insan her zaman doğaya hakim olma ihtiyacı içinde olmuştur. özellikle eski çağlarda doğa insanlar için bir tehdit unsuru olmuştur. anlamlandırılamayan doğa olayları (gök gürültüsü, şimşek, volkanik patlamalar vs.) insanda kaygı uyandırmıştır, dahası onu korkutmuştur. insan tek başına doğaya hakim olamayacağı için bu durumdan kendisini koruyacak güçlü ve iyi bir yaratıcıya ihtiyaç duymuştur. söz konusu ihtiyaç da tanrıyı doğurmuştur. üstelik bu sayede insan anlamlandıramadığı doğa olaylarına da bir açıklama getirmiştir. bir volkan patlamasını tanrının gazabı olarak nitelendirirken gök gürültüsüne tanrının öfkesini atfetmişdir.
Allahı hiç bir güç yaratmadı.ihlas suresi 117.sure mealini okuyun.
1- De ki; O Allah bir tektir.
2- Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir).
3- Doğurmadı ve doğurulmadı
4- O 'na bir denk de olmadı.
sanıyorum inanmayanların en çok kafasına takılan sorulardan biridir bu güç.
ama inanışçı düşüncede Allah en güçlü varlık olduğuna göre onu yaratan gücün(diyelim ki var) ondan daha güçlü olması beklenir mantıken. ama zaten ondan daha güçlü bir varlık olacağını kabul etmediğimize göre onu yaratan bir gücü sorgulamayız. kaldı ki ihlas suresinde onun doğurmadığı, doğurulmadığı ve eşsiz olduğu bizzat kendisi tarafından ifade edilmiştir. o nedenle inanan kimselerin bunu açıklama çabasında bile olmaması gerekir diye düşünüyorum. çünkü inanan kişi bu soruyu sormaz.
enerji+madde=hareket bağıntısını kabul etmişlerce kabul edilemeyecek olan güçtür. çünkü bahsi geçen güç, enerjinin ta kendisidir. yaratan maddesel değildir (varlık dünyasında algılanabilirliği yoktur) ve bu sebepten dolayı enerji, madde ile buluşmadıktan evvel bir harekete sahip değildir. Ancak bunun anlamı, mevcut hareketi sağlayan hareket ettiricinin olmadığı anlamına gelmez.
Aristo'nun hareketsiz hareket ettiren kavramını sunmasının sebebi de budur. mevcut sistemin hareketini sağlayan hareket ettiricinin hareketsiz olduğunu belirtir ve bu hareketsizliğe aşk veya tanrı der.
yukarıda bahsi geçen hareketsizlik kavramı yaratıcı için kullanılmıştır. hareketsiz olan bir şeyin her hangi bir güç altında kalma zorunluluğu yoktur ve hatta onu hareket ettirecek bir güç olmamalıdır. bu sebepten de yaratanı yaratan güç kavramı hatalı bir görüş olur.
en basitinden yolda bir hesap makinesi bulsan bunu insan yapmış demek için insanı kimin yarattığını mı sorgularsın yoksa kabul mü edersin insanın yaptığını.
kusursuz bir varlik olayi da ayri bir sey. tanimladigimiz her sey bizim beynimizle sinirli ise kusur da bizim algimizca var. bizce kusursuz olabilir. cunku kusur denen seyi biz var ettik. biz var ettigimiz bir sey uzerinden nasil yaraticinin yaptigina anlam yukleriz? ya o yaptiklarinda kusur buluyorsa?
yok canım öyle yok insan beyninin derinliklerinde tanrı bulmaca. insana sorarlar madem böyle bir şeyi bir tanrı yaratıyor, tanrı olabilecek bütün varlıklardan güçlü olmasına rağmen nasıl kendi kendine oluyor? eğer tanrının kendiliğinden olabileceğine inanıyorsan ve bi kulp takmıyorsan sonra gelip insanı tanrı yarattı vik vik vik nasıl muazzam bi yaratığız bak bak vikvikvivk yaparsan silkerim feriştahını. lan niye sinirlendim bilmiyorum ama düşünün az amk
Ruhunu da maddeyle ilişkilendiren zihniyet zaten fazlasıyla zeka sinirlarini zorlar, o yüzden derinliğe inip kaybolmak yerine kolaycilikla avunup varolmayi meziyet sananlar bu mana dan fazlasıyla uzaktir.
Madde herşeyi acikliyorsa bu hezayanlar nedendir o zaman ruhundaki boşluğu doldurma kendi avutup dusuncene temel arama sorgulamaları niyedir. Birak madde herşeyi aciklasin sende bununla bilgeliğini kutsa.
soruyu ureten zihin cevabini da uretir konusu dogru. ancak zihin var olan uzerine bir cevap uretir. yani zihin bir seyi var etmez. zihin bir seyi var edeni sorgular. bunu dusunmek sacmalik yani materyalizmse sorun yok sacmalamakta.
zihnin uretmedigi onceden beri var olan bir seyi hangi zihin uretmistir. ureten gerceklik aslinda uretilen gercekliktir. o zaman evren bir gerceklik mi? evreni ne uretti? evren gercekse evreni ureten gercekligi ne uretmistir?
materyalist olunca sacma mi oluyormus dusunceler. zeka kupleri ile dolu sozluk. materyalist dusunce nedir? materyalizm nedir? madde nedir? maddeyi ne var eder? maddeyi var edeni ne var eder? ama neyse bu sorular zaten sacmaydi degil mi?
Varligi maddeyle aciklayanlarin asla anlayamayacağı Durumdur.
Yaratilis sadece maddeyle aciklanamaz bir de mana vardır, bu mana senin kendi iç dunyanla yolculuğunda ancak kavrayabilecegin bir durumdur.
insan robotik bir yapi değildir bir nefis ve ruhtan ibarettir, seni allah yaratti o zaman allahi kim yaratti gibi saçma sorular ancak materyalist düşünce ürünüdür.
soyle dusunmek lazim, hic bir onyargi ve kabullenme olmadan, evrene, dogaya ve insan beyninin derinliklerine bakalim, orda yaraticinin ipuclarini bulacagiz. Mesela hucreler arasi iletim icin birbiriyle kusursuz derecede uyumlu calisan enzimler, dogada varolan binlerce hayvan turu, evrenin big bang patlamasindan bugune kadarki muhtesem sistematigi.. hepsi bize ipuclarini ve dahasi onun bize ihsan ettigi akil ile gelistirecegimiz bilimin dehasini gosteriyor. Boyle muazzam bir yaraticinin kullarini hesaba sokma veya onlarin cinsel hayatlariyla ugrasma gibi bir derdi yoktur ve onlardan bir beklentisi de mantiken olamaz zaten, bu nedenle Allah in yarattigi bizler onun adina dinler koyup, birbirimizi ayristiriyor ve savaslar cikartiyoruz, gercek olan su ki onun ilmini anlama hazzina erecegimize onun adina kurallar koyup menfaat kazanma sevdasindayiz, yazik!