ruhaniyeti bozuk, manevi boşluk denizinde boğulmak üzere olan bir gencin sarf ettiği boş kelimelerdir. ne tuhaftır ki kendisi başlığı açarken dahi allah a saygı göstermektedir ve ismindeki 'ı' ekini ayrı yazma gereği duymuştur. kendisinin ne kadar aciz olduğunu ve allahın büyüklüğünü anlayamamış olan bu şahsiyet, ilahi adaleti bilmediğinden dünya işlerini kendi aciz beyninde sorgulamaktadır. Onu yaratan ilah, çok merhametli ve intikam almak için hiç de aceleci değildir.
Varlığını kabul ettiğin taktirde, itiraz içerisine girmek. Çarpılma durumunu getirir. Tövbe istifar isteyen durumdur. Şüphesiz ki o her şeyi en iyi bilendir dediğim durum.
isteyen istediğini reddetsin bu varlığın bir göstergesi ve bir varlıktan başka bir varık sorumluda tutulmayacak.
sad suresi:
43 Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla
birlikte bir o kadarını bahşettik.
allah ı reddediyorum deyip bir kaç safsatayı da beraberinde sıralamak ne kadar kolay. yazıyı okudum, aslında ne tarafından bakarsan bak mantıksız bir yazı. hani dese ki, şöyle şöyle nedenlerim var ve inanmak istemiyorum. o zaman bizim de söyleyecek bir şeyimiz olmaz belki, sonuçta herkesn dini imanı kendine. ama burda açık açık allah küçük düşürülmeye çalışılmış. hemde yarattığı bir kulu tarafından. öyle bir bahsediyor ki yüce yaradan dan, sanki bir kuldan bahsedermişcesine. yani "yaradan" kelimesini tam kavrayamamış olacak ki, bu kadar şeyi söyleyebiliyor.kırıcı olan allah ın böyle konulara alet edilip, reklam malzemesi haline getirilmesi.yok allah kullarıyla yarış içindeymişte, yok liderlik vasfı yokmuşta. hele bu yazılanları okuyunca allah akıl fikir versin deyip sadece acıyarak güldüm.şöyle de bir şey var ayrıca, reddedenler için geliyor:
allah ı yeterince tanıyamamış, la ilahe illallahı duymuşken defalarca, ne anlama geldiğine kafa yormamış, niçin yaradıldığını düşünmemiş, evrenin mükemmelliğine ve tüm evrenin kendisinin hizmetinde olduğunun farkına varmadan gözlerini kapamış insanın isyan cümlesidir.. allah hidayet versin ve mağfiret etsin denilebilir sadece..
(bkz: allah yok deyince yok olacağını zanneden zihniyet)
Bu aslında biraz düşünceyle alakalıdır. Nitekim Allah deyince aklımıza ilk olarak bir erkek gelir. Ve aile ile bağdaştırdığımızda Allah insanlar için her zaman bir babadır bilinçaltında. insanlar kötü baba ya da kendi düşüncesine göre düşüncelerine ters gelen, kabullenilemeyen bir babaya sahipse, beyin bunu otomatik olarak babayı sevmemek, tahammül edememek, dolayısıylada Allah'ı kabbullenememek-reddetmek olarak dışarıya vurur. Bence olay bundan ibaret. Evet yazara sesleniyorum, babanızın hataları olabilir, kusurları ve kompleksleri olabilir. belki eleştride kabul edemeyebilir. Hatta gücünüde keyfi kullanabilir. Ve hatta babanız microsoftun başına geçse masayı linuxa da bırakabilir. Ancak size tavsiyem olaylara gerçekçi yaklaşın biraz.
sen reddediyorsun diye yok mu sanıyorsun? siyah beyaz izlediğin filmdeki elmanın rengi kırmızı... sen göremesen de öyle. oysa allah seni de bizim gibi akıl sahibi olarak yaratmıştı ama sen onu reddediyorsun aklını...
telefonumun mesaj kutusunda bir mesaj saklıyorum... telefonum değişse bile o mesajı yeni telefonuma aktarıyorum:
sağlam komünist ve ateist bir arkadaşım var, ekonomik olarak ikimizin de bunaldığı bir dönemde beraber bir işe atladık ki bu bunalımı atlatalım. yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. bir akşam içmiş içmiş bana bahsettiğim mesajı atmış:
o iş oldu mu? olmadı ama biz başka yoldan sıkıntılarımızı atlattık...
sonuç: bu benim ya da müslümanların zaferi değil. bu mesaj meselesini de "lan oğlumm başınız sıkıştığında Allah diyorsunuz" demek için de yazmadım. her ne kadar öyle anlaşılsa da değil.
şunun için yazdım, her insanın içinde Allah inancı, herşeyin üstünde herşeye yön veren bir kuvvete inanç vardır. yani reddediyorum demek kolay, gerçekten reddedebiliyor musunuz? mesele bu.
Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal tıraşı olmak için berbere gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete
başladılar. Değişik konular üzerinde konuştular. Birden Allah ile
ilgili
konu açıldı... Berber: ' Bak adamım, ben senin söylediğin
gibi Allah'ın varlığına>inanmıyorum.' Adam: ' Peki neden
böyle diyorsun?' Berber: ' Bunu açıklamak çok kolay. Bunu
görmek
için dışarıya
çıkmalısın. Lütfen bana
söylermisin, eğer Allah var olsaydı, bu kadar çok
sorunlu, sıkıntılı, hasta insan olur muydu, terk edilmiş
çocuklar olurmuydu? Allah olsaydı, kimse acı çektirmez, birbirini
üzmezdi.
Allah olsaydı, bunların olmasına izin vereceğini sanmıyorum...>>
Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir tartışmaya
girmek
istemediği için cevap vermedi.>>
Berber işini bitirdikten sonra adam dışarıya çıktı. Tam o anda
caddede uzun saçlı ve sakallı
bir adam gördü. Adam bu kadar dağınık
göründüğüne göre belli ki tıraş olmayalı uzun süre
geçmişti.
Adam>berberin dükkanına geri döndü. Adam: ' Biliyor musun ne
var, bence berber diye bir şey yok'
Berber: ' Bu nasıl olabilir ki? Ben buradayım ve bir berberim.'>>
Adam: ' Hayır, yok. çünkü olsaydı, caddede yürüyen
uzun saçlı ve>sakallı adamlar olmazdı.'>>>>> Berber: ' Himmm...
Berber diye bir şey var ama o insanlar bana>gelmiyorsa, ben ne
yapabilirim ki?'>>> Adam:
Kesinlikle doğru! Püf noktası bu! Allah var, ve insanlar
ona gitmiyorsa, bu gitmeyenlerin tercihi. Işte dünyada bu kadar çok acı
ve keder olmasının nedeni!'
"allah' ın varlığını reddediyorum"' la alakası olmayan, allah' a yapılan bir karşı duruştur. gayet de doğaldır. ancak uludağ sözlük yazarlarının bu karşı duruşa getirdikleri yorumlar çok garip lan. her neyse; kişinin allah' ın varlığına inanması demek, aralarında hiyerarşik bir bağ kurulacağı anlamına gelmez. madem "hür irade" var, o vakit bu durum bunun sonucudur. imkansız veya saçmalık değildir. takım tutar gibi allah sevgisi de çok garip lan.
inanıyorum diyorsun, reddediyorum diyorsun. ortada zaten aşılması mümkün olmayan bir tezat var. ha dersen ki inanıyorum ama isyan ediyorum sana. eyvallah. şeytan da vakti zamanında aynı şeyi yapmış ve ebedi cehenneme razıyım demişti. bekleyip göreceğiz.
