köye bir dinsiz gelir. ahaliyi toplar etrafına...
sonra söze başlar. siz müslümansınız, allah diye bir tanrı'ya inanıyorsunuz. ben size allah'ın olmadığını kanıtlayacam.
ateist söze devam eder:
-söyleyin bana şu karşıdaki dağı görüyor musunuz?
köy ahalisi:
-evet.
adam tekrar sorar:
-peki şu evi görüyor musunuz ?
köy:
-evet.
adam son sorusunu sorar,
- peki, allah ı görüyor munuz?
hep bir ağızdan,
-hayır.
adam ekler yok ki göresiniz.
buraya kadar olan kısım allah yok diyenlerin gerekçesi, yok ki göresiniz...
adam cevaptan sonra kasıla kasıla uzaklaşacakken köylülerden yaşlı biri adama der ki,
-köyümüzde bir çocuk var, çok akıllıdır hemde ilim sahibidir. o gelsin bir de onunla konuş.
adam memnuniyetle kabul eder.
çocuk gelir. adam aynı soruları çocuğa sorar ve aynı cevapları alır. cevaplardan sonra yok ki göresin diyen adama çocuk gülümseyerek soru sormaya başlar.
-ey ahali şu adamın ayağındaki ayakkabıyı görüyor musunuz?
ahali:
-evet!
çocuk:
-peki, başındaki takkeyi?
ahali:
-evet!
çocuk:
-ey ahali! peki bu adamın aklını görüyor musunuz?
ahali:
-hayır!
çocuk:
-yok ki göresiniz!
işte o çocuk daha 12 yaşında zekası ile başa çıkılamayan imam - azam dır.
kimisi kendi kafalarınca varolsaydı din adına kendilerince "din adıyla kötülük" olarak, "dinin kötüye kullanımı", "dinle insanlara zarar vermek" olarak gördükleri yanlış şeylere izin vermezdici. kimisi bilmezler ki eski din alimleri, eski mutasavvıflar kafasıyla tır çeken adamların zeka muadili.
küçüklükten beri kafana doldurulduğu için anlamazsın. dini yaşamınınızın anlamı yapmışsınız, anlamlı mı mantıklı umurunda değil. orta çağ meksikadaki bir çocuk da aynı senin gibi ne demek quetzalcoatl yok diyebilir, görmüyorsun bak şu dünyayı, onun kanıtı işte diye. çok büyük delilik içindesiniz.
Acı çeken tek bir masum ruh varsa bile bu tanrının var olmadığının delilidir. işte o kadar. imtihan dünyası deme bana. Küçücük çocuğun neyini imtihan ediyosun? her şeyden önce insanları neden imtihan ediyorsun? neden, neden, neden, neden?