allah yok din yalan ise olacaklar

entry1 galeri0
    1.
  1. ben hep cumaların farzını kılıp kaçtığım için beni etkilemeyecek olay.

    ms 844 yılında abbasi kralı muhammed bin uvmiye bir rüya görür. gördüğü rüyanın etkisinden çıkamayan kral huzuruna dönemin ünlü rüya tabircilerini çağırır. rüyasında ışıklı bir kutu içerisinde "tanrı yok din yalan" yazısını gördüğünü, sonunda da "swh" harflerinin olduğunu anlatır. huzura gelen rüya tabircilerinin dördü de aynı yorumda bulunur; "tanrı gerçekten yok ve din yalan." fakat kralı uyarırlar, eğer bu bilgiyi halka verirse büyük bir kriz çıkabileceğini, inançsız kalan insanların ne yapacaklarını şaşıracaklarını ve hatta fıtratlarının değişebileceğini söylerler. kral düşünür.

    hemen yanına yardımcılarını, şehir valilerini ve ülkenin ileri gelen aşiret liderlerini çağırır ve bir toplantı yapar. olayları anlatır, acilen bir çözüm bulunması gerektiğini bildirir. içlerinden ağlebioğulları aşireti beyi semirül abbas bir fikir ortaya atar. der ki; "kralım, ışıklı bir kutu gördüğünüzü söylersiniz. ve bunun içinde bir yazı. her derdin bir dermanı vardır. bir ışıklı kutu yapalım ki tanrı'nın olmadığını öğrenince şaşırıp kalan, kriz çıkarabilecek insanlar buna bakarak dalıp gitsinler. dünyalarını ve ölümlerini, dostlarını hatta eşlerini, çocuklarını, zürriyetlerini, milliyetlerini unutsunlar. uyusunlar ve gözleri hiç açılmasın. düşünmesin, sormasınlar. böylece bu sivri başları dizginlemiş oluruz." kral bunu duyunca çok sevinir. derhal emir verir ve bu ışıklı kutunun yapımına muhammed bin uvmiye'nin tarif ettiği şekliyle başlanır.

    ışıklı kutudan tam 1000 adet üretilir. gerçekten de gözalıcı bir şeye benzemektedir. ilk olarak kral bunun denenmesini ister. bir grup tüccara ülke ekonomisine yaptığı katkılardan ötürü olduğu söylenip kraldan hediye denilerek verilir. kral ve yardımcıları bu 12 tüccarı izlemeye koyulur. aradan 1 ay geçtiğinde durum inanılmazdır. tüccarlar ışıklı kutudan neredeyse bir an bile gözlerini alamamakta, işlerini ve sorumluluklarını unutmaktadırlar. 1 ay içerisinde kazançları %50'den fazla düşmüş, ödeme yapmadıkları işçileri işi bırakmış, köleleri kaçmıştı. sorulduğunda ise çoğu olaydan ya haberleri yoktu ya da umursamıyorlardı. tek ilgileri ışıklı kutudaydı.

    kral mutluluktan havalara uçacaktı neredeyse. hemen emir verildi, şehirdeki tüm köleler emirle bu iş için çalıştırılmaya başlandı ve her hanede en az 2 adet ışıklı kutu olacak sayıda üretim tamamlandı. fakat kralın aklına bir düşünce daha gelmişti. tüccarlara verdiği ışıklı kutuları duyan halkın bu alete inanılmaz derecede bir ilgisi olmuştu. herkes onlara imreniyor, kendileri de bakabilmek için tüccarlardan izin istiyor, sıraya giriyorlardı. bu talebi gören kral bu ışıklı kutuyu bedava vermemeye karar verdi. 10 altın karşılığı satışa çıkması için emir verdi ve işler tam da istediği gibi gitti. henüz 1 hafta olmuştu ki, her evde en az 2 adet ışıklı kutu vardı. hem kral hem de halk çok mutluydu.

    sıra kralın rüyasının tabirinin halka açıklanmasına geldi. halk kafasını ışıklı kutudan kaldırmıyor, ruhları çekilmiş gibi yaşıyorlardı. kral rüyasını açıklattı. tüm şehirlerde, her caddede, her sokakta "tanrı yok bildirgesi" yayımlandı. neredeyse hiç tepki yoktu. halk umursamamıştı bile. kral bu büyük olayı atlattığına sevinmişti. ağlebioğulları aşiret beyi semirül abbas'a ödül olarak, ceo'luk verdi ve ışıklı kutu satımını ona bıraktı.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük