ironiktir ama benim aklımda hep bi put gibi canlanırdı küçükken. yukarıdan aşağıyı izleyen, sakallı ve kendinden emin.
şimdi ise hiç bir şey canlanmıyor. iyi mi kötü mü bilmiyorum.
"Allah'ın varlığını, birliğini anlamak için göklere bakın, yere bakın, kendi nefsinize bakın ve bütün bunların yaratılışındaki akıllara hayret veren incelikleri, bunların kendilerinden olamıyacağını düşünün. Çünkü bunlar, Allah'ın varlık ve birliğini gösteren alâmetlerdir. Fakat Allah'ın zâtını, mâhiyetini düşünmeyin. 'Allah acaba şöyle midir, böyle midir? O'nun görmesi, işitmesi nasıldır?' diye düşünmeye kalkışmayın. Zira buna kudretiniz yetmez. Ne kadar çalışsanız da bunu hakkıyla bilemezsiniz, idrâk edemezsiniz. Şaşırırsınız. Bilgi ve görgü ölçüleriniz buna yetmez."
ben de hep merak ederdim bir tek ben mi boyle sacma sapan canlandiriyorum diye ama yalniz degilmisim.* bende hep dolunay seklinde bir ay, oradan oraya ucar dururdu. koltugu vardi ama oturamazdi haliyle, yercekimsiz ortamdaymis gibi hep havadaydi. ayrica da iyi kalpli degildi, hep cadi kahkahasi atardi. ha bir de erkekti ama bunu maddi olarak anlamazdim, manevi olarak hissederdim. nasil bozukmus lan oyle psikolojim.
Çocukken hep kahverengi sakallı, kahverengi saçlı, geniş omuzlarında kahverengi kürkten bir kıyafet giden bir adam hayal ederdim. Sonra annemin kızması üzerine devasa beyaz bir ışık kütlesi olarak kaldı aklımda. Hala daha dua falan ederken gözümde bu sahne canlanır.