allah olsada olmasa da hayatın bok gibi oluşundan kaynaklı hiç birşeyin değişmeyeceği bir gerçektir. bu da bizi başka bir sorunsala sürükler. (bkz: gerçek var mıdır yok mudur)
allahı yok saymak için tüm evreni gezmen lazım her yere tek tek bakman lazım ki allah yok diyebilesin. allah'ın yokluğunu kimse ispatlayamaz. ama allah'ın varlığını ispatlamak için çok söze gerek yok aynaya,güneşe,ağaçlara,hayvanlara bakmanız yeterli.
bir dine ve tanrıya inanmak farklı olmaya çalışmaktır. çünkü günlük yaşantınızda asla sokakta yürürken, varlığını ispatlayamadığımız uçan elmalara tapınan ve ellerini açarak uçan armutlara dua eden, dileklerde bulunan insanlarla karşılaşmayız. böyle bir şey görseydik, "deli!" ya da "marjinal" der geçerdik. ancak sokağa çıktığınızda, televizyonu açtığınızda, yerlere kadar kapanarak varlığına dair tek bir kanıt olmayan bir güç önünde yerlere kadar kapanan, ağlayarak ondan bir şeyler dilenen, iki kelimesinden beşinde var olmayan bir tanrıdan bahseden binlerce, milyonlarca, hatta milyarlarca insan görürüz. onlara gör allah vardır ve varlığı ya da yokluğu sorgulanmamalıdır.
allah'ın varlığı ya da yokluğu ateist bir kişi için sorunsal değildir.düşünceleri, hayalleri ve dünya görüşü, ne idüğü belirsiz tanrılar ve kutsal olduğu sanılan insan yazması kitaplarla sınırlı değildir. özgürdür. sanılanın aksine "kaybolmuş" değildir. zincirlerini kırmıştır ve dindarların asla yapamayacağının aksine, tüm dünyayı ve dünyanın sırlarını görmek için özgürdür!
--spoiler--
-şimdi size kanıtlayacağım eğer tanrı varsa kötüdür.tantı yaratılmış herşeyi yaratan mıdır? eğer tanrı herşeyi yaratmışsa kötülüğüde o yaratmıştır bu da demek oluyor ki tanrı kötüdür...
-pardon profesör soğuk gerçekten var mıdır ?
-ne tür bir soru bu tabiiki vardır. sen hiç soğukta bulundun mu?
-aslında efendim soğuk diye bir şey yoktur fizik kanunlarına göre gerçekte soğuğu bize düşünüdüren şey ısının yokluğudur.
-gerçekte karanlık varmıdır profesör.
-tabiiki.
-yanılıyorsunuz profesör karanlık gerçekte varolmayan bir kavramdır. karanlık aslında ışığın yokluğudur, ışık üzerinde çalışabileceğimiz bir konu ancak karanlık değil. kötülük yoktur tıpkı soğuk ve karanlık gibi tanrı kötülüğü yaratmadı. kötülük sadece bir insanın kalbinde tanrı sevgisi olmadan gerçeklerştirdiği şeylerden ibarettir.
kim mi bu çocuk a.einstein 1879-1955
--spoiler--
ve einstein tanrıyı betimleme ve örneklemelerde bir mitolojik karakter üstünden tasvir yaparmış gibi kullanırdı sadece, çünkü einstein tanrıya inanmazdı.
bunu açıkladığında yobaların neredeyse hakarete varan yüzlerce mailini almıştır.
sistemin güzelliğini açıklarken sık sık tanrıya başvururdu, tıpkı güzel şaraplar için dionysos'a başvurmamız gibi.
onun sistemin hakimi rolünü oynadığı hayali bir karakter olduğunu bilirdi.
ortaya atanların ispatlaması gerekecektir, yoksa zeus da olabilir, osiris de, odin de hepsinin olasılığı aynıdır. ama neden gidip aralarından allah'ın varlığını tercih etmişlerdir mantıklı bir açıklaması yoktur.
mantıklı olan kişi o anki durumu itibari ile açıklayamadığı her bir boku doğaüstü olaylara bağlamamaktır, zamanlar herşeyin açıklaması ortaya konuluyor sonuçta. doğaüstü varlıklar yoktur, olmasına gerek de yoktur, dolayısı ile olasılıklar zeus, ra, allah ... vb. gibi tanrıların olmamasından yanadır. bunun dışında ilahi bir dille yazıldığı iddia edilen kutsal kitapta gerçeklikle çelişen ( ilk başta iki insan yaratılmış allah tarafından gb) bilgilerin olduğunu da düşünürsek, zaten bilgilerde yanlışlık olması dolayısı ile allah yoktur diyebiliriz. diğer tanrıları da teker teker araştırmak bize düşmez,
herhangi birisinin varlığı kanıtlanana kadar bir geçerlilikleri olmayacaktır.
hz ali'ye rivayet edilen bir cevabı yazacağım bu soruya:(mealen kendi cümlelerimle)
aynı soru sorulduğunda,
"ya varsa???? demiş...
(senin iddia ettiğin gibi yok ise benim kaybım en fazla serkeş olduğu üzerinde cümlenin birleştiği bir hayatı(içki-kumar-zina-yalan-dolan-faiz-ahlaksızlık vs haram kökünden cümlesi) yaşamamak olacak...
ama benim inandığım üzre allah var (ise senin için zira benim bir şüphem yok) senin kaybın ne olacak? "ebedi hayatın mutluluğu ve ebeden ceza")
...
ki allahın bizden isteği "inanmak" ve takdir edersiniz inanmak görülmeyene/gayba yönelik olur...Allahı görsen inanmamak gibi bir seçeneğin kalır mı ki???
tanrı; toplumların hayalindeki adalet sağlayacı diktatördür.
her toplum kendi yapısına uygun tanrı modelini yaratmıştır. kendine güvenmeyen, boyunduruk ve baskı altında yaşamaya uygun araplar'a göre tanrı sinirli, kötü insanları mahveden, iyi bir insan olsanız bile öbür dünya da sizi adam yerine koyup konuşmayacak çok üstün bir güç iken,
bilime önem veren, aşk ı üstün tutan antik yunanlılara göre dünyadan bir kıza aşık olabilecek aşk tanrısı, kötülükle savasan iyilik ve kötülük tanrısı gibi birçok tanrı olarak esas alınırken
savaşların egemen olduğu orta ve doğu asya toplumlarına göre ise, en keskin kılıca ve en sağlam kalkana sahip bir savaşçı olarak çıkar karşımıza...
(#10471922)
hayat şu: düşün bir sınav yaptığını; sen öğretmensin yanlış yapan öğrencilerin sınav kağıtlarına müdahale edip elbette doğrusunu yapabilirsin. fakat onlara belirli bir süre tanımışsındır ve o sürenin sonunu bekliyorsundur. süre sonunda yanlış yapanlar emellerinin karşılığını alacak, doğru yapanlar ise elbet mükafatlandırılacaktırlar. evet, dünyada vahşet, savaş ve benzeri olayların gerçekleşmesine Allah izin verir. fakat bunu yapma kararını alan insanlardır, zira cüzzi irademiz hürdür. aksi takdirde sınanmanın bir anlamı kalmazdı.
olayı zenginleştirerek de aslında islamiyetin kanatlarına daha kuvvetli destekler getiririz. tek sorun maddecilerin az felsefe yapması. bir klişe ama gerçek; felsefe insanı tanrısızlığa, derin felsefe ise Allah'a götürür. Örneğin, bir karaciğerin binlerce görevi var biyolojik ve kimyasal acıdan. insan aklının bile ermediği bu kadar kimyasal reaksiyon bu karaciğerde nasıl oluyor da her seferinde tekerrür ediyor?
ya da, bir protein aktarımında doğru proteinin transkripsiyonu ihtimali çok büyük bir rakam ve matematikte buna imkansız deniyor. ama insan hücresi bunu her seferinde doğru yapıyor.. acaba şuursuz hücreler bunu nasıl yapabiliyor?
kur'an insanları hep düşünmeye davet eder. işte birkaç örnek;
bakara 164. "şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yararlı şeylerle denizde akan gemide, allah'ın gökten su indirip de onunla ölmüş olan toprağı canlandırmasında, canlanıp da üzerinde gezinen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta, şüphesiz bunların hepsinde akıllı olan bir ümmet için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır."
bunları iyi araştırmak gerek. yarın öbür gün, "ben bilmiyordum, bana böyle söylenmişti, öyle zannetmiştim!" demenin bir faydası olmaz. biliyorsunuz ki bir kanun maddesi hakkında bilgisi olmamak kişiyi o kanunun ihlalindan doğan suçtan kurtarmaz.
izafi olan sorunsaldır. nereden baktığınla, nasıl bakmak istediğin ile alakalıdır.
şahsıma göre allah haktır, hayattan edindiğim tecrübe, kendime göre temellendirdiğim fikir dünyam bana bunu öğretti.
öncelikle bu konunun mantıksal ve fiziksel izahlarını yapmak düşünmek için belli temel akidelere hakim olmak gerekmektedir. 'allah varsa gelsin de göreyim' ne kadar mantıksız bir izah ise ' sen bana olmadığını kanıtla ' izahı da o kadar mantıksız temelsiz bir izahtır.
öncelikle allah yoktur iddasında iseniz allahın var olduğunu iddaa eden 3 semai dinin kitaplarına bakmak gerekir ( burada 3 kitabıda oku öyle gel gibi bir kıvırma edebiyatı yapmıyorum elbette) ancak allahın var olduğunu söyleyen bu kaynaklara bakıp o şekilde bir antitez üretilmesi gerekir.
şüphesizki insan bedeninin şarjı bitecek. bundan dolayı bu dünyaya bir amaç için birileri tarafından gönderildiğini düşünmesinden daha mantıklı bir görüş bulmuyorum daha mantıkli bi görüşü olanda özelde belirtsin. kısacası iyiyi temellendirecegim dine ve iyi insan olmaya calışıyoruz iste