Kuran'a göre kişiler inandıkları gerçekler uğruna toplumun gelenekleriyle zıt düşmekten, toplumdan dışlanmaktan çekinmemelidirler. Kuran'da, Peygamberler'in bu konuda nasıl örnek teşkil ettiklerini ve canları pahasına toplumlarının yanlış kabullerine nasıl karşı koyduklarını görebiliriz. Bizim gözlemlerimize göre geleneksel islam'ı yaşayan birçok kişi arkadaşlarının, cemaatinin, ailesinin, kendisini dışlamasından; "Bizim oğlan sapıttı, başörtüsünü inkar ediyor", "Bizim kız mezhepsiz olmuş, üstelik erkeklerle el sıkışmaya başlamış", "Ahmet hadis düşmanı olmuş.", "Leyla müçtehitlik yapıyormuş, hayızlı namaz kılıyormuş, vah vah!.." gibi izahlar yapmalarından, iğneli kınamalardan çekinmektedirler. Toplumun kabullerine karşı çıkamayanlar, hele hele bu kabullerin en yoğun ve en koyu yaşandığı tarikatların yakınlarında iseler, bu gruplardan gelecek baskı ve arkadaş ortamını kaybedip yalnız kalma korkusu, bu kişilerin gerçekleri görememesinin sebeplerinden biri olabilmektedir. Toplumun geleneklerini, tabularını koruması da işte bu dışlama mekanizmasıyla mümkün olmaktadır. Allah'ın rızasından uzaklaşmaktan korktuğundan daha çok toplumdan dışlanmaktan korkanlar elbette ki geleneklerin zihinlere vurduğu zincirlerden kurtulamazlar.
Allah kuluna yetmez mi? Seni ondan başkasıyla korkutuyorlar.
39 Zümer Suresi 36
Gelenekleri ve kalabalıkların kelle sayısını putlaştıranların durumu çok gariptir. Bu kitleler taklidi akla üstün tutup, geleneği ve kelle çoğunluğunu taklit ederler. Sonra taklide kurban ettikleri akıllarıyla gelir size akıl hocalığı yaparlar. Bunlar hem güdülen koyun olmanın erdemini savunurlar, hem de sizi gütmeye kalkarlar !..