sürekli aklımı kurcalayan, ilk olarak uzun yıllar önce gerçekleşmiş durum.
şindi, allah'ın kendi varlığının varlığını insanlığa deklare etmek için bir "din" kavramını yaratmış olmasının üzerinden yorumlar yapalım. neden din? bunun cevabını çıkıp hiçkimse veremez. veyahut şöyle diyelim, sonuçta o "allah" herşeyi bilen ve gören, herşeyi gerçekleştirebilecek kudrette bir varlık değil mi? cevap evet olacak çoğunluk tarafından. bu noktada soru tekrarlanıyor, "neden din?" insanları birbirine düşüren bir kavram neden insanlığın bekası olarak gösterilebilir? allah daha farklı yollarla o kudretli gücünü bizlere entegre edemez miydi? insanlığın biliçaltını daha farklı boyutlarda inşa edemez miydi?
neden bu kavramlar var? nefis mücadelesi şart elzem mi? yüzlerce soru var kafalarda. sorgulanmayacak pozisyonda görüldüğü için insanlar yorum yapmaktan çekiniyor ama bu yeryüzü eğer, allah-din-peygamber üçgeninin içinde şekilleniyorsa bunların biraz daha altyapılı olması gerekmez miydi? izleyip görücez.
ve her hazine keşfedilmeye layıktır.bu duruma adalet diyebilirsiniz,bu duruma kudret diyebilirsiniz,bu duruma rahmet diyebilirsiniz,çünkü hepsi allah'ın sıfatlarındadır.
halık yani yaratan sıfatı bulunan rab,bu sıfatını bizden gizlememiştir.elhamdülillah.
şüphecilikten her zaman dinsiz çıkmaz.esasen dinsizlikten şüphecilikle kurtulabilirsiniz.
en azından şöyle düşünmek iktifa eder.milyonlarca rakibinin arasından sıyrılıp şu an dünyada nefes alıp veriyorsun.lütfen bunun hakkını ver.ilerde bu hakkın anlamı da anlaşılır.
keza alınan her nefesin verilmemesi durumu da vardır ki,her saniye yüce yaratıcıya iki defa şükretmek lazımdır.
(bkz: öptüm sağ gözünden)
