allah sevgisi

entry43 galeri2
    43.
  1. çocukken de çok uğraştığım fakat hissedemediğim duygu. insan soyut olan bir şeyi pratikte sevemez. varlığına ve birliğine iman ediyorum ama yoğun duygular hissetmiyorum. çünkü olmasaydık da olurdu. beni, sevdiklerimi, nefret ettiklerimi yaratmasaydı bir şey eksik olmazdı. ben o'na sadece türkleri yarattığı için minnettarım. yeryüzüne gelmiş en temiz, en merhametli, en adil ırkı yaratmış. içine biraz da intikam yerleştirseydi ne iyi olurdu. yüzümüzün yumuşaklığından donumuzun ıslağı kurumuyor. salaklık derecesindeki acıma huyumuzdan ölümüne nefret ediyorum ve türk düşmanlarına karşı merhamet duygusu taşımıyorum. bu hayatta en sevdiğim şeyler çiçekler, hayvanlar ve çocuklar. çok tatlılar.

    ben mesela kuşları çok severim. elime almak, öpmek falan isterim. çünkü somut varlıklar. ama bana "kaf dağı'nın ardında çok müthiş biri yaşıyor ama neye benzediğini bilmiyorum" deseler merak dışında hiçbir şey hissedemem. bu da öyle.

    allah'ı sevdiğini iddia edenler ya ermiş falandır, ya da bu işin ekmeğini yiyordur. "ay çok inançlı bir insan" dedirtmek için iddia ediyordur. ya da o kadar korkuyordur ki cehennemden, sevdiğine kendini inandırmıştır. insanoğlu soyut bir varlığı sevemez. zaten allah'a inanmak için onu delice sevmeye gerek yok. bizi yaratmış ve kulluk etmemizi istemiş. "beni çok sevin, aşkımdan çöllere düşün" dememiş. tasavvuf ehli bu sevgi olayına fazla kafayı takmış durumda. zaten gerçekçi ve çok da islami bir olgu değil.
    1 ...
  2. 42.
  3. Sevgilerin en güzeli ve şüphesiz en içteni. Becerebilene.
    1 ...
  4. 41.
  5. Kalp hastalıklarını giderdiği gibi gizli inkarı silip atar.
    1 ...
  6. 40.
  7. evreni kuran doğa üstü bir güce; minnet, ilgi, yakınlık duyma hali.
    "bir insan neden ateist olur?" sorunsalından, daha ilginç durum.
    not: bunun inanmak ya da inanmamakla ilgisi yoktur! sadece kalben "inandığın" yüce bir güce sevgi duymak ataştırma konusudur. nasıl ki bir insana (rte) yüce bir güç olduğuna inananlar ilginçse(hadi; karizmatik, büyük lider düşüncesi hakimse bazı kişilerde)bu durum da ilginçtir. daha ilginci iki farklı güce de(yaratan ve yaratılan) yüce gözüyle bakmaktır.bu yarata ve yaratılan mantığına bir çokta örnek hali hazır da vardır. yaratan mantığı değişmez ibadetler farklıdır sadece, fakat yaratılan bir varlığa tapınma derecesinde sevgi gerçekten korkunç! bunu içine liderler dışında, mantıksal bir açıyla; aşık olduğun insanda, çok korktuğun insanda, rol model aldığın bir insanda ya da siyasi bir liderde girebilir.
    2 ...
  8. 39.
  9. Ey sevgili. Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerde şarap olmuşuz, başka hayallerde harap olmuşuz.
    2 ...
  10. 38.
  11. hiç bitmeyen, bitmesini de istemediğim sonsuz sevgi. tutunabildiğim tek dal.
    3 ...
  12. 37.
  13. yaşama tutunduran tek şey. farketmesek veya siklemesek bile hayatın anlamı.
    0 ...
  14. 36.
  15. Kulun rabbiyle olan ilişkisidir. Kimse karışamaz! Onun için bir kalbi kırmadan önce bir kez daha düşünün. Kırdığım kalbi ya Allah seviyorsa ?
    3 ...
  16. 35.
  17. insanı vezir edecek sevgidir. kalpten azıcık bağlılık bile insanı ummadığı yerlere getirir hem dünyada hem ahirette. o ki ne güzel vekildir. ona dayanan, güvenen, insanlardan değil o'ndan bekleyen asla mağdur olmaz. ne istediysem verene şükürler olsun.
    4 ...
  18. 34.
  19. şu iğrenç dünyada tutuntuğum, tutunabildiğim ya da tutunmaya çalıştığım yegâne duygu. yeni güne uyanma, nefes alma sebebim. zaten kalpte böyle yüce bi sevgi olmazsa atsın atmasın fark eder mi ki hiç?
    7 ...
  20. 33.
  21. 32.
  22. allah tabikide sevilir bizim yaratıcımızdır.
    0 ...
  23. 31.
  24. 30.
  25. 29.
  26. 28.
  27. 27.
  28. insanı sevmeyen vatandaşta eksik olan sevgi.
    2 ...
  29. 26.
  30. bazıları insan sevgisinden üstün tutar. problemin temel kaynaklarından biri budur.
    2 ...
  31. 25.
  32. belki tanrı. allah mu cok şer'i kaçıyo nedir?
    0 ...
  33. 24.
  34. inşallah darısı başımızadır.
    3 ...
  35. 23.
  36. 22.
  37. 21.
  38. başta çocuklara anlatırken olmak üzere biz insanların anlaması gerekendir.
    allah ki tevbe edenin tevbesini kabul ediyor ve temizliyor, kulu ile arasında aidiyet duygusu var. çünkü insana ruhundan üfleyendir allah. panteizm olarak algılamamak lazım tabi bunu, ama burda bir sır var bir bağ kurulmuş. Allah'ın halifesi sıfatı verilmiş insana.
    doğaya hükmetme hakkı tanınmış.
    bir baba oğlu ne suç işlerse işlesin kızsa da ne yapsa da aidiyet hissinden dolayı yine ondan kopamaz.
    o allah ki kulunu öyle seviyor ki her türlü kötülüğünü (kul hakkı hariç ki bunun sürekliliği haddi aşma ve mühürlenmedir) samimi bir yönelişle yönelenlere karşı şartsızca (evet tek şart samimiyet) affedebileceğini söylüyor.
    evet, sevgi allah'a giden yolun anahtarıdır. kapıyı açarken kapıdaki tokmak kafaya çarpıyorsa toplumsal işleyişin sağlanması için o tokmağın orada olduğunu unutmamak gerektir. allah en iyisini bilir.
    0 ...
  39. 20.
  40. inananlar için sevgilerin en yücesidir. öylede olmalıdır, yaratılan herşeyi sevmek, aşık olup birini sevmek, denizi, bitkileri sevmek aslında yaratanıda sevmektir.
    2 ...
  41. 19.
  42. ben iyiyim çünkü sadece iyiyim
    diyebilirler, tanrıya inanan
    insanın iyi olmasını ise tanrıdan
    korkmasına bağlar ve
    riyakarlıkla suçlayabilirler, bir takım aklıevveller.
    kesin olan birşey varsa ki, o da
    şudur, siz tanrıdan korktuğunuz
    için iyilik yapıyorsunuz diyenler ,
    hiç bir iyilik yapmıyor ve akla
    uygunlaştırma ile herkesi
    kendileri gibi iyilikte gözü
    olmayan insanlar olarak görmek
    istiyorlardır.
    tanrı sevgisi tanrı korkusundan
    hep öndedir, tanrıyı sevmeyen
    ondan korkmaz, tanrı korkusu
    sevgili kaybetmek korkusu
    gibidir, yoksa cehennem korkusu
    falan hissetmez zaten tanrıyı
    sevmesine rağmen onu
    kaybettiğine inanan insan, tanrıyı
    kaybetmenin korkusu yeter ona.
    şimdi diyecekler ki kutsal
    kitaplardaki cehennem
    tariflerinden korkuyorsunuz
    ondan iyilik yapma çabası
    içindesiniz, inanır mısınız onlar
    korkutmuyor beni, sadece kötü
    insanlara karşı olan adalet
    duygumu doyuruyor, çünkü tanrı
    iyiyi kötüye yem etmemeye
    kararlı, tanrıyı delicesine
    sevmenin belki de en önemli yanı
    bu değil mi zaten, zalime hiç bir
    canlının olamayacağı kadar zalim,
    mazluma hiç kimsenin
    olamayacağı kadar şefkatli.
    sonuç olarak bu dediklerime
    karşı da tezler geliştirirsiniz, ben
    nasıl sizin davranışlarınızın
    psikolojik yorumlarını yaptıysam
    siz de benimkileri benzer
    kavramlarla açıklayabilirsiniz, ama
    anlaşacağımız nokta şu olur
    heralde ki; sonuç olarak sizin de
    benim de varlığın temeline olan
    sorgumuz hep sonuçsuz
    kalacaktır ve hep sürecektir.
    sürmelidir de zaten, sürmüyorsa
    insan olmanın gereği
    yapılmıyordur. ama deneylerle
    sabit olan bir şey varsa tanrı
    sevgisi ; cenneti al, dümnyayı ver
    pazarlığına kurban edilmeyecek
    kadar öteler ötesi bir kavramdır,
    tanrı sevgisinden bihaber
    yaşamış insanların konu
    hakkında basit adi bir
    pazarlıkmış gibi konuşması , en
    samimi şekilde can sıkıcı olmaktn
    öteye geçemiyor ne yazık ki.
    tanrı sevgisi ni anlamak isteyen
    dostlarıma tavsiyem; hüsnü aşk a,
    mesnevi ye, ve leyla ile mecnun a
    bakmalarıdır.
    can alıcı sorumu ise sona
    sakladım aziz dostlar: kim
    diyebilir ki; mevlana, şems i tanrı
    dan korktuğu için sevdi, ya da
    kim diyebilir ki ; mevlana şemsi
    tanrının vaadettiği cennete
    kavuşmak için sevdi?
    cevap yunus emre de saklıdır;
    ''cennet cennet dedikleri birkaç
    köşkle birkaç huri
    isteyene ver sen onları, bana seni
    gerek seni''
    tanrı sevgisi basit bir pazarlıktan
    (ver cenneti iyi olayım, atma
    cehenneme kötülük yapmayayım)
    doğacak kadar ucuzmuş gibi
    gösterilemez, anlamayan
    bilmeyen, göz ucuyla bile
    araştırmamış zavallıların
    yaklaşımıdır bu ancak. tanrı
    sevgisi girdiği gönüle, sonsuz bir
    menbaaymışcasına yuva yapan,
    ve o gönülü sevgi pınarı haline
    getiren apayrı tanımlanamayacak
    yaşanacak bir kavramdır.
    (nankorkedi,
    07.08.2011 13:34 ~ 13:43)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük