hz musa ve çobanın duası olayını hatırlatan levent kırca'nın haklı serzenişidir.
Hz. Musa bir gün giderken bir çobana rastladı. Çoban hafif yüksek sesle şu şekilde kendi kendine konuşuyordu:
-Ey kerem sahibi olan Tanrım, neredesin ki sana kul kurban olayım. Çarığını dikeyim, saçını tarayayım. Elbiseni yıkayayım, bitlerini kırayım. Yüce Rabbim sana taze süt ikram edeyim. Bütün keçilerim sana kurban olsun, deyip duruyordu.
Yaptıkların yanlıştır! Allah haşa insan mıdır k!. Ona bu şekilde hitap etmek doğru değildir! dedi.
Çobanın dünyası yıkılmıştı. Ne yapacağını bilemeden başını alıp gitti, çöllere doğru koşmaya başladı.
Biraz sonra Hz. Musaya Cenab-ı Haktan şöyle bir hitap geldi:
-Ey Musa senin görevin insanları benden uzaklaştırmak mı yoksa bana yaklaştırmak mı? Neden o saf kulumuzu bizden ayırdın? Biz söze, dile bakmayız; gönüle ve hale bakarız! diyordu.
Hz. Musa çölün yolunu tutarak çobanı buldu ve müjdeyi verdi. Dilediği gibi Rabbine seslenebileceğini bildirdi.
"atatürk türkçesi" ifadesini komedyen olduğu için kullandığını düşündüğüm komik. atatürk türkçesi dediği bildiğin osmanlıca'nın şimdiki kullandığımız latin harfleri ile yazılmış hali. şimdiki 10-15 yaş genci getir sözlük kullanmadan anlayamaz Atatürk ne demiş.
peki Atatürk'ün Nutuk kitabının Türkçeleştirilmesine ne der acaba sayın komedyen? "Atatürk Türkçe bilmiyor mu lan" mı der acep? Bilmem, sormak lazım.
söylem doğru ancak ifade ediş biçimini hatalı bulduğum olay. bu kadar toplum önünde olan insanların konuşurken kendi kelimelerini daha özenli seçmeleri gerektiğini düşünüyorum.
şuursuzları rahatsız etmiş kırca söylemi.
ekseri vatandaşlar ne manaya geldiğini bilmeden başka bir lisanı tekrarlayıp çoğu kere hatalı telaffuz etmeye meraklı olduğu için birisinin çıkıp kendi dilinizde duanızı okuyup ibadetinizi yapabilirsiniz demesi bunlara conta yaktırıyor.
bir insan kendi ırkından, geleneklerinden hele de dilinden rahatsız ise ve keşke arap olaydım diyorsa yaptığı ibadetin bence de hiç bir alameti yok.
müslümanların, dualarını arapçayla yaptığını sanan sarhoş taklitçisi beyanı. atatürk türkçesi diyerek şov yapmayı da ihmal etmemiş.
dua, bilinen dil neyse onunla edilir. ben hayatım boyunca allah'tan arapçayla sağlık isteyen birini görmedim mesela. burada dil önemli değildir. dilsiz biri de allah'a dua edebilir. ağzı açıp kapamak değildir dua.
size kimse zorla arapça dua edin diyor mu?
size kimse zorla müslüman olun diyor mu?
size kimse zorla Hz Muhammed (s.a.v) efendimize inanın diyor mu?
size kimse zorla Allah'a inanın diyor mu?
Siz niye bizim Arapça dua etmemizden bu kadar rahatsızsınız. işinize bakın istediğiniz gibi dua edin ,isterseniz etmeyin bir kula tapmaya devam edin.
Allah hidayete erdirsin Amin.
Anlaşılıyor ki levent kırca ile Allah(c.c.) konusunda hemfikiriz de hz. Muhammed(s.a.v.) konusu adama resmen batıyor. Arap olması, arapça konuşması, arapça dua etmesi vb. Nasıl bi kibirse ve atatürk sevgisiyse artık tutmuş "atatürk türkçesi" demiş! Atatürk ün türkçesinden de bihaber anlaşılan! Bırakın atatürk ün osmanlıca tuttuğu notları, latin harflerine çevrilmiş halini bile anlamaz atatürk türkçesi'nin.
Kısaca adama peygamberimizin arap olması, arapça resmen batmış, kendisi de örtülü cümleler ve ironi kılıfı altında saçmalamış.
Kuranda kadınların adet günleriyle ilgili ayetler okunurken, arapça okunduğu için anlamayıp da gaza gelerek salya sümük ağlamaya başlayanların zoruna gitmiş söz.
arapça ezan, kuran ve dua okunması dinin evrenselliği ile zıttır. arapça mecburiyet değildir. bunu anlayamayacak kimseler elbette olacaktır. tanrı' nın kendilerine tez zamanda akıl vermesini diler, aklı başında din arkadaşlarıma selamlarımı iletirim dediğim dediktir. sonu olmadı.
daha önce de defalarca münakaşası yapılmış bir konuyu komedyen levent kırca tekrar gündeme taşımaya çalışmış. bu ve benzeri sözler kasıtlı olarak bir zamanlar gündeme getirilir ve insanların karınca kararınca yaptığı ibadetlerde şüpheye düşmesi sağlanmaya çalışılırdı.
öncelikle, levent kırca bu konuda konuşma ve söz söyleme selahiyetine sahip biri değildir çünkü o ilahiyatçı değil, komedyendir. ve ister sanatçı deyin, isterse komedyen, bu vasiflar insana her konuda laf söyleme hakkı vermediği gibi her söylediğinin de doğru kabul edilmesini zorunlu kılmaz.
Allah türkçe'yi de bütün dilleri de bilmektedir. bu bilmeye her şeyi katabilirsiniz çünkü Allah'ın ilmi hudutsuzdur. kişi allah ile arasında ister urduca, isterse kuş dili ile dua edebilir lakin dinin kitabı olan kuran diline söz söyleme hakkı yoktur. bu bir terminoloji yani ortak bir dildir. bütün müslümanlar için allah gönderdiği dinin dilini, arapça olarak seçmiştir. bu insanlar adına bir kolaylıktır. örnek olarak: tıp terminolojisi ekseriyet itibariyle latincedir, bütün doktorlar bu ilim dalının ortak diliyle kolay bir şekilde anlaşabilmekte ve meramını rahatça dile getirebilmektedir.
son olarak, kişi allah'a herhangi bir dilde dua edebilir fakat allah'ın şartlarını belirlediği bir şeyde aksi yapılması da doğru değildir.
zaten birdahaki seçimlerde solun zaferi olacak, kabinede, şu isimler de olacak; okan bayülgen, müjdat gezen, metin akpınar, yılmaz özdil, levent kırca, ali ihsan varol, bluvelvele, ve şimdi anımsanmayan diğerleri... ilk icraatları da, ezan ı önce türkçe okutup sonra da, türkçesi de çok saçmaymış be, deyip yasaklayacaklar. bu kararları ayık alırlarsa! tüm millet saygı gösterecektir.
bir de şöyle bir düz mantık örneği yapalım; sen alıyorsun eline bir şiiri, evet güzel dilimizde kaleme alınmış çok güzel bir şiir, mesela bunlar hangi şarkıyı en çok sever ve söyler, örneğin, 'baharı bekleyen kumrular gibi' o zaman bunu neden besteyle yorumluyorsun, onca müzik aleti vs.. oku şiir olarak geç..
Levent kırcanın olacak o kadar programını boş yere yaptığını gösterir. Arapça dua eden herkesin arapça bilmediğini zan etmesi mizahta herkesi solladığını gösterir. Hep doğruları söyleyecek değil ya bu adam? Birazcık da saçmalamasına izin veriniz. (bkz: eh olacak o kadar) not: bu arada bir şey sormak istiyorum sarhoş skecinde söylüyor değil mi bunu(?) çünkü en iyi sarhoş taklidi yapan komedyendir.
Leven Kırca'nın beğendiğim beyanatı. Eski Türkçeyle, Osmanlıyla karışık Türkçeyle değil, modernize olmuş Türkçeyle ederim diyor. Yani tek bir laf ile birden fazla noktaya parmak basıyor. Ayrıca mizah, politik zeminde gerçekleşen olayları, şahisları, durumları eleştirebilmek için mükemmel bir silahtır. ileri demokratik ülkelerde gazetelerde liderlerin nasıl karikatürize edildiğine bir bakın. Levent Kırca' onların gazetelerde yaptığını yıllarca prime time'da televizyonda yaptı. Müjdat Gezen ve Metin Akpınar Siyasi programlara bağlanıp fikirlerini açıkladılar. Onların halkı aydınlatmak istedikleri, ilerici düşündükleri o kadar aşikar ki, onları "sarhoş, ayı oynatıcısı" gibi nitelendirmek gibi bir gaflette bulunan birisinin sözlerinin tamamını gözardı etsek birşey kaybetmeyiz.
Sonuna kadar haklıdır. ama beyni arab'ın diniyle yıkanmış insanlara saçma gelir. eh onlar akıllarını inkar ettikleri için, saçma gelmesi normaldir levent bey'in bu açıklamalarının. halbuki iki gram beyni olan bunun mantıklı olduğunu anlar. ama o iki gram beyin bile yok tabii bu yobazlarda.
doğru demiş ''sanatçıdır''. zaten bazılarına göre levent kırca anca sarhoş taklidi yapar, müjdat gezen ayı oynatır. kafa bu kadar olunca, duayıda bilmediği arapçayla eder işte insan. ezberden, daha anlamını ne anlatıldığını bilmeden dua eden insanlara az bile demiştir.