bir adam bir mağarada inzivaya çekiliyor, günler sonra çıkıyor oradan, çevresindekilere ey millet bizleri yaratan tanrı diye bir varlık var, ondan bana vahiy geldi diyor, şunları şunları emretti diyor, herkes de inanıyor ve o emredilenleri yapmaya başlıyorlar.
sinemada seyretsek bu hikâyeyi, böyle senaryo mu olur allasen deyip yarıda çıkarız. soruya cevap olmuştur umarım.
Tanrı varlığını kanıtlamak duvara kurşun sıkıp 12 halka çizmeye benzer diyordu okuduğum bir kitapta. kimler tanrı kanıtlamaya çalışmamış ki?
Anselmus, Spinoza, Descartes, Leibniz, Thomas D'aquin bunlar hep tanrı kanıtlamaları ile ünlü filozoflar.
Bugün bu kanıtlamaları yapmaya çalışan kişilerin inanın bu insanlar kadar düşüncesi olsa belki saygı duyabilirim. Bunların hepsini okuyup hala tanrı varlığına şüpheyle yaklaşan insanlar için "cahil, ahmak" gibi sıfatlar kullanmanız inanın sizi daha üstün yapmıyor.
Tanrıya inanmak ya da inanmamak sizi üstün yapmaz. Tanrı inanıyorsun diye sana üstünlük sağlamaz. Buna inanıp konuşma güzel kardeşim bak gör bunca islam ülkesinin halini? Bir de kâfir norveç'e bak, almanya'ya bak. Biraz teolojiden sıyrılıp serbest düşünsek ölmeyiz bırak isteyen istediğini söylesin. Tanrı varsa kimsenin yok demesiyle ya da yok saymasıyla yok olmaz...
olduğunu iddaa edenler bunu kanıtlamak zorundadır, olmadığını söyleyenlerin "olduğu kanıtlanamamış bir şey için" kanıta ihtiyacı yoktur. varlılığı kanıtlanamamış bir şey, fiilen yok hükmündedir, üzerinde konuşmaya bile değmez.
-ama al işte kanıt, yoktan mı çıktık, mutlaka biri bizi yarattı.
-evrim diye bir şey duydun mu sen?
-ama maymunu da ondan önceki amfibileri de bir varlık yaratmıştır.
-ya niye illaki birisinin seni yaratmış olmasını istiyorsun?
-ne bileyim, öyle diyor herkes.
-diyelim ki bizleri bir varlık yarattı, bu ona kul köle olmanı mı gerektirir?
-hmm, bunu bir düşüneyim...