öncelikle ''karı'' kelimesini karakter sınırına takıldığım için kullanmak zorunda kaldığımı belirtir, sözlükteki tüm karılardan ay pardon bayanlardan offf kusura bakmayın kadınlardan özür dilerim. bildiğiniz üzere mübarek ramazan ayını hep birlikte idrak ediyoruz ve mümkün mertebe oruçlarımızı tutmaya; gerek yurt içi gerekse yurt dışı kaynaklı ülkemizde çevrilen çeşitli yasa dışı cinsel ilişkilerin önüne geçmeye, sarılıp uyuyalım bahanesiyle sahurlara kadar süren pompalaşmaların karşısında durmaya, antidemokratik ve etik değerlere aykırı pek çok s.ks ve s.kiş içerikli görüntüleri seyretmeye, yani kısacası google'a kate upton çıplak falan yazıp 31 çekmeye tövbe edip; zikir çekmeye başlıyoruz...
ramazan ayında 31 çekenin, harama ve anala yan gözle bakanın bildiğiniz gibi ahirette affı yok. ayrıca öyle xhamster, xvideos, blonde russian fuck, czech public agent tarzı şeyleri seyretmenin ne insana ne de topluma hiçbir faydası olmayacağı gibi, aynı zamanda ahlakımızı ve orucumuzu da bozar...
kafamı otobüsün camına dayamış dışarıyı seyrederken bunları düşünüyordum işte... dinimiz ne güzel bir dindi. ramazan beline kadar uzun saçları olan sarışın yeşil gözlü bir huri misali güzeldi. oruç sen çok yaşa falan diye içimden şarkılar söylerken, hemen önümde oturan allah ve ahlak yoksunu iki bayanın konuşmalarına şahit oldum:
allah yoksunu bayan: ya aynur biliyo musun ben bu başına örtü falan türban tarzı şeyler takanları hiç sefmiyorum.
allah yoksunu diğer bayan: ay evet ya çok iticiler. bi de bu sıcakta yemek falan da yemiyolar adına da oruç diyorlarmış. ayh içim bi fena oldu.
etu: 10 dakkadır sizi dinliyorum, ulan siz ne allah ne namus yoksunu bayanlarsınız ha! hiç mi utanma yok sizde, benim türbanlı anama, bacıma, kız kardeşime, anneanneme falan laf etmeye ne hakkınız var sizin ha. inin lan aşşa yoksa hepinizi 32 yerinizden türbanlarım!
etuuu: susun lan siz de. koro gibi konuşup takkemi attırmayın. zaten oruç başıma vurmuş, sizden çıkarırım hıncımı!
allah yoksunu bayanlar: ne saçmalıyosun sen be salak şeyh. rahatsız oluyoruz işte ne var yani ne var. yüzünüz gözünüz gözükmüyor böyle bi acayip şeylersiniz. modernliğe aykırı bi defa bu yaptığınız ayrıca laikliğe de aykırı. bu cumhuriyeti yıkamıçaksınıs işte, izin vermicez. gerekirse taksim'i başınıza yıkıcaz!
etuuu: ulan ben şimdi gösteririm size ebenizin türba.ını!
hemen yanımda taşıdığım küçük şişelerdeki gül suyuyla abdest aldıktan sonra seccademi yere serip otobüsün ortasında iki rekat namaz kıldım. ardından kabe işlemeli kadife çantamdan yılların ateisti olan sözlük yazarı bayanlardan birinin ricası üzerine onu türbanlamak üzere evine giderken yanımda taşıdığım çeşitli renkteki gül esanslı türbanlardan iki tane çıkarıp şakkk diye başlarına geçirdim ikisinin. nasıl da şok oldular böyle otobüsün camından dışarıya engelli hareketleri yaptılar şokun etkisiyle. tam onlar ojeli uzun tırnaklarını üzerime doğru savururken, belimden gül suyu tabancamı çekip şoföre aynadan "aç kapıyı lan s.kik" bakışı attıktan sonra hareket halindeyken yola atladım otobüsten. tam kaçarken araba çarpıyordu az kalsın oruçlu oruçlu bi yudum zemzeme hasret şekilde gebericektim, yol kenarına çekip üzerime gazete falan örteceklerdi ucuz yırttım...
kaçarken salih gelmişti aklıma... o şimdi burada olsa kahrından ölürdü dedim kendi kendime. onun da annesi, bacısı, sevgilisi falan türbanlıydı çünkü. türbanlılara büyük bir manevi işkence vardı bu memlekette. başı örtülüler beğenilmiyordu, dışlanıyordu, yaşama hakkı verilmiyordu çünkü... namus iki bacağın arasında değildir deyip beyne işaret edenler; mesele türban olduğunda beyne bakmayıp maddeye bakıyorlardı çünkü. ikiyüzlüydük, toplumca yıpranmıştık, yıpratılmıştık seneler boyunca çünkü...
oradan hızlıca kaçmıştım topuklarım takkeme vura vura, arkama bile bakmamıştım. o güzelim türbanları da o karılar kim bilir artık nerelerine paçavra yaparlardı nispet olsun diye. hızımı alamayıp, atıverdim kendimi bir cami avlusuna. dua ettim ateistler dahil herkes için. yoldan çıkmışlara yol, kapısız kalmışlara hayırlı bir kapı, her başlığımın altında bitip okumadım kardeş durumumuz yoktu tarzı bayat espriler yapmaktan utanmayanlara yüce allah'tan akıl fikir diledim...
ardından bayan yazara bugün acil bir işim çıktığı için gelemeyeceğime dair mesaj attım, o da vazgeçmiş zaten türbanlanmaktan ''sevişmeden uyuyamam. yılların alışkanlığı işte naparsın. sen yine de gel ama iftarı benle yap orucunu benle aç etucum ;)'' şeklinde cevap vermiş mesajıma. davetine icabet edip güzellikle istemediği için iftarda zemzemine ilaç atıp zorla ırzını türbanlayacaktım ama bugünlük bu kadar yeter dedim kendi kendime. hem salih'e sözüm vardı. halime teyze ve aysun hanımla beraber iftarda ciğeristan'a gidip ciğer şiş yiyecektik o akşam.
mahallede asayiş kontrolü yaparak ağır adımlarla eve yürüdüm. eve girer girmez salih'i abdest alırken gördüm ve arkasından sinsice yaklaşıp göbüşünden gıdıklamaya başladım. birbirimizi gıdıklayarak kahkahalarla beraber abdestlerimizi aldık ve namazımızı kıldıktan sonra evin içinde iftara kadar takkem sende oynadık...