ev partilerinde insanların enerjisi bitip dans etmeyi bıraktıklarında başlatılan tartışma. kafalar da güzel. ne faydalı şeylerle uğraşıyorlar canlarım benim.
hayır ve şer ondandır.. bu nedenledir ki kötülükler olduğunda hani nerde allah kurtarsın bakalım, eğer kurtarmıyor ise yoktur demek, insanın kendi beynini küçük düşürmesi anlamına gelir.. inanmayan bir insanın çıkıp da yoktur işte bak, kötülükler oluyo, hiç bişey yapmıyo demesi kadar fukaralık yoktur.. birader sen inanmıyosun işte afedersin ama siktir git o zaman, neyi ispat etmeye çalışıyosun, olmadığını mı.. amaç..? nasıl bir amacın var, neyi idrak edemiyor veya etmeye çalışıyorsun, neyin ispatındasın.. ya ben inanıyorum bence var diyorum, benim onu sana ispat etmek gibi bir görevim yok ki.. sen ispatlardan tatmin olmuyosun ki.. sen inanmadığın sürece ispatlar sana saçma gelcek.. ee.. ne istiyosun lan o zaman göt.. bi bitmediniz lan..
askerde bi arkadaşım vardı. içine kapanık bi çocuktu. çocuk hiç okumamış ve hep koyun gütmüş. bildiğimiz çoban yani. hani şu aysun kayacıyla oyları eşit olan çoban. müjdat gezen in yüzde atmışlık kesimin içine yerleştirdiği çoban. ben görmedim ama yüzde yüz göbeğini de kaşıyordur.
neyse! elinde daskapital vardı. sakallıydı. bir gün sordum kendisine söylediklerini neden anlamıyorum diye. bildiklerini yüzleştir hayatla ve sınamaktan korkma, gerçekleri anca ozaman anlayabilir ve onu ayırabilirsin dedi. yok olum böyle bişey olmadı ya! ahmet kayanın şarkısı bu.
ama cidden sordum arkadaşıma birgün. allah varmı dedim. oda bana
'' allah olmaz olurmu ya! '' dedi.
yani biz şimdi burdan ne anladık? allahın var olduğunu bilen adam '' allah olmaz olurmu ya! '' der ve işine bakarmış. inanmayan mı? koy götüne rahvan...
Ya Allah'ın varlığını anlayacak kadar zeki olmadığımız için sorgulamadan kabul etmemiz gerektiğini ya da evrenin içinde ki her olguyu
bilim şu an için tam olarak açıklayamadığı için bunu birinin yaratması gerektiğini savunan kişiler tarafından var diye cevaplanacak sorudur. Bu kişilerin geçmişteki versiyonlarının yağmuruda bir mucize Allah'ın varlığına delil olarak gösterdiğini unutmamak gerekir, tabi bugün çok basit bir olay olduğu anlaşılıp da çocukların bile bildiği bir olay haline gelince yeni mucizeler buluyorlar kuarklardı elektronlardı falan filan, yarın onlarda açıklanınca bilim tarafından bu kez Allah'ın ayı bir kez daha ikiye bölmesini beklemekteyiz(daha önce böldüğünü görmesek de inanmak zorundayız ya zaten ona laf edemiyoruz tabi ikinci kez diyoruz o yüzden). He bu kişiler ayrıca o kadar geniş görüşlüdür ki bir tanrı var mıdır demeye de ihtiyaç duymazlar, direk 'Allah var mı?' diye sorarlar zira anaları babaları Allah'a inanıyor ya evreni bir yaratan varsa bu tabi ki Allah olmalıdır.
herkes in kendi adaletini sağlamaya çalıştığı bir ortamda kaos olur. adalet in tecellisi mülkün sahibi tarafından gerçekleştirilir. ne demişti bir büyüğümüz: adalet mülkün temelidir.
haliyle adalet yada adaletsizlik sandığınız şeyler şu an sadece sizin kafanızdan yorumladığınız sanrı belki hezeyanlarınızdan ibarettir. ilahi adalet in tecellisi ise varolduğuna inandığımız ilahın yaptığı sınavın akabinde yapacağı değerlendirme ile mümkündür.
velhasılı kelam, gavura kızıp oruç bozmamak gerek. sınav kağıdınıza istediğiniz herşeyi yazmakta serbestsiniz, çıplak kadın da çizebilirsiniz, bir gökdelen de, kopya da çekebilirsiniz. kopya çekenin yanına kar kalmadığını sınavın ertesinde göreceksiniz.
haliyle adalet i gerçekleştirecek bir yaratıcı vardır, yoksa bu adaletsizler nasıl karşılıksız kalabilir. sırf adil olmayan dünya düzenini adil hale getirmesi için bile inanılır ilahi adalete.
üç beş yaşında bir çocuğun ağzına yakışacak bir soru aslında, sorular saflaştıkça yaş küçülür.
cevabı vardır aslında ama kişilere ve dönemlerine göre değişir, ölmeye yakın 70 yaşındaysan -kesinlikle var-ergenlikte popüler olmak istiyorsan -bence yok- gibi dönemler içerisinde de değerlendirilebilir.
sorgulanması ise bize allah tarafından verilmiş bir özelliğin sonucudur, irade mal mal dursun diye verilmedi galiba.
nasrettin hocaya sormuşlar dünyanın ortası neresi diye. o da ayağını bastığı yeri gösterip işte burası demiş. sonra da eklemiş: inanmazsan ölç.
zaten inanmaya niyetin yoksa, kendi varlığını bile reddedebilirsin. hayatta reddedemeyeceğin hiç bir şey kalmaz. sen allah'a gitmezsen, seni zorla getirmez. zorla getirseydi, yaratılışın hikmeti tecelli etmezdi.
delillerini anlamk için etrafa bakmak yeterlidir.
örneğin bu kadar hassas bir dengeyle oluşmuş güneş sistemi tesadüflerle açıklanamaz. nasıl her elbisenin bir terzisi varsa kainatın yaratıcısı da o' dur.