onun sureti bizimkine benzer milyarlarca evrende,
kozmik surette de tezahür ediyor.
evrenin bir ucundaki elektronun varlığından öteki ucundaki elektronun anında haberdar olmasını sağlayan fiziksel iletim kanalları da,
nöronların yarattığı kıvılcım demetleriyle aynı ağı kullanan evrenin bilinçli olmasını mümkün kılıyor: https://galeri.uludagsozluk.com/r/2394179/+
kafatasımızda taşıdığımız bir avuç atom yığını öyle bir sayısal örüntüyle iletişime geçiyor ki,
bu maddeyi açan bilincin doğmasını sağlıyor,
aynı şey daha büyük ölçekte evren için de geçerli,
ve bilinci evrenler arası boyuta yayılıp her şeyi bilen o aklın,
sonsuzdaki kum tanesi kadar küçük bir noktası bu. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2394181/+
big bang leri ve big crunch ları aşan, sonsuz küçük ölçekte her şeyin birbiriyle iletişim kurmasını mümkün kılan fiziğin, insan aklını aşan çoklu gerçeklik boyutunun nihai sahibi o.
bizimkine benzer,
yahut fantastik ölçüde inanılmaz alemler var,
ve onun zihni tıpkı bizim ruhumuz gibi,
maddeyi aştığı için,
bilincini taşıyan vücudu,
meleklerin kanadı üstündeki tahtta değil,
maddi ve maddi olmayan fiziksel alemlerin üzerinde taşınıyor!
ne bilincimiz,
ne beynimizi meydana getiren enformasyon ağı bize, aklımızı ona yaklaştırabilecek üstün bir meziyet katıyor.
beynimiz, her şeyin ondan gelip ona döneceğinin farkındalığı haricinde, bizi allah la aynı seviyeye yükseltebilecek kadar gelişmiş de değil zaten!
bu da tıpkı nebulaların yıldız zannedildiği dönemde, gökyüzünü gezegenlerden ibaret zanneden insanlar gibi, her şeyi bildiğimiz evrenle sınırlandıran panteistlerin bir diğer yanılgısı.
bizimkine benzer sonsuz sayıda evrenin yaratımında bizzat rol alıyor, ve genişleyen her evrende zihni daha da büyüyor,
tıpkı matematikteki sonsuz kümeler gibi,
sonsuza ne eklersen ekle,
yeni bir şey söylemiş olmazsın,
ama bilgi miktarı da sonsuz ölçüde artar, hiç eksilmez! gözle algılayamadığımız plank ölçeğinin de ötesindeki boyutlarda varlığını sürdürür!
bizi mümkün kılan şey,
onun tüm evrenlere yayılan zihni,
ve evrenin yaratılış sürecine gömülü olan algoritmalar sayesinde,
minik bir et parçasında bile onun sonsuz suretinin ucuz bir kopyasını taşıyabiliyoruz.
sonsuz kareli,
sonsuz bir sayfa düşünün,
biz o sayfadaki minik bir karedeki,
küçük bir noktayız,
ve tüm karelere yayılmış,
bilinci meydana getiren ağa bakıp,
bu evrende neden bilinçli akıllı canlılar var,
ve hayvanlardan daha farklı davranış sergileyebiliyorlar diye hayret ediyoruz.
o kadar yayılmış ki... allah için kullandığımız sıfatı insan için kullanıyoruz.
unutmadan, böyle din inancına sahip olmaktansa dinsiz olmayı tercih ederim. neden dinsiz olduğumu mevlam anlayacaktır...
Kurana ve hadise göre Allah ,gök yüzünde bir tahtta oturan, baldırı olan ve tahtı melekler tarafından taşınan aynen zeus gibi biridir. Böyle soyut saçmalıklar yoktur. Bunların hepsi yakın zamanda modern çağa kendini uydurmak için sıkılan metafizik saçmalıklar. Orta çağda bir islam alimine Allah gökte değil deseniz oracıkta sizi kafir diye keserdi. Yeter lan, hayal alemlerinde yaşayacaksınız diye nice masumun yaşamını mahvettiniz, yeter.
aslında herkesin ne kadar haklı ise o kadar da haksız olduğu bir konu.
inanç/tanrı olgusu bir ruhsal tetikleme mi yoksa genetik mi (The God Gene tartışmaları - hipotezi) tanrı-din inancı yaşayanlar için var olan bir gerçeklik mi yoksa tanrı-din inancı taşımayanlar için sanal bir olgu, yaşamın doğanın yansıması-yanılsaması mı?
herkesin her konuda haklı olduğu bir tartışma, çünkü herkes tıpkı suyun şeklini silindir bir kaba koyup "suyun şekli yuvarlak" dörtkenar bir kaba koyup "su kare" demesi gibi din-tanrı olgusunu tartışıyor.
tıpkı bir eskimo cennet tasviri yaparken kendini cennette görürken ekvator bölgesi gibi cenneti tasvir etmesi, aynı şekilde ekvator bölgesinde yaşayıp sıcak ılıman iklimde biri cehennemi tasvir ederken insan yaşamının imkansız olduğu kutup bölgesi gibi görmesi...
fırının önünde yüksek sıcaklıkta çalışanın cehennem tasvirinin gerçekleşmesinde etken yanan ateş ise çölde yaşayan birinin, yeterli yemeği suyu olmayanın cennet tasviri de çeşit çeşit meyveler yemişler yemekler, gürül gürül akan ırmaklar olur.
oysa insanların en büyük genetik zaafı olan aptallığı ve bencilliği din tartışmalarında ortaya apaçık çıkıyor.
ufacık çocuklara tecavüz eden-edilen yere bakıp din adamı-din baronu-din temelli bir kurum olduğu için din suçlanıyor "islam budur" deniyor.
hristiyanlık ve yahudilikte de aynı insanlık suçları işleniyor. kalkıp hristiyanlık yahudilik islamiyet bu demek...
dinsiz olan bir din değil de ideoloji eksenli rejimler sistemlerde de bu insanlık suçları oluyor. buna göre dinsizlik olduğundan oluyor, din inançları olsa bu rezaletler olmaz diyebilir misiniz?
ben sarhoş arabaya binsem, trafik kurallarına uymasam, aracın bakımlarını yaptırmasam ve aracımla kaza yapsam "işte volvo böyle, insanları öldürüyor" mu diyeceksiniz?
üzümü şarap yapıp içtiğim için asıl suçlu üzümü yaratan ve bana bu üzümden şarap yapma aklını veren yaratıcıyı mı suçlayacaksınız?
elime tüfek alıp birini öldürdüğümde bu tüfeği yapan fabrika mı sorumlu?
bizde de olan tarımda kullanılan azot'lu gübreleri alıp bir kamyon dolusu azotu bombaya çevirip gidip bir binayı havaya uçarsam suçlu olarak azot fabbrikaları kapatılsın mı diyeceksiniz?
dikkat ediniz, din diyen ve dini ön plana çıkaran insanların davranışlarına bakınız. her kim olursa olsun din diyen ve davranan o insanın yaratıcı tasviri din inancı tamamen ahlak ve etik değerlerine göre biçimlenmiş olup öyle yaşanmakta.
bunun için birey olma kişilik edinmeye çalışın.
bir insanın yaptığını dine değil karakterine bağlayın.
yaşadığınız bir kötülüğü-yaşatılan bir kötülüğün kaynağı yaratıcı-din değildir. emin olun hırsız çaldığını din kisvesine sokup tanrı diyorsa yarın dinsiz olsa bunu ateizme bağlayacak.
ister bir din, ister bir idare ne olursa olsun "tanrı ve kral'ı yaratan insandır. insan değilseniz tanrı ve kral anlamsızdır" diye tercüme edebileceğimiz deyim akla gelirse; günümüzde din kötülüklerin ya gizlenme ya kutsanma aracı olmuş diyenler haksız mı?
sorun tanrının varlığı-yokluğu, inanmak-ret etmek değil. yaratıcı binlinci evrende olsa ne olacak olmasa ne olacak?
biz insan olamadık ve insanlık son 200 senedir her anlamda ve alanda gerileme döneminde.