bahse konu ayet ibrahim suresi 48. ayettir. elbette kulları için her fırsatta israfı kötüleyen bir rab kendisi de israf etmeyecek ve bu dünyayı dönüştürecektir.
Cehennem ikidir. Biri küçük, biri büyüktür. ileride küçüğün büyüğe dönüşeceği ve çekirdeği hükmünde olduğu gibi, ileride ondan bir menzil olur. diyor bediüzzaman. yani güneş ve diğer yıldızlar cehennemim yakıtı olacağı, dünyanın da belki mahşer yeri olacağını söylüyor.
Esasen, kuran bir bilim kitabı olmadığından, yazılan tüm ayetlere mantıksal açıdan yaklaşmak çok doğru olacağını sanmıyorum. Bazı metaforlar ürettiğini söyleyebiliriz.
Ayrıca kuran diğer semavi kitaplar ve mitolojilerden etkilenmiştir. “Yaratmak” kavramı türk mitolojisinde de “ol der olur” şeklinde geçmektedir. Ayrıca sadece türk mitolojisi değil, diğer mitolojilerde de doğrudan kesin bilgi vermez.
Kuranda gerçekten ne demek istendiği konusunda bir çok mealci tartışmıştır. 6. Yy arapçası ile günümüz arapçası farklılaşmıştır. Dolayısıyla bir kelime anlam olarak bazen 10 farklı anlama çıkabilmektedir.
Dolayısıyla; bence kuranda bilim aramana gerek yok. Çünkü kuran dönemin bilineni kadar bilgilere sahiptir. Çağın ötelerini aşan bilim kitabı değildir.
çünkü o zamanın arapçası ve o kitapta geçen bir sürü kelime bir çok anlam içeriyor. sündür sündürebildiğin kadar çek çekebildiğin kadar. anlamlı bir çeviri yapılamıyor. yapılamadığı için bin türlü çelişki ortaya çıkıyor. birilerinin kendi çağında o kadarcık ufkuyla anlattıklarının daha sonraki devirlerde çok daha devasa bilgi ve ileri tekniklerle irdelenip en küçük parçalarına kadar incelenip tüm açmazlarını ortaya serileceğini bile düşünememiş bir gerilik çaresiz kalmış tabi ki.
Çelişki sanılan şeylerin cevabı, al-i imran 7.ayet olabilir.
Sana Kitab'ı indiren O'dur. Ondaki bir kısım ayetler Kitab'ın temelini oluşturan kesin anlamlı ayetlerdir. Diğerleri ise müteşabih (birden fazla anlama gelebilen) ayetlerdir. Kalplerinde bir eğrilik bulunanlar, bozgunculuk yapmak ve kendilerine göre yorumlamak amacıyla müteşabih olan ayetlerin üzerine düşerler. Onların yorumunu (tam ve doğru olarak) Allah'tan başka kimse bilemez. ilimde derinleşmiş olanlar ise "Bunlara iman ettik. Hepsi Rabbimizin katındandır" derler. Şu var ki, akıl sahiplerinin dışındakiler bunlardan ibret almazlar.
