ya kardeşim sen haşa kendini bir yaradan yerine koy...
evreni yaratıyorsun , içindekileri yaratıyorsun ve senden önce hiçbir güç yoktu. sadece sen varsın. başlangıcın yok sonun yok. doğmamış dogrulmamıssın...
Sen kendini yarattıklarının okuması için gönderdiğin ayetlerde ne yaparsın ?
ezilen büküle, mutevazılıktan kırıla kırıla mi anlatırsın,
yoksa şüphesiz ki en büyük benim gibi ağırlığını koyan ifadelerle mı yazarsın ?
tabii ki 2. durumda ki gibi davranırsın. çünkü insan doğası gereği zayıftır hep sağlam ve güçlü olanı/olmayı ister. bu yüzden ezik bir yaradana inanmak istemez. güçlü olanı,gucunu göstereni ve kendı yüceliğini gösteren (gerçi yarattıklarıyla göstermiş ama bunu anlattıklarıyla pekıstırınce ınsan zihninde daha iyi bir etki yapar. ) bir yaradanı ister..
Aslında mantıklı olandır. Hakkımızdaki tüm bilgilere sahip ve bunları bizimle paylaşmıyor. Kaderimizi bilmeye hakkımız yokmu, biz yaşıyoruz sonuçta.
Fakat şunu göz önünde bulundurmalıyızki, insan allah ile bir değildir. Dolayısıyla allahtan bahsederken, insani karakteristik nitelikleri kullanmak, allahı insanlaştırmaktır, allahı bizden biri olarak görmektir. insan olmamızla birlikte bunu engelleyememeyiz ve bir takım dinlere göre, allahı kendimizle bir gördüğümüz için, günah işlemiş oluyoruz.
madem ki sonsuz güce ve merhamete sahip niye herkesin mutlu olabileceği bir dünya yaratmadı. niye kötülüğün olduğu bir dünya yarattı. illa birilerini cezalandırmak zorunda mıydı?
işte tüm bu soruların cevabı onun egoist olduğu gerçeğiyle açıklanır. egoist olmasaydı ve sonsuz merhamete sahip olsaydı kimseyi kendine inanmıyor diye sonsuza dek yakmazdı.
bir insan ne kadar iyi olursa olsun, "hak" din dedikleri; yetiştirildiği topluma göre değişen din mensupluğunun, hangisinde olursa olsun o dine inanmazsa eğer cehenneme gideceği söylenmektedir. bu da insana ister istemez bunun egoistlikten başka bir olguya intikal etmediği düşüncesini getirir.
allah vardır ve bir hikmete binaen bizleri kavgaların, dövüşlerin, sınavın, başıboşluğun, gülmenin, hüzünlenmenin, ibrahim tatlıses'in, domates turşularının ve hikmetten habersiz biçarelerin dünyasında var etmiştir.
edit: yazdım öyle birden. konunun içeriği harbiden bir kenarda dursun.
dünyaya gönderirken sana sormadım ama istediğim belayı veririm sabredeceksin, dualarını kabul olmayacak ahireti bekleyeceksin, 5 vakit namaz kılacaksın, haram günah neyse yapmayacaksın, bana tapacaksın ve iyi olduğun için sikileceksin ama sana yardım etmeyeceğım tüm bu dayatmalara uyarsan seni ebedi cennete yoksa cehennemin en dibine demesiyle kanıtlanan gerçek. arap böyledir işte içer bokunu çıkarır.
egoist insanda gurur devasa olur ve kendisine yamuk yapana sırtını döner. aç kalmış susuz kalmış umursamaz.
ama yaradan kendine küfredeni bile doyurmaya devam eder.
ee nerde bu egoistlik?
en basitinden örnek verdim hacı kafalar karışmasın diye.
böyle bir önermenin olduğuna bile inanamıyorum. türlü türlü insan tanıdım ama böyle bir şey söyleyeni ilk defa görüyorum. allah kimseyi zorlamıyor kabeyi ziyaret edeceksin demiyor, imkanı olanların görevidir diyor yapıp yapmamak senin elinde.
eğer insanın varlığı insanları yaratmış olan allah'ın egosu için gerekliyse allah insana muhtaçtır. bu yüzdendir.
allah insanı yaratmadan önce kendisinde bir eksiklik hissediyordu. sanırım ona tapınacak kimse yoktu?
gereksiz benzetme. maneviyatta bunları insan duymaz görmez. hani sen bar, disko gibi eglence yerlerine gidersin alkol dibe vurmuştur bir çok erkek ve kadın sallanmaktan ter donundan çıkmaktadır ama o kokuyu almaz başka planlar düşünür ya insan işte öyle bir durum, hani stad ta binlerce insan maç izlerken yanında ki kokuyomuş ölüyomuş sorun degildir direk eglence çoşku ile bagırmalar ve heyecan vardır ya işte onun gibi birşey. hani bir rock konserinde kafanı sallarsın terler fışkırıncaya kadar yanındaki arkadaşın ile ama sorun degildir eglence ve zevk öndedir işte onun gibi bir durum o anda yandaki ter kokuyor yada başka bir şey oluyor sorun degil. böyle bir çoşku anıdır. anlamak ve görmek lazım ayrı konu hac olayınıda.
böyle birşey asla yoktur. allah kullarına karşı sayısız nimet ihsan eden, onların en güzel şekilde yaşatandır.
biz uyuduğumuz zaman kalbimizi attırmak için emir vermiyoruz, nefes almaya devam ediyoruz. aldığımız oksijen akciğerlerimizi parçalamıyor onu özümseyebiliyoruz. midemizde yiyecekleri eriten asit midemizi eritmiyor çünkü midedeki hücreler sürekli yenileniyor. gözlerimizle net görmek için, beynimize ters gelen görüntüyü kendi isteğimizle düze çevirmiyoruz. çok çürük ve ince bir deriyle sahip olmamıza rağmen o deri parçalanmıyor, korunuyor.
allah'ın kulların üzerindeki nimeti çok fazladır, allah tüm kulları için iyilik ve güzellik ister.
bence tam tersi olan bir durum. Allah ın egoist olması saçma sapan bir düşünceden ibarettir. Nitekim şöyle ki Allah ın bize yaptırdığı yani yapmasını istediğimiz şeyleri eziyet olarak nitelendirebilirsin ona sözüm yok ama allah ın cömertliğinden üstün yoktur. eziyet dediğin şeyleri yaparsan öbür dünyada kat be kat fazlasını alacaksın.
allah'ın insanları kendine tapınması için yarattığı gerçeğini yansıtan karakter, özellik. allah bizi yarattıktan sonra iyi, ahlaklı bir insan olmamış dışında namaz kılmamızı, kurban kesmemizi, dua etmemizi, kuran ezberlememizi, hacca gitmemizi ister. bu egoistcedir. insana faydası yerine allah'a faydası vardır. egolarını tatmin eder. biriside benim için namaz kılıp, kuzu koyun kesse benimde egolarım tatmin olur.