allah'ın emir ve yasaklarına karşı insanların sorumluluk alanlarıdır, limitleridir, sınırlarıdır.
yaratana karşı sorumluluğumuz kişinin gücü yettiği kadardır.
"gücümüz"den kasıt nedir. bu nasıl belirlenir.
teorik olarak veya bilimsel olarak veya fiziksel olarak bunun bir açıklaması yapılamaz. bunun kontrolü kişi ile mümkündür ve onun vicdani ile alakalıdır. elimizi vicdanımıza koyarak gücümüzün oranını tespit eder ona göre vazifelerimizi yerine getirmeye çalışırız. unutmayın ki vicdan allah'dır. kişinin vicdanı allah ın evidir. bu noktada suistimaller olabilir. buda yine kişinin kendisini ilgilendirir. yaratana hesabı verecek olan odur. yaratana karşı sorumluluklarıyla alakalı bilerek, isteyerek veya salağa yatarak karar vermesi, ve o kararı yapması/yapmaması kişiyi bağlar. bilerek yanlış karar verirse kendi kendi kandırmış olur ve allah nazarında kendisini küçük düşürür. o'nun sevgisine mazhar olamaz. vicdanında muhasebe yapıp doğru karar verirse allah'ın rızasını kazanır, gönlü hoş olur, huzurla dolar.
bu bağlamda insanlara ve diğer varlıklara karşıda sorumluluğumuz gücümüz oranındadır.
başkalarından beklentilerimizde onların güçleri oranındadır. Ne bizim nede başkasının gücünün ötesine geçmesi zorlanamaz. Hani her zaman duyuyoruz dinde zorlama yoktur diye bir tabir var. işte tamda kastedilmek istenen nokta budur dostlar.
"Dinde zorlama yoktur" u;
Gönle dayanan rıza, söz ve hareketlerimizi kapsayan maddi sorumluluklar olarak anlayabiliriz.
allah kolaylaştırır zorlaştırmaz. allah'a karşı sorumluluklarımızda özenli ve hakkaniyetli olalım. muhatabımız anamız, babamız, dostumuz, kardeşimiz, hasan, ayşe değil. yaratan'dır. allah'dır.