allah yok diyen salak insan modeli şeklinde de bir versiyon vardır. madem allah yok sabri'nin şutları niye hiç kaleye gitmiyor lan? madem allah yok football manager'da diğer takımları kim yönetiyor? yok mu lan açıklayacak bir ateist?
dünya üzerindeki bu kadar adaletsizliğin, zulmün karşılıksız kalmayacağına, hesabın eninde sonunda ilahi bir güç tarafından görüleceğine inanan insandır. Kendisinin de her insan gibi hesap vereceğini bildiği için korkup dikkatli davranan, esasen akıllı olan insandır.
Yarın çok önemli bir sınavı olduğunu bildiği halde hiç hazırlık yapmayan öğrenci olmak yerine, sınavın öneminin bilincinde olup kağıdını hakkıyla teslim etmeye çalışan öğrenci gibidir.
allahın insan yaratıp, sonra onu yargıladığına inanan salak insan modeli. şeklinde de bir versiyon vardır. yaratıp da yargılama zahmetine girmeye ne gerek var? zaten var değildik.
önermeler:
1- allah kendi yarattığı şeyi yargılıyorsa, böyle bir sistemi var ediyorsa, böyle bir tanrı yoktur.
2- allah var ve insanlar kendisini var eden güçün kendisini yargılayacağını düşünüyorsa, ya o insan gerizekalıdır, ya da kendi kafasında yarattığı bir tanrıya inanıyordur.
ayriyetten, insanların çoğu allahı sevdiği için değil, ondan korktukları ve cennete gitmek istedikleri için ona inanıyor. ulan böyle samimiyetsizlik mi olur. üstüne, korkudan inandığı varlıkla alakalı olarak, insanı neden yarattığı sorularına; "allah ilminin bilinmesini istedi" diye bir cevap geliyor karşımıza.
bırakın palavraları üçkağıtçı yobazlar. hiçbirinizin içinde gerçek anlamda zerre kadar allah sevgisi yok. çoğunuz götünüzün korkusuna inanıyorsunuz, götünüzün korkusuna namaz kılıyorsunuz. aman alevlerde yanmayalım, aman götümüze kazık sokmasınlar, aman bilmem ne. hangi biriniz korkusuzca, sadece seni var ettiği veya ilminin farkına varıp ta, bu ilme aşık olduğu için seviyor?
salak olarak tanımlanması tasvip edilmeyen modeldir. çünkü bu korkuyla büyümüştür. en ufak yaramazlığında cehennem hatırlatılmıştır. en küçük yalanında yakacağı söylenmiştir. güçlü kuvvetli bir erkek modeli kazanmıştır bu insanın bilinçaltına. istediği an istediğini yapabilecek gücü vardır çünkü onun.
ne vardı, çocukluğumuz, allahtan korkutularak geçmeseydi? ne vardı onu, güçlü kuvvetli bir erkek olarak değil de şefkatli ve sevgi dolu bir kadın, bir anne olarak düşleyebilseydik? her insan babasının otoritesi karşısında korkar. çünkü o karar verendir. çünkü o ceza verendir. çünkü o izin alınması gerekendir. ama anne öyle mi! o sıcacıktır. ağlamak için her zaman boşta bir omzu vardır. üzülmemesi gerekendir anne. güveninin boşa çıkarılmaması gerekendir. sevendir. açıkları kapatandır. bağışlayandır. yani aslında allaha ait olduğu söylenen vasıfların bir kısmı anne ve babada mevcuttur.
insan annesinden de korkar. ama bu korkunun ana besini sevgidir. insan onu üzmekten korkar. keşke her çocuğa böyle bir allah anlatılsaydı. keşke hep erkekliğe mal edilen sert yanı değil de biraz da kadın yüzü anlatılsaydı allahın.
bilmiyorum düşüncelerimde kitaplarda günah olarak tanımlanan şeyler var mı. ama ben böyle sevmek, böyle bilmek istiyorum onu. bana huzur veriyor bu. cenneti de cehennemi de umursamıyorum. annemi üzmemeye çalıştığım gibi onu da üzecek bir şey yapmamaya çalışıyorum. ve aynı annemde olduğu gibi herhangi bir ödül beklemiyorum bunun için. beni sevsin yeter. bu da ona kalmış bir şey. sevmesini isterim ama bunu beklemem. yaptıklarımı bu beklentiyle yapmam. hani ateistlerin çok sevdiğim bir yanı var. ne kadar tanıdığım ateist varsa iyi insanlardı. kimseye zararları olmazdı. ve hiç ödül beklemezlerdi. o kadar güzel ki bu. ben ateist değilim belki. bir yaratıcıya inanıyorum. ama yaşamı ateistler gibi düşlüyorum. ne cezadan korkuyorum ne de ödül bekliyorum. sadece iyi olmaya çalışıyorum. en güzeli de bu.