aklındaki düşünceyi kağıda dökmeden, projesini çizmeden önce aklında tasarlar ve nasıl bir eser oluşturacağını bilir. Yaratan nasıl bilmez.
kader konusu üzerine ilk sorduğum soruyu hatırlıyorum. mavi önlük giyiyodum. sonra çocukluğumda kaderimi değiştirmek adına yürürken aslında atmamam gereken tuhaf adımları atıyodum. sonra 'ya bu da önceden belirli bişeydi. yani benim bu şekilde düşünüp bu adımları atacağım' diyodum. henüz cevabını bulmuş değilim ama soru olarak kafamda duruyor. ha, islam dininin doğru olup olmadığını sorgulamıyorum. sadece anlamaya çalışıyorum ki anlayamasam da bana birşeyler katacaktır eminim. ve daha bir çok soru var aklımda. soru sormak ve cevap aramak için ateist mi olmak lazım ulen? alakası yok. islam dinine karşı bişey değil ki soru sormak. ilim yani. cevabı aramak. aksine desteklenen bişey. yaratılanın, yaratılmışların en üstünü olan insan tarafından bilinmek istenmesi ne kadar güzel bişey. niye tersi algı oluşturuluyora gelirsek, kötü ile iyinin mücadelesi hiçbir zaman eşit geçmez. kötü olan, aklına gelen her şeyi uygular. tarih boyunca da böyle olmuştur. o yüzden bu dünyevi gelişmişlikleri.
Her ümmetin Mecusileri vardır. Bu ümmetin Mecusileri kader yoktur! diyenlerdir. Bunlardan kim ölürse cenazelerinde hazır bulunmayın. Onlardan kim hastalanırsa ona ziyarette bulunmayın. Onlar Deccal bölüğüdür. Onları Deccale ilhak etmek Allah üzerine bir haktır. [Ebu Davud, Sünnet 17, (4692).] [40]
bizler kıçı kırık insanlarız, ve aramızda sinema severler de var. ben bir yönetmenim ve bir film çekmeye karar veriyorum. oyuncuları belirliyorum, çekimlere başlıyoruz.istediğim son şekli veriyorum ve film bitiyor. montaj işlemleri yapılıyor (ve kalem kuruyor) yayına veriyorum filmi. şimdi bana sen bu filmde ne olacak bilemezsin diyen adam ne duruma düşer? hep beraber güler miyiz? güleriz. peki film yayınlandıktan sonra karakterlerden biri çıkıp ben şuan yapacaklarımla bu filmi değiştiririm dese, değiştirebilir mi? değiştiremez.
benim şu kısacık ömrümde bildiğim bir şey var. O da: allah'ın ilmi bitmez.
