Olmayandır. Dunyada hala açlıktan olen insanlar varsa, kimileri gunde 12 saat çalışıp "yok"a kanaat getirirken kimileri elini kipirdatmadan milyarlar kazanıyorsa, hergun onlarca kadın tecavuze ugrayip sagi solu kesilmis olarak ormanda bulunuyorsa, zalim hala zalim mazlum hala mazlumsa kimse allah kitap adalet demesin.
Kimse kalkıp öbür dünyadan da bahsetmesin. Su an buradaysak gercek dunya burasıdır. Ve eger varsa daha gercek bi dünya görene kadar burada olan ilgilendirir bizi.
Eninde sonunda vuku bulacak adalettir. Allah ın adaletinde en ufak bir haksızlık yapılmaz. Herkes en ufak iyiliğin ve en ufak kötülüğün karşılığını görür. O sizlere ancak kendisine itaat etmeyi emretti.
günümüzde insanoğlunun adalet anlayışının yozlaşması nedeniyle -her zaman olduğu gibi- güvenilecek tek adalettir. gerçek adalettir. günümüz beşeri adaleti için bakınız; (bkz: adalet/#16548232)
bugün tekrar yerini bulduğunu gördüm. "allahım senin kudretinin sınırı hiç yok mu yahu?" diyerek güldüğüm, gök yüzüne doğru göz kırptığım ve güzelce düşündüğüm adalettir.
Adalet "A-d-l" kökünden gelir. Bu kelime "Idl" şeklinde okunduğunda bu, birinin veya bir şeyin diğerine denk olması anlamına gelir.
islam alimleri Allah'a kul, Peygamber'e ümmet olan bir insana, ferdî, ailevî, içtimaî alanlarda terettüp eden sorumlulukların hepsini adalet sözcüğüyle ifade ediyorlar. içtimaî münasebetler, idarî esaslar hep adalet kavramının muhtevası içinde. Usul-ü fıkıh derslerinde de gördüğümüz gibi adalet evâmir ve nevâhînin (emirler ve yasaklar) mecmûundan ibaret. Adaleti "sırat-ı müstakim" terkibi ile izah ediyor ibn Miskeveyh. Milas Müftüsü Molla Sadık Efendi de o mesele üzerinde çok geniş duruyor.
"Şüphesiz Allah âdilleri sever" (Mâide, 5/42)
Hakkınızı almak ya da bir hakkı yerine getirmek istediğinizde dengeli davranmak da adalettir. Çünkü bu tür durumlarda insanlar genelde hakka, hakkaniyete çok riayet edemeyebilirler ki bu da insafla aşılabilir.
"ADALET", O'nun, hangi amaçla yarattıysa, o amaca uygun olarak birime hakkettiğini vermesinin; dildeki adı!
Herkes ne iş için varedilmiş ise; hangi ismin mânâsının açığa çıkmasına vesile olmak üzere varedilmiş ise; O ismin gereklerini hakketmiş demektir !
işte bu mânâda adalet, onun hakkettiklerini almasıdır!
* * *
“Allah adl sahibidir”, demek, herkese hakkettiğini verir demektir!
Adl’in gerçek anlamını kavrayabilmek için, olaya mutlaka Hakk’ın indinden bakmak mecburiyeti vardır.
Mâdem ki Allah, kendi esmâsının mânâsını seyretmek üzere âlemleri var etmiştir; bu takdirde her varettiğinin hakkını da, varediş gayesine uygun olarak verecektir.
işte budur adalet!
Ayrıca, olasılık hesapları da önemlidir. Mesela, hayatınızda yanlışlar yaptığınız bir zamanda, çok önemli bir iş toplantısına, bir trafik kazası sebebiyle geç kalmanız ve işi alamamanız bir ilahi adalet olabilir. Bundan önce, 100 kere geçmişsinizdir o yoldan, hep rahattır yol. Ama tam da o gün, sizin geçeceğiniz saati kilitleyecek şekilde bir trafik kazası söz konusudur. Bu tesadüf müdür? Yüzde kaç ihtimaldir bunu yaşama olasılığı? işte bu yüzden insan kendini sorgulamalıdır. Yanlış bir şey yapıyorsa, o yanlışından vazgeçmelidir. Eğer pişman olursa ve düzeltirse hatasını, belki, o işin olmaması o kişi için daha güzel olur ve daha da iyi bir iş çıkabilir.
Sebepler içerisinde, her o olay yaşandığında herkes aynı sonucu alır demektir. Yani, “birinin kalbini kırarsan, o gün işinde başarısız olursun” gibi bir ilahi adalet tabusu kullanılamaz. Ama Allah’ın anlattığı ilahi adalette, birinin kalbini kırar, üzersen, Allah sana seni üzecek bir şeyler yaşatacaktır. Bu direk konuyla ilgili de olabilir, konuyla ilgisi olmayan bir şey de olabilir. işte bu Allah’ın iradesindedir. Allah’ın muhakkak bir şekilde yaptığımızın karşılığını verecek olması, Allah’a güvendir ve inançtır.
determinist kafayla anlaşılmayacak adalet anlayışıdır.
çünkü her şeyin bir nedeni varsa kötülüğün de bir nedeni vardır. nedensellik zorunluktan çıkan bir şey olduğu için ilk neden( ki kendisi bu kafaya göre tanrı oluyor) her şeyin sorumlusudur.
yani eğer tanrının bir adaleti varsa öncelikle suçlu olduğunu kendine itiraf etmesi lazım gözüküyor.
-beyfendi allah in ataleti var midir?
+adalet mi? adalet ne arar la dünyada. iste zabahinan geliyon dünyaya yiyon küregi sümsügü sonra gidiyon...
-anladim beyfendi ama ben ataleti sormustum.
+haaaaa atalet. tabi canim atalet her türlü.
zalimi hemen cezalandırmaz. erteler. ona da bir şans verir. belki tövbe eder hatasını telafi eder diye. öyle bir adalettir ki sevaba göre ayrı ayrı ödül verir günahın yüküne ağırlığına göre de ayrı ayrı ceza verir. şüphe yok ki bağışlamak ister.