daha demin arkadaşımın zorda kalınca sarf ettiği cümle. "Allah'a inanıyorum, Kur'an'a inanıyorum ama islam'a inanmıyorum, Arapların inandığına inanmıyorum, benim kendi düşüncelerim var." diyerek beni benden almıştır.
salaklaşma durumudur net. "allah, kuran, islama düzgündür" doğrusu müslümanlığı kullanan insanara inanmamak olabilir...
müslümanların insan olduğunu diğer insanlar gibi çıkarlarına ve kötülüğe alet olabileceğini görmemek olabilir .
saçma sapan geri zekalı düşünce tarzıdır. kuran a inan kimse kuran da yazanlarada inanmak zorundadır. allah katında tek din islamdır ayetini okumamış salak.
Allahın varlığına ve birliğine inanmak.
Kuranın Allah kelamı olduğuna inanmak.
Günümüzde kendilerini müslüman diye tanıtan ve islamı yaşadığını iddia eden katil hırsız güruha bakıp bakıp "lan bi' yanlışlık olmalı" demektir.
çelişik gibi gözükse de çözümü gayet basittir.
basit türkçe ile yazılmış bir kuran meali alınır.
okunur.
gerçekten de ortalarda "biz müslümanız din iman kitap " diye diye dolaşan şaklabanların aslında Allah'ın bizzat lanetlediği herifler olduğu net bir şekilde görülür.
tipik alevi inanııdır, bid-a dır,
sözde hz.ali yi severler ama onun yoluyla alakaları yoktur,
alevi olsun yada olmasın, (inanmayanları tenzih ederek)soruyorum;
-"Allah'ı seviyormusunuz?"
-"seviyoruz" diyorlar hep bir ağızdan,
-"peki namaz kılıyormusunuz" zira kuran'da 70 küsür kere namaz emrediliyor, kılmıyorsan nasıl sevgidir bu?
-"yalan söylüyorsunuz" diyorum avazım çıktığı kadar,
varın oyalanın, nasibiniz bu dünyada arzuladığınız şeylerden ibaret, öbür dünyadan tek bir nasibiniz yok, hristiyanın hristiyanlığından farkı olmayan bir müslümanlıkla "kalbim temiz" yalanıyla avutun kendinizi,
bak ne diyor;
zaman değişiyor biliyorum, ama ölüm değişmiyor, ayrılık değişmiyor, acizliğin değişmiyor, zira kendi vücuduna bile hakim değilsin, yediğini sindiremezsin isteyerek, sana bırakılmamış, mesela, göz kapağını açıp kapayarak gözünü nemlendirme-ıslatma refleksi eklenmiş bünyene sana güven olmaz unutursun diye,
zaman değişiyor biliyorum, ama ölüm değişmiyor, "ben de herkes gibiyim" deme, çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder,
zaman değişiyor biliyorum, ama ölüm değişmiyor, bir musibette herkesle beraber olmak teselli olabilir dünyada, ama kabrin öbür tarafında zerre hükmü yoktur,
zaman değişiyor biliyorum, ama ölüm değişmiyor, bir bak etrafına senden başka her canlı görevini yerine getiriyor, inek süt veriyor, arı bal yapıyor, ağaç meyve veriyor, vesaire vesaire, bir sen yapmıyorsun görevini, eğer yaratılış gayeni sex yapmak gezmek tozmak zannediyorsan, serçe kadar bile zevk alamıyorsun sexten bilesin,
zaman değişiyor biliyorum, ama ölüm değişmiyor, etrafına baksan hiç bir şeyi nizamsız gayesiz göremezsin, nasıl sen nizamsız gayesiz kalabilirsin?
zaman değişiyor biliyorum, ama ölüm değişmiyor, ve gözünü kapayan yalnız kendine gece yapar.
yani; diyor ki;
gördün; doğumdan sonra hayat var, hemde anne karnındaki hayatla kıyaslanamayacak derecede müthiş bir hayat, aynen de ölümden sonra baki bir hayat var bu dünyayı zindan hükmünde kılacak kadar müthiş, sen de gideceksin ve elemsiz sıkıntısız ve sonusuz olduğunu bildiğin için alacağın lezzetlerin de sonsuz olacağı bir hayat, şunları dikkatle ve sabırla oku ve dünyanın cam parçalarını elmasa tercih etme,
"ey nefis! başta habibullah, bütün ahbabın, kabrin öbür tarafındadırlar. burada kalan bir iki tane ise, onlar da gidiyorlar. ölümden ürküp, kabirden korkup başını çevirme. merdâne kabre bak, dinle, ne talep eder? erkekçesine ölümün yüzüne gül, bak, ne ister. sakın gafil olup ikinci adama benzeme.(ikinci adamın ne olduğunu anlamayanlar 14.sözün hatimesi 'gafil kafaya tokmaktır' okumalı google dan aratıp)
ey nefsim! deme, "zaman değişmiş, asır başkalaşmış. herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder(taparcasına sever), derd-i maişetle(geçim derdiyle) sarhoştur."
çünkü ölüm değişmiyor. firak(ayrılık), bekaya kalb olup başkalaşmıyor. acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peydâ ediyor.
hem deme, "ben de herkes gibiyim." çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır.
hem kendini başıboş zannetme. zira şu misafirhane-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin?"
ne güzel diyor; "gözünü kapayan yalnız kendine gece yapar"