Bu korku olmasa ben müslümanım diye geçinen pek çok insan daha saldırgan olurlar, gerçi bu korku varken de saldırganlar. Anadolu irfanından bahsediyorum.
Her insanın götü sıkıştığında sığındığı bir argümandır. Benim içimde Allah korkusu var diyen herkesten korkarım, çünkü inandığı en büyük şeyi, karşısındaki insanı inandırmak için kullanan insan her şeyi kullanabilir.
bu korkuyu yenebilen geri kalan çok az şeyden korkar arkadaşlar. bu bir gerçektir. genellikle tanrı kavramının sorgulanmasıyla yenilebilen bir korku olmakla birlikte, bu durum recep tayyip erdoğan ve türevlerinde amerika korkusunun allah korkusunun önüne geçmesi şeklinde tezahür etmiştir.
Ateistler neden müslümanlar la kendilerini kıyaslamak yerine, onu kullanarak bozgunculuk çıkaran terör örgütleriyle, munafıklarla kendilerini kıyaslar, anlaşılır gibi değil! Yav zaten senin münafık ve fasıklardan üstün olduğunu biliyoruz. Sen kendini " elinden ve dilinden emin olunan, komşusu açken tok yatmayan, yalan söylemeyen, aldatmayan, zina etmeyen, Müslümanlar la, şehitlerle kıyasla. A pardon, ateistlerde şehitlik kavramı ve inancı yoktu.
genelde anadoluda içinde allah korkusu olmayan her boku yapar diye geçer bu korku. oysa allaho ekber değip kafa kesenlerin hepsinin içinde allah korkusu vardır ama vahşetin her türlüsünü uygularlar. o yüzden palavra, boş ve kimseyi haklı yapmayacak bir korkudur.
Hemen hemen hiç kimsede bulunmayan histir. Bi sohbet yazacam buraya, nasibi olan okur zaten.
Zamanın birinde mübarek bir Zat evlatlarına vasiyet eder, der ki "ben ölünce bedenimi yakın, külü de şu dağdan aşağı fırlatın. Ben Allaha ne diyeceğimi biliyorum" der. çocukları tamam der. Neyse adam ölür çocukları vasiyeti yerine getirir. Sonra ruh dağılmazda Allah o zatın bedenini de toplayıp sorar, "Kulum sana bunu ne yaptırdı" adam "senin korkun" der. Sonra Allah der "benden bu kadar korkana azab etmem" diyerek o kulunu affeder.
satış elemanlığı yaptığım dönemlerde, bir müşteriye yardım ettiğim için güzel bir bahşiş almıştım. şerefsiz bir patronum vardı, her kuruş kasaya gidecek diye her gün başımızın etini yerdi. aldığım para baya çoktu, cebime atmakla kasaya koymak arasında kalmıştım. önce bu parayı müşteri bana verdi benim hizmetim sayesinde oldu deyip cebime attım, içimdeki allah korkusu rahat bırakmadı. parayı kasaya attım, çok rahatladım sanki sırtımdan büyük bir yük atmış gibi oldum.
sabah işe geldiğimde patronun iş arkadaşımı azarladığını gördüm, ufak bir hata yüzünden çocuğa demediğini bırakmadı. gittim yanına çocuğu çektim kenara
- ben işten ayrılıyorum
- niye?
- gördüğümüz muamele insanlık dışı!
- ben sizin gibileri iyi bilirim, allah bilir ufak tefek hırsızlıklar da yapıyorsunuzdur!! boşuna azarlamıyorum sizi
- keşke bizde olan allah korkusunun küçük bir kırıntısı sizde de olsaydı, o zaman azarladığınız çalışanların neler hissettiğini anlardınız.
her şey iyi güzel de, yersiz vicdan yapmışım. o para benim hakkımdı, istifa edince beş kuruş alamıyorsun. ayazda kalmış bekçi düdüğü gibi döndüm eve, sonra müdür falan oldum ama asla kimseye kötü davranmadım. çünkü her kişi, insan gibi muamele görmeyi hakeder!
3 ay önce şirketten sirke aldım. yani izinsiz aldım. geç olduğu için girdim mutfağa ve 1 tane açılmamış sirke şişesini çaktırmadan çantama atıp eve götürdüm. bakkalda sirke 2-3 liradır ama aldım işte. üşendim bakkaldan almaya ve sirke şişesini çantama koyup eve gittim.
o gün bu gündür her salata yapışımda, her çorbaya sirke koyuşum da, ne bileyim dolabı açıp her sirkeyle göz göze gelişimde pişman olurum. içim cız eder. dişimi sıkarım.
ulan amk üzümlü sirke de vardı orda ben gitmişim elmalısını almışım. insan bi etiketine bakar. ben üzümlü seviyom amk.
ehehe şaka şaka entryi sıçmadan bitiremem ben. tatilim bitti ve bugün bakkaldan alıp yerine koydum. allah korkusu herkeste olmalıdır.