alakasız bir ilişkidir. ne zekilerin hepsi allah'a inanmaktadır. ne de aklı bir kaç karış havada olanların hepsi allah'a inanmamaktadır. Terside geçerlidir. Ancak şöyle bir gerçek vardır ki bu gerçeğin temelinde de düşünmeyen insan yatar ve bu insan kendisini yönlendirildiği şekilde hareket eder. Bu insana makul bir şekilde konuşursanız allah'a inanıp inanmayacağını kendi kafasında tart(a)mayacağından sizin yönlendirmenize körü körüne inanır.
joseph goebbels, tüm alman halkını zehirleyecek propagandalar kurmuş, hitler gibi bir manyağa kölelik yapmış, 6 çocuğunu karısına zehirletmiş ve akabinde karısı ile birlikte intihar etmiş bir insandır. fakat 20. yüzyılın en büyük dehalarından biri kabul edilidir. demekki zeki olmak yeterli değildir. bu örnekten yola çıkarsak, çok etkili olmayan ilişkidir.
yaratıcı; "ilmi çalışana zenginliği istediğime veririm" demiş. yani allah'a inanmak ya da inanmamakla zeka'nın alakası olup olmadığı tartışması daha başlamadan kapanmıştır.