Allahım sen büyüksün, müslümanlar uzun uzun yazıp bu konuda hiçbir yanıt verememişler. Çünkü mantıklı değil. Tevrat, zebur ve incil de allah'ın kitabıdır. Hz. Musa, hz. Davud ve hz. isa'nın Yahudi ve hristiyan olduğunu zanneden aptallar hala "son hak din islam olduğu için" diyorlar. Lan Gerizekalı, bu peygamberler zaten tevhid üzere gönderilen ulu'l azm peygamberler. Onlar da müslüman. Son resulü biliyorlar. islam inancına göre böyle. Daha kendi dininizi bilmiyorsunuz! Tevrat, zebur ve incil'e inanmak da imanın şartı. Bu kitaplar korunmadıysa biz hangi tevrat'a, hangi incil'e inanacağız ve allah diğer kitapları niçin korumadı? Bütün dini sitelerde fetva veren din adamları da sadece laf kalabalığı yapıp, konuyu kaynatmışlar. Çünkü verecek mantıklı cevapları yok.
müminlerim "imtihandır" dışında bir yanıt veremediği sorunsaldır. birisi de dönemin şartlarında bahsetmiş! ne ki her kitap o dönemdeki insanların durumu göz önüne alınarak "indirilmiş"!..
yahu böyle "imtihan" olur mu? varsayalım ki söz konusu kitapları birileri değiştirmiş olsun. sonradan gelen şunca insan inandıkları kitapların değişmiş olduğunu nereden bilecek? misal, kuran'ın değiştirilmediğini kim, neye dayanarak kesin olarak iddia edebilir ki?
"insanların durumu" iddiasına gelince... tevrat, incil ve kuran'ın yazıldıkları dönemlerdeki insanların durumu arasında pek bir fark yoktu. aşağı yukarı benzer koşullar altında yaşayan insanlardı. asıl fark bizimle onlar arasında! insanlık tarihi boyunca kaplumbağa adımlarıyla ilerleyen gelişmeler, son iki yüz yıldır koşar adım ilerlediler. tarihin tüm çağlarında yaşayan insanlardan çok farklı koşullarda yaşıyoruz.
eğer kitap indirmek için kriterlerden birisi "insanların durumu" ise "indirilecek" kitabın şu sıralar "indirilmesi" daha mantıklı değil mi?
incil'e gelince, Hz. isa (as) kendisine gelen vahiyleri yazdırmamıştı. Çünkü otuz yaşında peygamber olmuş, otuz üç yaşında da peygamberlik vazifesi son bulmuştu. Üç sene gibi kısa bir süre içinde de köyden köye, şehirden şehire dolaşıp, halkı irşâd için uğraşmıştı. Son zamanlarında ise, zaten Yahudilerin kışkırtmasıyla Romalı idareciler tarafından sürekli takip altında idi. Bu durumda incil'i yazdırmak için ne zaman, ne de imkân bulabilmişti. Nitekim bugün elde mevcut olan inciller, müelliflerinin adıyla anılmakta ve içinde Hz. isa (as)'ın havarilerine verdiği vaazlarını, ders ve irşadlarını ihtiva eden bir siyer kitabı görüntüsünü taşımaktadırlar. Üstelik de bunları yazanlar Hz. isa (as)'ın havarileri olan ilk mü'minler değil, onları görüp Hz. isa (as)'a gelen ilâhî sözleri onlardan dinleyenlerdir.
Eldeki mevcut incillerde bir takım muhteva ve anlatış farkları görülmektedir. Aslında bu inciller, M.S. 325 tarihinde iznik'te toplanan bin kişilik bir ruhanî konsülün kararı ile kabul edilmiştir. Bu hey'et, yüzlerce incil'i incelemişler, 318 üyenin ittifakı ile aralarından Hz. isa (as)'ın ulûhiyet tarafı olduğunu ileri süren bugünkü dört incil'i kabul edip diğerlerini yakıp imha etmişlerdir.
Görüldüğü gibi, Hz. isa (as)'ın -hâşâ- Allah'ın oğlu olduğu prensibi, Hz. isa (as)'dan yıllar sonra bir meclis kararı ile kabul edilmiştir. Hattâ bu karara bâzı Hristiyan kiliseleri uymamışlardır. Bu bakımdan bugünkü dört incil'in, Hz. isa (as)'a indirilen incil'in aslına uygun olduğunu söylemek mümkün değildir.
Kur'an'dan önce gelen ve bugün elde mevcut bulunan ilâhî Kitapların hiçbiri, Allah'ın peygamberlerine indirdiği semavî kitapların orijinali değildir. Bunların zamanla asıl nüshaları kaybolmuş, insanlar tarafından yeniden yazılmışlardır. Bu yüzden de içlerine hurafeler ve bâtıl inançlar karışmıştır.
Meselâ Tevrat'ın, Hz. Musa (as)'dan sonra uzun asırlar esir ve sürgün hayatı yaşayan, hattâ bir ara inançlarını bile kaybedip putperestliğe düşen Yahudiler tarafından muhafaza edilemediği; bugün elde olan nüshanın Hz. Musa (as)'dan çok sonra bâzı din adamları tarafından yazıldığı, fakat Tevrat'ın aslı imiş gibi yeniden din kitabı olarak kabul edildiği bilinen tarihî gerçeklerdendir. Böyle uzun ve karışık bir devreden sonra ortaya çıkarılan bir kitabın Hz. Musa (as)'a indirilen Tevrat'ın aynısı olamayacağı açıktır. Bu yüzdendir ki, içinde peygamberlere yakışmayacak isnad ve iftiralar yer almakta; tevhid dîninin ruhuna aykırı düşen hükümler bulunmaktadır.
Davud (as)'a gelen Zebur da, Tevrat'ın mâruz kaldığı akıbetten kurtulamamıştır.
tevrat ve incil i koruyamadığına kanaat getiren kim acaba? bozulduğunu kim görmüş bu tespiti yapmış.
hayatı boyunca kutsal kitabı eline almamış kişiler dillerine pelesenk yapmış bozuldu koruyamadı diyor. acaba neyi bozulmuş neresinde bozukluk gördün diye sorsan. ışık görmüş tavşan gibi kalıyor.
Daha önceki peygamberler, belli kavimlere ve belli bir süre için gönderilmişlerdir. Onların kitapları da sadece o kavimler ve belli bir süre için geçerlidir. Onun için Allah onları koruma altına almamıştır. Çünkü o peygamberin gönderildiği süre dolunca veya kitabı tahrife maruz kalınca Allah peşinden başka bir peygamber ve başka bir kitap göndermiştir. Ama bizim Peygamberimiz (asm), bütün zamanlar ve mekanlar için gönderilmiş son peygamberdir. Ondan sonra peygamber gelmeyeceğine göre, eğer Allah O’na (asm) verdiği Kur’an’ı korumasaydı, daha sonraki asırlarda gelen/gelecek insanların doğru yolu bulmaları mümkün olmazdı.
Allah’ın yeryüzünde yarattığı şeylerin hepsi bir değildir. Kimini sebeplere bağlar, kimini sebepsiz vasıtasız yaratır. Mesela insanların hepsi anne ve babadan gelirken Hz. Ademi (as) hem anne hem babasız, Hz. isa (as)'ı babasız, Hz. Hava'yı da annesiz yaratmıştır. Demek ki umumi kanunların dışında bazen hususi olarak muamele etmektedir.
yani allah bir din gönderip onun bozulmasına olanak sağlayıp sonra başka bir din gönderip bunu koruyacağım değip dinleri çoğaltıp ayrımı destekleyeceğine bir tane gönderseymiş tamam olsaymış. hem insanlar yahudi hrisityan müslüman diye bölünmezdi.
ayrıca tanrının sözünün bozulduğuna dair tek iddia müslümanlara aittir. yahudi ve hristiyanlar tanrı sözünün mutlak ve değişemez olduğunu savunur. tanrı kendi sözünü koruyacak yetkinliktedir yani onlara göre.
islam ise bozulduğunu söyler ama bunun bir kanıtı var mı?
mesela bozulmamış incil veya tevratı bulup günümüzde olanlarla karşılaştırıp bozulmanın ne yönde olduğunu ortaya koymuş mudur kimse?
Elif, Lâm, Mîm, Râ. Bunlar sana vahiyle bildirilen mesajlardır ve sana Rabbin katından indirilenler hakkın tâ kendisidir; ama yine de insanların çoğu buna inanmayacaklardır.” (Ra’d, 13/1)
bu kadar insan nereye gidicek diyen salağa ithafen
Kaderde öyle tayin etti. Bir imtihan vesilesi olarak ve insanlara örnek olması için müsaade etti. Ahbar kıldık diyor yani koruyucu o kitaplar üzerine ama kendi elleriyle bozdular diyor. Birde peygamberler hep gelmiştir bu bozuklukları düzeltmek için ama az sayıda doğruya uyan olmuştur. Şu anda peygamber gelmiyor ahir zamandayız kitabıda allah koruyor. Biz her kavme yollamışız diyor peygamber ve böylece sayfalarda gitmiştir bunlara suhuf denir. Peygamberlerde de derece vardır mesela hz isa resuldür ve ardına gelenler nebidir. Hz cercis gibi. Peygamberler tarihine bakın görürsünüz.
Edit: şeytanın dediği gibi onlardan pek azını sana inanır bulacaksın. Gerćektende böyle olmuştur ve kavimler gelen peygamberlerin bir çoğunu öldúrmüşler ne sayfa ne tarih bırakmamışlar. Bunlarıda hadislerden ve eski islam tarihçilerinden öğreniyoruz
Edit2:samiri tevratı ve başka incillerede bakarsanız anlarsınız. Bugünde incil ve tevrat nüshaları bulunuyor ama içerikleri açıklanmıyor. Mesela samiri tevratı ile şu anki tevrat arasında 6000 civarı fark vardır. Yazım farkı değil anlam farkı. incillere girmiyorum zaten. Evanjel olarak geçer hz isanın yaşamı gibi kitaplar ve ne kadar doğru bilinmez. Barnabas incilinede bakmanızı tavsiye ederim.
Allah neden hristiyan ve müşavirler i imtihan etti gibi bir anlam çıkıyor. Bir sürü peygamber neden gönderildi? Oysa bir adem ve inen vahiy yeterdi değil mi?
" ben insanları ve cinleri bana kulluk etmeleri için yarattım"
insan imtihan olur ve böylece rabbi ne kulluğunu belli eder. imtihanı seçmek, beğenmek, reddetmek kulun elinde değildir. Geçmiş ümmetler kitabı, vahyi değiştirmekle imtihan edildiler, şimdi ise ayetleri gizlemek, üstünü örtmek, eğip _ bukmekle imtihan ediliyorlar. Aynen Yahudiler de olduğu gibi ilim yüklü olduğu halde hakkı söylemeyen alimler varmı? Hemde birçok. Allah ın aletlerinin işine geleni alıp, gelmeyeni örtmek varmı. Hemde çok. Ceza hukukunu garibana uygulayan, zenginden kaçıran ülke varmı? Var. Geçmiş ümmetlerle aramızdaki tek fark kitabı tahrif etme fırsatı yok. Oda peygamber efendimiz sas son peygamber olması dolayısıyla.
2016 ya girdik hala bitmediler amk dedirten argüman. emin ol ki hicbirini okumadın zira okusaydın v1 v2 v3 surumlerinin evrensellik duzeyi sinirlidir ama son model (kuran) ile bu problem ortadan kalkmıstır.
baran 14 yaşında arkadaşları onun islam'ı yıktığını iddia ediyor o da gerçekten öyle zannediyor, arkadaşlarına inanıyor. baran'ın arkadaşları şeytan, baran aslında salak bir çocuk, heyecanlı bir ergen.
işte bunlar hep anne-baba-ataların bok yemesi. bu çocuklar için dua edelim müminler. allah ıslah etsin.