şöyle bir gelenek var: bir türbeye gidilir, insan hem kendi için hem de o türbede yatan merhum ya da merhume için dua eder. Zorunluluk değildir, çünkü dua için herhangi bir şart yoktur. istediğiniz şeyi size Allah verir, vermek isterse. Bakın dua sadece ve sadece Allah'a edilir ama o nimeti aracı ile verebilir. Örneğin zekatın sana emanettir aslında sen onu hak eden fakire ulaştıracak aracısın.
Bunu yanlış anlayıp duayı aracıya edenler var. Varlar. Doğrusunu anlatmak lazım hepsine.
aslında hırka-i şerife dua etmezler orada. sadece, taaa 14 asır önce yaşamış birinin o gündne bugüne, getirdiği dine iman eden, onun davranışlarını (sünnetlerini vs.) hala yerine getiren bir ümmetin, ondan cismen bir anı bulması sonucu yaşadığı sevinci salavatlarla yaşaması, allah'a dua etmesidir. bunda yanlış olan bir şey yok.
ama yanlış nerede var? xx baba türbesine gidip "ey xx baba, bana güzel bir gelin ver.", "ey xx baba, öss'yi kazanayım." demekte. dua ederken, allah'ın sevdiği kulları araya koyabilirsin ancak a bizzat o kişiden isteyemezsin, bu şirk koşmak olur.
en güzeli "allah'ım burada yatan sevgili kulunun hürmetine, peygamber efendimizin (sav) hürmetine, bana hayırlısıyla xx'i ver yarabbim." demek.
evet, üzülerek belirtirim ki böyle bir durum vardır. nedense insanlarda bir putlaştırma takıntısı var. bazıları "bu kişinin/bu hırkanın sahibinin yüzü suyu hurmetine" diye yakarır. bazıları da cidden "oruç baba bize yadım et." şeklinde yakarır. sanırım bu da örneğini çokça gösterebileceğimiz şamanizm kalıntılarındandır.
Hırka-i şerife değil!!! HIrka-i şerif sahibinin yüzü suyu hürmetine.... Dua etmezsin edenin duasını sorgularsın. isterse taştan topraktan medet umar sana ne!!! Herkes alim oldu bu memlekette ya...