allah yoktur diyen profesöre einstein in cevabı

entry29 galeri0
    4.
  1. - korkarım gene yanılıyorsunuz sayın profesör.
    +sen nasıl konuşuyorsun öyle bakim. korkarım da ney! götünüzden dialog uydurmayın.
    7 ...
  2. 3.
  3. çocuktur yapar, çocuktur söyler.
    1 ...
  4. 2.
  5. diyaloğun tamamını yazacak kadar bol vakti olmayan yazarın ibretlik paylaşımıdır. profesörle einstein'in arasına girmemiştir. ama diğer düşüncelerinde samimidir.
    3 ...
  6. 1.
  7. einstein'in üniversite yıllarında bir hocasına, tanrı konusunda verdiği ayarı içeren cevaptır. görünen o ki akıllı adam her fikrine bir kulp bulabilmekte ya da kulbu olduğu için o fikre tutunmakta. tanrı konusuna gelince, tanrı'nın olma ihtimali olmama ihtimalinden daha yüksek görünüyor benim penceremden, tabi yanılıyor olma ihtimalim de söz konusu. ve ilgimi çeken bir başka konu da insanların tanrı konusundaki çelişkilerinin aslında çok yüzeysel olması. yani özde bir mutabakat var ama nüanslar konusunda fikir ayrılıkları var. yani temelde kimse sanki tanrı yoktur demiyor gibi. insanlar tanrının yokluğundan ziyade onun var etme sürecinde kullandığı metodlar üzerinde fikir ayrılığı yaşıyorlar. bir kısmı tanrının metodlarına kızıyor ve onu bazen küfre gidecek şekilde eleştiriyor. bazense öfkesinden kaynaklı olarak sen yoksun diyor. muhatabına yoksun deme çelişkisi yaşayarak üstelik. bir kısmı da tanrının yapıp ettikleri konusunda fikir yürütemeyecek kadar aciz ve yetkisiz olduklarını hissediyor ve düşünüyorlar. bu yüzden de sabır ve tevekkülle büyük planın sonucunu umutla bekliyorlar.
    köylü ateistlerin inanmadıklarını iddia ettikleri tanrıya küfürlerine bu sözlük de dahil olmAK üzere birçok platformda şahitlik etmek mümkün. bu durum da şöyle bir fikri ortaya koyuyor, herkesin rabbı vardır bazıları ona doğa der, bazıları kozmik güç, bazıları isa demekte biz müslümanlarsa allah. bazılarıysa ona küser, ondan nefret eder ve ona küfreder.
    agnostikleri ayrı bir çerçevede incelemek gerekir. psikodinamiklerine ve motivasyonlarına ayrı bir parantez açılmalı.
    neyse olay aşağıda yazıldığı gibi cereyan etmiştir. okuyunuz efendim ..
    ha bir de şu var (bkz: cevab veremedi)

    Üniversite profesörü, öğrencilerine su soruyu sorar;
    - Var olan her şeyi Tanrı mı yarattı?..
    Bir öğrenci ayağa kalkar ve cevaplar.
    - Evet, her şeyi Tanrı yarattı!
    Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine Evet efendim diye cevaplar.
    Profesör devam eder.
    - Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise kötülüğü yaratan da Tanrı'dır. Çalışmalarımızda uyguladığımız kesinleştirme prensibine göre de kötülüğü yaratan olduğuna göre, Tanrı kötüdür.
    Çocuk, profesörün bu mantık yürütmesi karşısında şaşırır ve yerine oturur.
    Profesör, Tanrının insanların içinde yarattığı bir efsane olduğunu aklı sıra kanıtlamış olmaktan mutludur.
    Bunun üzerine başka bir öğrenci ayağa kalkar ve profesöre şu soruyu sorar:
    - Soğuk var mıdır sayın Profesör?
    Profesör şaşırır:
    - Nasıl bir soru bu böyle? Tabii ki var diye cevaplar.
    Sen hiç soğukta üşümedin mi?.
    Bunun üzerine çocuk şöyle söyler:
    Hayır profesör, aslında soğuk yoktur. Fizik yasalarına göre gerçek hayatta biz ''sıcaklığın yokluğuna soğuk'' adını veririz. Aslında soğuk diye bir şey yoktur... O sadece sıcaklığın yokluğunda duyumsadıklarımızı tarif etmek için ürettiğimiz bir kelimedir. der ve devam eder.
    - Karanlık var mıdır profesör?
    Profesör cevap verir:
    - Tabii ki vardır. Sen hiç karanlıkta kalmadın mı?.
    Çocuk bir kez daha atılır:
    - Korkarım gene yanılıyorsunuz Sayın Profesör. Çünkü esasında karanlık diye bir şey de yoktur. Gerçek yaşamda karanlık; ışığın yokluğu'na verilen addır.
    Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız.
    Gerçekte, biz Newton'un prizmasını kullanarak beyaz ışığı kırar ve renklerin çeşitli dalga uzunlukları üzerinde çalışabiliriz.
    Fakat karanlığı ölçemeyiz.
    Bir basit ışık karanlık bir mekânı aydınlatarak karanlığı kırmış olur yani karanlığı geçersiz kılar.
    Çünkü gerçekte karanlık yoktur, ışıksızlık vardır.
    Mesela siz uzayın ne kadar karanlık olduğundan nasıl emin olursunuz?
    Işığın miktarını ölçerek!
    Bu doğrudur değil mi?
    Öyleyse karanlık denilen şey, insanlar tarafından ışığın olmadığını anlatmak amacıyla kullanılan kelimedir.
    Profesör afallamıştır ve çocuk son darbeyi vurur:
    - O zaman size son bir soru daha sormak isterim Sayın Profesör... Şeytan var mıdır?
    Profesör bu kez pek emin olamamakla birlikte yine de cevaplar.
    - Vardır. Açıkladığım gibi, biz onu her gün, her yerde görürüz.
    O, dünyadaki işlenmiş tüm suçlarda, şiddette yer alır.
    Bunların tümü şeytanın kendisinden başka bir şey değildir.
    Çocuk hayır anlamında başını sallar profesöre.
    - Şeytan yoktur efendim. Yani kendi başına yoktur.
    Şeytan basit olarak Tanrı'nın yokluğudur.O aynen karanlık ve soğukta olduğu gibi insanın Tanrı'nın yokluğunu tarif etmek için yarattığı bir kelimedir.
    Kötülük ve Şeytan, insanın Tanrı'yı ve sevgisini yüreğinde hissetmediği zaman yaptıklarına verilen addır.
    O, aynen sıcaklığın olmadığı yere adını verdiğimiz soğuk, ya da ışığın olmadığı yere adını verdiğimiz karanlık gibidir.
    Şeytan ve kötülük, Tanrı'nın içimizde olmadığı anda yaptıklarımıza verdiğimiz addır.
    34 ...
© 2025 uludağ sözlük