ödülünün de koşullara göre olması sanırım ösymden farkını ortaya koymuştur. her insan farklı sınanır ve diğer tarafta sorumlu tutlacağı şeyler ona göre belirlenir. kör birine "bu gözlerle harama baktın mı?" gibi soru sorulmaz.yani "sınavda görmediği yerden soru çıkmaz" ama kör olduğu için dünya nimetlerinin hiç birini görememiştir. senin ise gözün vardır ve bu nimetlerin hepsini görürken ayrıca "bu gözlerle harama baktın mı?" sorusuyla da muhatap olursun. aslında sınavın şartları ödül ile beraber bakıldığında aynıdır. bilmem anlatabildim mi?
Davranır. Ben şöyle düşünüyorum. Bir koşuda herkes aynı yerden başlamaz. Biz sadece başlama noktasını görüyoruz. Ancak koşuyu herkes aynı mesafede bitirir. Biz sadece başladığımız yeri görüyoruz. Oyunun tamamına bakmak lazım. Bence bizim gördüğümüzden fazlası hayat. Ve gaybı bilmeden sevinip üzülmemek gerekir. Züğürt tesellisi gibi gelebilir ancak aklımızın birçok şeyi almayacağını kabul etmek gerekir. Şimdi gelsin eksiler.
Sınav sonucuyla birlikte dile getirdiğim şirk(tövbe tövbe..) içerikli söylem. Bazen emeğin sonucunu alamadığında ki ben de öyle oldu,düşünürsün bu söylemi.
Mülk onun ister verir ister vermez .biz bi tarafımızı yırtalım mesela bi konuda olmaz derse olmaz ama ol derse olur .olmazı da güzeldir ol demesi de güzel .
eşitlik ile adalet aynı şey değildir. mirası misal alacak olursak. kadına verilen yarım pay kadına aittir. erkeğe verilen tam payın üzerindeyse tüm ailesinin hakkı vardır. zira erkek aileyi geçindirmek zorundadır. ama kocası, kadına kalan miras üzerinde gönül rızası olmadan tasarrufta bulunamaz.