allah mı tanrı mı

entry162 galeri0
    162.
  1. doksan dokuz ismi olan yaradana birileri de tanrı dediğinde bunu neredeyse küfür gibi algilayanlara şaşırmamak mümkün değil.

    ben tanrı demekten hoşlanıyorum. kimse kusura bakmasın.
    0 ...
  2. 161.
  3. 159.
  4. Tanrı genelde islam harici dinlerde kullanılır. Allah biraz daha islam tarafında kullanılır.
    0 ...
  5. 158.
  6. Siz kimi aramıştınız babyler dediğim sorunsal.
    0 ...
  7. 157.
  8. 152.
  9. Rab ibranice'dir, Allah Arapça'dır, Mevla Farsca'dır, Tanrı Türkçe'dir. Tanrı Türkçe bilmiyor mu yoksa? Yakarış, hitap ve dualarınızı Türkçe yapın. Tanrı Türkçe biliyor, ben kefilim.
    0 ...
  10. 151.
  11. günümüz türkçesinde tüm tapınılan mabudlar için (bkz: tanrı) kelimesini kullanırız. ama sadece müslümanların özel olarak inandığı ilahın ismi (bkz: allah) tır. bu kadar net ve basit. samimilik ve içtenlik bakımından hangisinin daha uygun olduğu da barizdir. ayrıca allah u teala kuran ı kerim' de bana güzel isimlerimle dua ediniz diye de isteğini belirtmiştir. gerisi size kalmış..!
    0 ...
  12. 150.
  13. 2 sininde tasidigi anlam ayni canlarim.
    0 ...
  14. 149.
  15. ''De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.” ''

    isra-110
    0 ...
  16. 148.
  17. tanri genel bir kavramdir. inanilan varlik anlamina gelir. mesela ra, misirlilarin tanrisidir. allah, muslumanlarin tanrisidir. bu kadarda abartmaya gerek yoktur.
    0 ...
  18. 147.
  19. 146.
  20. En saçma sapan ve gereksiz tartışmalardan biridir.

    Ne dediğin değil ne düşündüğün önemlidir.Aksini düşünmek zaten inandığın yaratıcıya hakarettir.
    1 ...
  21. 145.
  22. Tektanrılı dinler bazında konuşursak, her kültürün kendine göre adlandırdığı ismi var. Araplarda Allah, Yahudilerde Yehova, Zerdüşt dinine mensuplarda Ahura Mazda, Orta Asyaki Türkler için Tengri gibi. Ama hepsinin içerik anlamı aynı.

    Zıddı,benzeri ve ortağı olmayan tanrı.

    Çoktanrılı dinlerde genelde daha mitolojik ve birden fazla tanrı olduğu için binlerce tanrı ismi vardır.
    0 ...
  23. 144.
  24. 143.
  25. ikisi de kendi içinde tutarlıdır.
    allah; der iseniz allahın 99 isminden biriyle hitap etmiş olursunuz, -ki olması gereken de o dur kanımca.
    tanrı; diyerek allahı kastediyorsanız, allahın 99 isminden hiçbirini kullanmamış olursunuz ve yine kanımca.

    önemli olan nasıl hitap ettiğiniz değil, nasıl bir insan olduğunuzdur. iyi insanların sırf allah değil de tanrı dediği için cehennemde yancaklarını zannetmiyorum.
    0 ...
  26. 142.
  27. tanrı değil allah ,
    hele hele bir tanrının adı hiç değil ,
    tanrıya tapınılır , allah'a kulluk edilir .
    allah tanrının belasını versin
    2 ...
  28. 141.
  29. ikiside kullanılabilir ama kuranda hep allah geçer bazı istisnalar hariç yorum sizin.
    1 ...
  30. 141.
  31. Tartışılır bir konudur gerçekten. Yaptığım küçük bir araştırmayı paylaşayım dedim:
    Bazı ortamlarda Tanrı mı yoksa Allah mı, demeliyiz diye bir tartışma çıkmaktadır. Kimilerine göre Tanrı demek kafirlik, kimilerine göre de Allah demek yobazlık… Bunda Necip Fazıl’ın “Allah Tanrı’nın belasını versin” sözü ve Nihal Atsız’ın “MHP’de Allah Tanrı’yı kovdu” açıklamasının etkisi vardır. Atsız’ın düşüncesi siyasi bir yorum iken, Necip Fazıl genel bir tepki ortaya koymuştur.
    Allah sözcüğünden çok Türkçe kökenli Tanrı sözcüğü bu kavgadan zarar görmüştür. Birçok dinci grup ve konuyu bilmeyen samimi dindar kesim Tanrı demeyi günah ve hatta kâfirlik sayar. Türk milliyetçileri arasında da benzer görüşü savunanlar vardır. Oysa bir milliyetçinin binlerce yıllık Türkçe bir sözcüğe karşı olması ilginçtir. Yıllarca “Tanrı” diyen dinsiz, solcu ya da günahkâr olarak görülmüştür. Peki, gerçekten öyle midir? Önce Tanrı sözcüğü ile Allah sözcüğünün kökenlerine inelim.
    Allah sözcüğü, Arapça bir sözcüktür ve “ilah” sözcüğünün başına Arapçadaki niteleme sözcüğü olan “elif” ve “lam” harflerinden oluşan “el”in gelmesinden oluşur. Arapçadaki bu niteleme sözcüğü sessiz harfle başlayan sözcüklerin önüne geldiğinde “el” diye ayrı yazılıp okunurken, “ilah” gibi sesli harflerle başlayan sözcükleri başına geldiğinde ise sözcükle birleşir. Bu nedenle “el-ilah” biçiminde değil, “Allah” biçiminde okunur. Bu niteleme sözcüğünün ingilizcedeki “the” ya da Almancadaki “der” ve “das” veya Fransızcadaki “le” ve “la” niteleme sözcüklerinden bir farkı yoktur. Benzer bir kural Fransızcada da vardır. Sesli harfle başlayan sözcüklerin önüne gelen “le” veya “la” niteleme sözcükleri, Fransızcada da sözcükle birleşir. Bu tür sözcüklerin görevi, önüne geldiği sözcüğü belirginleştirmektir. Yani ilah derseniz cins isim yaparsınız ve herhangi bir ilahı kastedersiniz. El-ilah, yani Allah derseniz, özel ad yapar ve belirli bir ilahı kastedersiniz. Yani Allah özel addır. Bu biçimiyle Allah sözcüğü, belirli bir ilahı ifade etmek için islam’dan önce de kullanılmaktaydı. Hatta Peygamberimizin babası gibi birçok kişi de Abdullah (abd: kul ve Allah sözcüklerinin birleşimi) adını taşımaktadır. Benzer şekilde Ubeydullah, Seyfullah gibi adlar da yaygındı.
    Gelelim Allah sözcüğü içinde bulunan ilah sözcüğünün kökenine… ilah sözcüğü, Arapça ile aynı dil ailesinde bulunan ibraniceden gelmektedir. Ancak ibraniceye de aynı dil ailesinde bulunan Mısır dilinden geçmiş bir sözcüktür. Mısır’daki Ay tanrısı olan Iah’tan (Yah) gelmektedir. Çünkü o dönemde Ay çok önemli bir yol göstericiydi. Yolcular yolunu Ay’a göre bulurdu. Arap ve ibranilerin takvimleri aya göre yapılmıştır. Ay’ın bir evresi olan hilal sözcüğünün de ilah sözcüğüne benzemesi ilginçtir. Bu etkilerle ibraniceye geçmiş bir sözcüktür. Özünde pagan (çok tanrılı) dinlerden esinlenilmiştir. Zaten Sami kökenliler de Hz. ibrahim’den (a.s) önce Ay’a tapmışlardır. Hz. ibrahim (a.s) Samileri tek tanrılı hak dine uymaya çağırırken Allah sözcüğünü belirli ve tek bir ilah için kullanmıştır.
    Tanrı sözcüğü Türkçedeki en eski sözcüklerden biridir. Bu sözcüğün eski biçimi Teñri’dir (Tengri yazımı hatalıdır. Çünkü ng ile gösterilen gerçekte genizsi n, yani “ñ” sesidir). Ayrıca Teñgir ve Teñir gibi biçimleri de vardır. Bu sözcüğün kökeni ile ilgili en ağır basan bilimsel görüş, “dengeyi sağlayan” anlamına gelmekte olduğudur. Teñri < teñir- (denk[1] getirmek, denge[2] vermek) < teñ- (denk olmak) < te- (ayakta durmak). Buna göre aldığı +i eki ile Tanrı sözcüğünün anlamı “denk getirici, dengeleyen” demektir. Bu büyük olasılıkla, evren düzeninin dengeli oluşuyla ilgilidir; Eski Türkler, Tanrı’yı doğa olayları arasındaki dengeyi sağlayan bir varlık olarak görmüştür. Yani bu sözcük, ileri sürüldüğü gibi doğaya tapınmaya dayalı çok tanrılı dinlerdeki bir özel ad ya da kâfirliğe sürükleyen bir ad değildir. Aksine Tanrı’yı öven, onu iyi anlatan, tek tanrılı inançtan kaynaklanan bir addır. Ancak Türkçede Arapça ve batı dillerindeki gibi bir niteleme sözcüğü yoktur. Bu nedenle bir sözcüğün özel ya da cins isim olduğu yalnızca ilk harfinin büyük yazılıp yazılmaması ile anlaşılabilir. Yani Arapçadaki ilah anlamında kullanıldığında “tanrı”, Allah anlamında kullanıldığında ise “Tanrı” biçiminde yazılır. Büyük harfle yazıldığında özel addır.
    Tanrı sözcüğünün kullanılmasını doğru bulmayanların ileri sürdüğü görüşlerden biri, Kuran’da geçmemesidir. Kuran Arapça olarak indirildiği için zaten içinde Türkçe bir sözcüğün geçmesi mümkün değildir. Bu kişiler, Esmaül Hüsna olarak bilinen 99 addan (aslında her biri birer sıfattır) başkasının kullanılmasını doğru görmezler. Kuran’da listelenmeyen bu adlar, Kuran içinde dağınık bulunurlar. Daha sonradan derlenmiştirler. Araf Suresi’nde belirtilen “güzel adlar” (esmaül hüsna) tamlaması genel bir ifadedir. Bununla sonradan derlenen bu 99 adın kastedilmesi, 99 ile sınırlanması akla uygun değildir. Çünkü birçok din bilgini ve tasavvuf ehli Esmaül Hüsna olarak verilen listede geçmeyen adları sıkça kullanmışlardır. Bunların içinde Arapça kökenli olan Mevla olduğu gibi, Farsça kökenli olan Huda, Hu gibi sözcükler de vardır. Ayrıca Türkçe kökenli Çalap, Yaratan gibi sözcükler de bu kişiler tarafından kullanılmıştır. Örneğin Yunus Emre’nin Allah’ı anlatmak için en çok kullandığı sözcüklerden biri Çalap’tır. Mehmet Akif sıkça Huda sözcüğünü kullanır. Dervişler Farsça “O” anlamına gelen “Hu” biçiminde seslenirler yüce Yaratıcı’ya. Bu adların hiç biri Esmaül Hüsna içinde geçmez ancak bu büyük bilginler tarafından kullanılmaktan da çekinilmez. Söz konusu Tanrı sözcüğü olduğunda nedense tavır değişir. Ayrıca Esmaül Hüsna’nın da birçoğunun Türkçe karşılığı Kaşgarlı Mahmut’un Divanı Lügat-it Türk eserinde geçmektedir. Söz konusu eserde; Kadir için Ogan, Baki için Bengü, Kadim için Bayat, Rahman için Beğirsek, Rahim için Yarlıgayan, Semi için işitgen, Halik için Törütgen ve Aliyy için Ülgen gibi karşılıklar vardır.
    Bazı din bilginleri ve tasavvuf şairlerinden Tanrı sözcüğünü kullanıldığı eserlerinden örnekler verelim:
    “insanın asıl gıdası Tanrı'nın ışığıdır.” (Mevlana)

    “Güzel söyle de halk, yüzyıllar boyunca okusun. Tanrı'nın dokuduğu kumaş ne yıpranır, ne eskir.”(Mevlana)

    “Aşksızlara verme öğüt, öğüdünden alır değil /
    Aşksız adem hayvan olur, hayvan öğüt bilir değil /
    Eksik olman ehillerden, kaça görün cahillerden /
    Tanrı bizar bahillerden, bahil didar görür değil”
    (Yunus Emre)

    “Âşık mı derem ben ana Tengri’nün uçmağun seve / Uçmak hut bir tuzak durur eblehler canun tutmağa”
    (Yunus Emre)

    “Tengri Teâlâ sözin Resulullâh sünnetin
    inanmağan ümmetin ümmet demes Muhammed”
    (Ahmet Yesevi)

    “Ümmet üçün Resûl dâim kayğu yedi
    Tilep ümmet günâhını Hakdın aldı
    Keçe kündüz kâim turdı Tengri’m bildi
    Tilde ümmetmen der dilde yalğan erür”
    (Ahmet Yesevi)

    “Geçende komşuyu görmüş, demiş selâm söyle / Demek almayacak Tanrı selâmını bile”
    (Mehmet Akif Ersoy)

    Örnekler çoğaltılabilir. Bunlar yalnızca birkaçıdır. Yusuf Has Hacip, Kaşgarlı Mahmut, Hoca Ahmet Yesevi, Ali Şir Nevai, Hacı Bektaş Veli, Tabduk Emre, Yunus Emre, Sarı Saltuk, Mehmet Akif, Mevlana gibi birçok edip ve bilgin Tanrı sözcüğünü çekinmeden kullanmışlardır. Onlar kullanıyorken bizim kullanmaktan çekinmemiz anlamlı gelmemektedir. Aksi halde, onlardan daha iyi birer Müslüman olduğumuzu ve daha çok şey bildiğimizi iddia etmiş, onların bilmediğini ya da yanlış bildiğini ileri sürmüş gibi olmaz mıyız?
    Bazıları da Allah sözcüğünü kullananlar için yobaz demektedir. Bu da doğru değildir. Adı geçen bilgin ve şairler Allah sözcüğünü de birçok kez kullanmışlardır. Böyle düşünürsek bu değerli kişileri de yobaz ilan etmiş olmaz mıyız? Türkçe içinde çok sayıda yabancı sözcük bulunmaktadır. Bunların bir kısmı Arapça, bir kısmı Farsça, bir kısmı da batı dillerinden gelmektedir. Bu sözcüklerden herhangi birini kullanmakla Allah sözcüğünü kullanmak arasında bir fark yoktur. Ancak Türkçe karşılığı olan sözcüklerin yabancı karşılıklarını kullanmakta ısrar etmek ne kadar doğrudur ve milliyetçilikle ne kadar bağdaşır, o da ayrı konudur. Milli bilince sahip bir kişi, elinden geldiğince, olabildiğince Türkçe kökenli sözcük kullanmaya çalışmalıdır.
    Sonuç olarak, kavramları ifade etmek için kullanılan sözcüklerin ne olduğundan çok, kastedilenin ne olduğu önemlidir. Sonuçta Allah derken de, Tanrı derken de akla aynı yüce varlık gelmektedir. Sözcük tercihini Türkçe yapanı dinsizlikle suçlamak ne kadar yanlışsa, sözcük tercihini kutsal saydığı biçimiyle yapanı da yobazlıkla suçlamak o kadar yanlıştır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, bir kişi kendisi Müslüman olmadığını açıkça dile getirmeden onun inancını sorgulamak tehlikelidir. Peygamber Efendimizin (s.a.v) Ebu Zerr ve ibni Ömer’den aktarılan şu sözünü anımsatmakta yarar vardır: “Bir adam din kardeşine, ‘ey kâfir’ derse, bu söz ikisinden birine döner. Eğer böyle denilen kişi söylenildiği gibi ise söz doğrudur; yerini bulmuş olur. Aksi takdirde bu söz söyleyene geri döner.”
    Edit: şahin Güngör'ün bu çalışması ve emeği için ona gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.
    5 ...
  32. 140.
  33. Tanrı arapçada allah demektir. Kimisi tanrı demek günah der. Yok öyle bişey
    (bkz: Tanrı demek günah mıdır hocam)
    0 ...
  34. 139.
  35. ikisi de denebilir ama allah daha hayırlıdır.
    1 ...
  36. 138.
  37. ikisi de islamiyet öncesinden gelmiştir.
    0 ...
  38. 137.
  39. Turksen Tanrı dersin o kadar.
    1 ...
  40. 136.
  41. bazı durumlarda allah bazı durumlarda tanrıdır.

    mesela "allah allaaah..." dersiniz ama tanrı tanrı garip oluyor.
    öte yandan "Melekler ve Şeytanlar" filmini izliyorsunuz. psikopos geldi "god bless you" dedi. o da tanrı seni kutsasın olarak dublajlanır.

    kısacası ikisi de yerinde, kültüründe, tadında kullanılırsa güzel.
    3 ...
  42. 135.
  43. tanrı yaratıcı güç anlamında daha genel kavramdır, allah ise müslümanların tanrısıdır.
    1 ...
  44. 134.
  45. Allah sami mitolojisinin bir unsurudur.
    islamda görüldüğü üzere allah kişileşmiş bir tanrıdır.
    Ödül verir, ceza verir. Kural koyar. Hayata müdahale eder.
    Fakat tengri Deus otiosus bir yaratıcıdır. Esasında türklerin bilmediği yaratıcıyı tanımlamak için göğe dönmesi ve bu bilinmezi yaratıcı kabul etmesidir. Kökenleri farklıdır bu yüzden iki yaratıcının.
    Aynı varlığı temsil etseler dahi bu varlığı birbirinden çok başka yorumlamışlardır.
    türkler müslüman olduktan sonra tanrı kelimesini allah yerine kullanmıştır. Hatta karahanlılar dönemi ilk kuran çevirisinde "tangru teala" geçer.
    Esasında türklerin inandığı allah diğer müslüman topluluklardan da farklıdır.
    Türklerin kafasındaki allah tengrinin daha kurallı versiyonudur.
    türklerde görülen Allahın gökte olduğu algısı da oradan gelir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük