genelde felaketlerde , depremde , yangında , içinden çıkılmaz durumlarda hissedilen korku ve sevgi. başka zamanlarda ise insan hadi lan allah mı var varsa nerede der ama sıkıştımı allah der başka birşey demez.
islamda olmayan şeydir. islam bize allah'dan korkmayı değil, onu sevmeyi öğretmiştir. bakınız tassavvuf bilginleri allah'ı sevgili olarak görmüŞ, şiirlerinde kendilerini aşık olarak nitelendirmiştir.
kötülüklerden sakınmak kadar da güzel birşey yoktur..gerçek anlamda tanrı'dan korkan insan kötülüklere bulaşmaz..
kötülüklere bulaşmış bir insanın hem kendine hemde çevresine zarar verme ihtimali çok yüksektir..bu ihtimalden uzak durma sebebidir tanrı korkusu..bu zararın da manevi olarak bir yaptırımı vardır..ne ekerse onu biçer hesabı..
düşünelim şu dakikadan itibaren allah olmasaydı eğer hayatta ne gibi değişiklikler olurdu? neler değişirdi? tanrı korkusu kavramı olmadığı zaman insanlar neler yapabilirdi?
hayat güzel mi olurdu yoksa beter mi olur?
Bu soruyu kendimize sormak lazım. inananlar bu sorunun cevabını zaten biliyor..inanmayanlar zaten tanrı'nın varlığından bir haber oldukları için soru cevapsız veya yorumsuz kalacaktır.ama inanmayanlar hiç değilse 1 dk'lığına dahi olsa tanrı'nın varolduğunu düşünsünler ve bu soruları kendilerine sorsunlar..
tanrı'nın varlığına inanıpta korkmayan insana da pek fazla söyleyecek söz kalmıyor..
bir annenin yavrusuna karşı duyduğu merhametten daha fazlasını kullarına duyduğunu söyleyen, merhamet 100 parça ise 99 unu kendime ayırdım 1'ini ise yeryüzündeki canlıların her birine dağıttım diyen tanrıdan korkmamak gerekir. mahcubiyet daha uygun bir kelime bu hissiyatı açıklamak için. insanı yaratan, onu sayısız nimetlerle donatan tanrının bu lütuflarına karşılık verememenin mahcubiyeti olmalıdır hissedilen ve ibadet edilecekse eğer bu duyguyla edilmelidir. cehennem korkusuyla kılınan namaz mı daha makbuldür yoksa allah sevgisiyle kılınan namaz mı diye düşünmek gerekir.
din hep korkutularak anlatıldı insanlara, hep emirler ve yasaklar bütünü oalrak sunuldu ve bunlara uyulmaması halinde hep sonundaki cezalardan söz edildi. oysaki benim inandığım din sevgi, adalet ve ahlak üzerine kurulmuş bir öğretidir.
allah "rahim" (aciyan), "halim" (yumuşak), "gafur" (afveden, bağışlayan) "rauf" (esirgeyen)dir.... ve kul; allah' tan korktuğu için değil, allah ' ı yaradan olarak sevip saydığı için günah işlemekten sakınır.
Allah korkusu anlam olarak aslında yolumuzu vicdan kavramına çıkartsa da görülen odur ki insanlar popo korkusu (çok kibar küfür ederim) ile allah korkusunu karıştırır olmuşlar... Bunların ''bir kısmı'' sadece anüs korkusu taşımaktadır aslında.
allah korkusu, allahın varlığı ile ilgili değildir. allahın varlığının bilgisi ile alakalıdır ve allahın varlığının bilgisi ise öğrenilen/öğretilen bir şeydir. bu durumda bir bireyin kendisine öğretilmemiş bir tanrıdan korkma ihtimali yoktur. yani "içinde allah korkusu olmak " diye bir şey yoktur. bu kişiye sonradan enjekte edilmiş bir bilgidir. ve her bilginin beneficial olup olmadığı öğreten ile sınırlıdır.