Bir dertli kul idim derman arayan Kalbime bir süvari gibi indim.
Bütün ellerimle Hakk’ın kapısını çaldım, belâ eliyle çalmadıkça bu kapı açılmadı.
Bütün dillerle izin istedim, hüzün diliyle istemedikçe izin verilmedi.
Bütün ayaklarla O’na giden yolda yürüdüm. Yokluk ayağıyla yürümedikçe dergâhına varamadım…
Denildi ki, Nefsinden boş ol. Hiç ol da gel. ”Yıllarca gayret ettim. Ve bir gün sükût edince baktım ve gördüm ki derdim, dermanım imiş..
Sabır ve şükür ile..
Allak amca sadist mi sorusunu akıllara getiren şiar.
Nedense arap tanrısı Allah kısıtlı bir zümreyi zengin ve mutlu kılarken kullarının büyük çoğunluğunu fakirliğe mahkum edip üste bir de şükretmelerini talep ediyor.
dinden çıkar sağlayanların uydurduğu yüzlerce yalandan sadece biri olan söylemdir.
allah ya da inandığınız şey size dert verir mi vermez mi o başka konu da, bugün yaşadığınız çoğu derdi size verenin dinin arkasına saklanmış patron ve onların sisteminin olduğu kesin.
Bazı insanlar daha sıkıntısız, ferah feza hayatlar yaşar. Bazılarının hayatı daha zorlu, çetindir. Bu, kişinin kendinden bağımsız bi durumdur. Hayata karşı tavrımız da bu zorluklarla baş edebilme gücümüzü etkiler. Çok zorluklar, acılar, sıkıntılara göğüs geren kişiler bence de Allah katında çok değerlidir. Varlık ve yokluk karşısında şükreden herkes Allah'ın sevgili kuludur diye düşünüyorum, yeter ki hayatımızı anlamlı kılmaya çalışalım.
“
sevme kızım beni
ben bir serseriyim
esrar ve duman kokarım
ben şarkı türkü bilmem
esrar sararım kova yaparım
sen bara diskoya gidersin
ben sokağa çıkarım
ellerini verme güzelim, cigaraya diye tutarım
sen yatakta yatarken
ben sokakta kalırım
sen saat onda
ben şafakta kalkarım
sen parfüm
ben esrar kokarım
randevu verme güzelim
ben o saatte harman olmuşuuum
“