- allah varsa nerede yaşıyor aabi?
+ yahlaş hele bi yahlaş!
- ee aabi?
+ duymuyon mu olm kulağına yahlaştırınca vuuuuuufffff deye ses geliy!
- çay kapem mi abiim, he!
+ akıllı çocuksun!
bir pembe dizi vardı; vahşi güzel... zaten hayatımda ilk ve tek izlediğim pembe dizide bu dizi olmuştur malum içindeki taş gibi çocuklardan dolayı. orda bir benzetme yapmıştı bu konu ile ilgili. "lan dedim belki bazılarına saçma geliyor ama bence güzel bir açıklama" diye düşündüm o an.
hatuna soruyor: "nasıl bu kadar içten inanıyorsun görmediğin bir şeye?" tabi soru tam böyle değil ama buna benzerdi.
hatunda diyor ki: "nasıl ki nefes aldığında soluduğun oksijeni görmüyorsun ama onun var olduğundan eminsin, tanrıya inanmak da böyle birşey."
kesinlikle inanç böyledir. var olduğuna inanırsın ama orda olduğunu göremezsin. gerçi kimileri inanmasa da bizlere şah damarımızdan daha yakındır o ayrı mesele.
o dogmamış ve dogurulmamıştır, hiç varlık 'o'na denk degildir.(ihlas suresi)
hiç bir varlık 'o'na denk değilse neden illaki yüce yaratıcıyı birşeylere benzetmeye çalışıyoruz ki?saçma degil midir bu?
o aşkın bir güçse birşeyleri ona benzetmeye çalışmak, nerdedir, nasıldır deyip bu sorunun arkasından onca şeyi saçmalamak ne işe yarar!
edit:islam ve allah'ın varlıgı ve birliği konusunda etraftan duyduklarından başka bilgisi olmayan cahiller yazdıklarımı eksileyerek cahilliklerini bir kez daha kanıtlıyorlar.
- allah varsa nerde yaşıyor aabi?
+ gene mi sen lan?
- eki eki eki, evet! cevap alim!
+ git bak bakim, ben bakkalda mıyım değil miyim, ondan sonra anlatcam sana nerde olduğunu? koş koş koş!
yaşam; allah'ın yarattığı insanlara, bitkilere ve hayvanlara özgü bişeydir. yaşam, ölümdür bir nevi. çünkü yaşayan her canlı nihayetinde ölecektir. bu yüzdendir ki ölümsüz bir varlığı yaşıyor olarak nitelendirmek saçmalıktan ibarettir. yaşamak değil de varolmak diye adlandırmak daha doğru olacaktır kanaatindeyim.
biz insanlar halen allah'ın bizim gibi düşündüğünü sanarak büyük bir yanılgıya düşüyoruz. kendi düşüncelerimizle, allah'ın düşüncelerini bir tutmak büsbütün bir yanlıştır. sanıyoruz ki onun da varlığını sürdürmesi için bir mekana ihtiyacı var.
insanların yağışlardan, soğuktan korunmak, özel bir yaşam kalitesine ulaşabilmek için bir mekana ihtiyacı vardır. tüm bu doğal etkinlikleri yaratan bir varlığın yağmurdan, kardan, doludan saklanma gibi bir durumu yoktur. daha detaylı anlayabilmek için:
(bkz: allah ı insanmış gibi düşünmek)
imam-ı azamın inanmayan kişiyle geçen konusmasından bi bölüm:
.......
Peki ALLAH varsa O’nu niçin göremiyoruz. ?
imam-ı Azam soruyu pek kolay bulmuşçasına tebessüm etmiş. “ Önce demiş bize biraz süt versinler de sohbetimiz biraz daha tatlansın” . inançsız adam dudaklarını kemirerek iyi olurya demiş , hem içer hem konuşuruz.
Sütler gelmiş. O zaman sütü tatlandırmak için içine pekmez katılırmış. Tabii şimdiki şekerler yok henüz. Adam sütünü tatlandırıp içmeye başlamış. Fakat imam-ı Azam adama bir kaşık daha pekmez sunmuş, buyurun sütünüzü tatlandırın… Adam sağ ol demiş, ben pekmezi karıştırdım, sütüm pekmezlidir. Sen benim soruma cevap ver şimdi.
imam-ı Azam önce sütün pekmezini , bugünkü tabiriyle şekerini halledelim demiş. Adam biraz daha kızgın söylenmiş:
Benimkisinin pekmezi vardır dedim ya…
imam-ı Azam :
inanmam , demiş.
Adam büsbütün kızgın :
Niçin inanmıyorsun deyince de şu cevabı vermiş:
Ben görmediğim şeye inanmam . süte karıştırdığın pekmezi gösterirsen inanırım…
Adam , çattık belaya der gibi başını iki yana sallayıp bağırmış:
Süte karıştırılmış pekmez görünür mü? Onu gözüne gösteremem ama , ama içersen tadını dilin anlar. Çok merak ediyorsan gözünle değil ama , dilinle sütün tatlandığını görebilirsin. Hem bununla da niye uğraşıyoruz? Sen bana sorumun cevabını söyle bakalım…
imam-ı Azam tatlı tatlı tebessüm ederek demiş ki :
Bana fırsat vermediniz ki.. sorunuzun cevabını kendiniz verdiniz.
Nasıl yani?
Nasılı var mı ? sütün içine karıştırılmış pekmezi nasıl görülmezse ALLAH vardır ve bu gözümüzle görünmez. içtiğimiz sütün yağını da gösteremezsiniz. Ama süt çok güzel ve yağlıdır. Onu da gözümüzle değil dilimizle tadınca anlarız. Demek ki bu dünyada ki pek çok şeyi de biz gözümüzle göremiyoruz. Ancak onları meydana getirdikleri tesirlerden ve eserlerden anlıyoruz. Yada bir başka duyu organımızla varlıklarını anlıyoruz. Siz sütün yağını ve şekerini bile göremediğiniz halde ALLAH’ı görmek istiyorsunuz. halbuki bu gözümüz dünyadaki her şeyi de göremeyen sınırlı bir gözdür.
Aynen bunun gibi , bizde ALLAH’I gözümüzle bu dünyada göremiyoruz ama , O’nun yarattıklarını , eserlerini görüyoruz. Meydana getirdiği tesirleri anlıyoruz. Ama kafa gözümüzle değil , akıl gözümüzle oluyor bu iş…
"Zeka" varsa neden göremiyorum, "Zeka" nın karısı var mıdır? Yemek olarak ne yer, mesela karpuz severmi? sorusunu akla getiren ifadedir. Birşeyi görememek onu yok yapmadığı gibi, akvaryumdaki balıkların sahiplerini tanıyacak bilince sahip olmaması da onları sahipsiz yapmaz.
Bir hastanın "doktor benim iyiliğimi istiyorsa neden bana iğne yapıp canımı acıtıyor" demesi de tıpkı Allah varsa neden insanlar acı çekiyor demesi gibidir.
saklambaç oynuyor olabilir;
yaratılmışların en çirkini, en güzeli, en zekisi, en tembeli vs. uzar gider.
peşine düştükleri her kısıtlı imkan sonrasında kendilerini sınamak, bildiği yolların eksik çıkması sonucu sarfettikleri cümle.
karanlığı seçen birinin güneş varsa nerde yaşıyor deyip, açmayan çiçeğine, su dökmediğini farkedemeyecek kadar maldır.
inanılan her şeyi sabote edebilecek kadar. fukaralığının boyutlarını açmış, evine ekmek götüremezken, ramazan ayın da içki içen insanın haykırırken, ağzından allaha küfürler yayılır.
nerdesin şu garip kulunu gör der gibi bakar yukarlara, halbu ki o'na mekan izafe edebilecek kadar alçalıp, gözünü karartmış bir insandan daha ne beklenebilir ki.
bu insan çok yakında, sevaplarını, günahlarını tahlil etmeyecek birilerinin olduğunu iddia edip.
katil, hırsız, tecavüzcü ve daha bir çok pislik yapabilecektir.
allah içimiz de içimizde diyen, kalp açısından içinde olduğunu iddia eden andavulların, ayakları yere değen çocukla girdiği ilişkiler sonucu, o vampir gözlerini kaçırması allahın nerde yaşadığını gösterir.
hırsızlık yapıp, çocuklarını doyuran bir babanın, avucunu açtığın da nerede yaşadığı görülebilir.
allah her insanın korkuların da, günahların da yaşar.
- allah varsa nerede yasiyor aabi?
+ yahlaş hele bi!
- efendim aabi? aabi o ne?
+ ayak tırnaa!
- neden çayın içinde aabi?
+ çay içcez ya!
- şey aabi, şeker kalmamış ben bi şeker alıp geliverem!
- allah varsa nerede yasiyor aabi?
+ yahlaş hele bi!
- efendim aabi? aabi o ne?
+ tava!
- ne tavası aabi?
+ bele bildiğin teflon tava!
- e aabi allah? yaşamak? yer?
+ hele koy elini şu tavaya bi!
- aabi, senin yağın kalmamıştır ben bi yağ kapıp geliverem..he?
+ yimezleeer!