Şaka şaka allah diye bir şey yok. Felsefi bilimsel falan her yönden ele alırsın ama bir somut kanıt bulamazsın. Spagetti canavarı gibi bişey. Varlığını kanıtlayamazsın ama inanırsın sadece. Elindeki tek argüman inanmak.
Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan, sonra da Arş'a kurulup işleri yerli yerince düzene koyan Allah'tır. O'nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçı olamaz. işte o, Rabbiniz Allah'tır. O halde O'na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz?
Bu ayette arş denilmektedir. Arş nedir. Ne anlamda denilmiştir. En doğrusunu Allah bilir.
Allahu teala zaman ve makandan münezzehtir. Hem bir insanın kalbinde tek hem herkesin kalbindedir. Nasılki şu dünyada nefes alan herkesin kanında oksijen vardır hem de atmosfer onla kaplıdır ağaçlar hayvanlar ve dahi okyanusların en dibindeki plaktonlar da onla beslenir ve tükenmez bir yaşam kaynağıdır. Kan hücrelere bu oksijenle tanışınır parmakların en ucuna kadar. Bu benim aklımın yettiği sade bir örnek. Kısıtlı bir akılla bu sistemi yaratanı sorgulamak zor. Tolstoyun da dediği gibi sevgi neredeyse tanrı oradadır.
müslüman veya değil vicdan sahibi her kişi aslında allah'ın kurallarına içten içe bağlıdır. tabi bu bağlılığın bilinçli(müslümanlık) bir şekilde olması hem dünya hem ahiret hayatı için daha isabetli olacaktır.
--spoiler--
Allah! Biliriz cisim değil, ya nedir Allah?
En yüksek olan hakta, hakikattedir Allah.
Dondunsa Tekâmül ve güzellikler önünde,
Derket, bu taaccübde, bu hayrettedir Allah.
--spoiler--
allah ın mekanı yoktur, o bizzat mekanı yaratandır. düşünsenize, yaratılan bir yerde bulunan yaratıcı nakıs olmaz mı? azıcık mantık, lütfen.
edit: bununla birlikte, "yere göğe sığmam, mümin kulumun kalbine sığarım" hadis-i kudsisi mevcuttur; allah ı kalbinde ara. bulamıyorsan şayet, kalbini temizle. zira o sana şah damarından daha yakın.
hiçin mekansızlığı tüm tanrılara uyacağı için aslında sonsuz varlık hiçlik oluyor ve allah da her yere yayılmış koca bir hiçlik. yani yok ama daha havalı yok dedim.
kimilerinin vicdanında, kimilerinin cebinde, kimilerinin korkusunda, kimilerinin sağ duyusunda, kimilerinin içinde, kimilerinin kaf dağında... herkes allah'ı kafasına göre, kendi insanlığına ve çıkarlarına göre istediği yere konumlandırıyor.