Kuran'a dayanarak yaptığım çıkarımdır. Yani bir şeyin olması için ol demsi gerkiyorsa bu genelde varolan bir durumun oluşturulması için gerekir, peki varolmayan bu durumda nasıl varolmuştur? Yoksa herşey eppeyidir varmıdır? Yoksa Allah sadece varolan üstünde yetkili midir? Eğer bunlara hayır dersek Allah varolmayanın varolması için de ol demesi gerekir de,... acaip işte kafama yatmadı pek. Tabi bi de şey var ateizm. Ateizm'e de Allah ol mu demiştir? Yoksa insanda da hafiften bir yaratma kabiliyeti varmıdır? Yoksa Allah hagisine çnce ol demiştir? Yumurtaya mı tavuğa mı? Bu durumda tavuğa ol demesi daha doğrudur, çünkü yumurtadan çıkan kendini nasıl koruyacaktır? Ama Allah da koruyabilir. Durum bu.
allah'ın ol demesiyle her şey olmuşsa bile; evrende çaresizlik ve kötülük vardır.
doğa makinesinin bütün zemberek ve ilkelerinde kendini gösteren özensiz bir işçilik vardır. doğadaki bu ilke ve parçalar özenle ayarlanmış değildir; hepsi her fırsatta şu ya da bu aşırılığa kaymaya eğilimlidir. sanki bu büyük yaradılışa yapıcısı son eli vurmamıştır.
örneğin; su buharlarını küre yüzeyinin her yanına taşımak ve insanlara denizcilikte yardım etmek için rüzgarlar gereklidir: fakat bunlar sık sık fırtına-tayfun olup zararlı hale gelirler. yağmurlar yeryüzünün bütün canlıları için gereklidir: fakat nasıl da yetersiz veya aşırı olurlar? bütün yaşam ve bitişler için sıcaklık gereklidir: fakat her zaman uygun oranda bulunmaz... bütün bu düzensizlikler bireyleri yıkıma ve çaresizliğe sürükler. o halde, doğal kötülüklerin sebebi, de ''ol diyen'' tanrıdır. tanrı, söylendiği kadar güçlü ve yetenekli olsaydı, evrene ''ol'' derken evrendeki ilkeleri doğru, ortamı ve canlıları koruyacak biçimde, özenle düzenleyecekti.
gs ilk yariyi 3-0 onde kapatmis. olmayacak bir sey olmus ve ikinci yari fener 4 tane atmistir. kisaca allah olmayacak birseye ol diyerek mumkun kilmistir. 4-3luk hezimetin baska aciklamasi olamaz.
"Şu dünyayı Tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. Çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar. Yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek
ona şöyle bağırmak hakkımızdır:
"Bunca mutsuzluğu ve boğuntuyu ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını bozmaya nasıl kalkıştın?" (bkz: arthur schopenhauer)
allah'ı anlamak imkansız olduğundan o'nun yapmış olduğu şeylerdeki hikmetleri de tam anlamıyla anlamak imkansızdır. bir kere allah için zaman-mekan kavramı yoktur. gelecek ve geçmişi aynı anda bilir. her yönden sınırlı ve aciz olan beşerin allah'ı anlaması elbette imkansızdır. insanın kapasitesi buna yetmez zaten. ağzimizin içinde yaşayan küçük bir bakterinin bizi tam olarak algılayamayacağı gibi... bakterinin bizi algılaması için bulunduğu yerden çıkması, gözlere sahip olması ve yeterince uzaktan bize bakması gerekir ki bu tip bir algılama bile tam manasıyla algılama olarak algılanamaz. şimdi düşünün biz bakteri ile aynı zaman ve mekanda yaşıyoruz, oysa allah sidret ul munteha'da onu nasıl idrak edip algılayabiliriz ki...
allah'ın ''ol'' dediği şeylere bir bakın; hepsi de, kendi mutluluklarına erişmek için ne denli yetersizdirler. onlara bakanlara, ne nefret edilesi ne aşağılanası görünürler.
şu var oluşları yakından inceleyin; birbirlerine karşı ne kadar düşman ve yıkıcıdırlar...ne kadar kör, bilinçsiz ve kötüdürler!
allah'ın ''ol'' diyerek yarattığı bu canlılar herhangi bir biçimde, ana-baba özeni görmeksizin, sakat ve düşük çocuklar gibidir; hislerinde gerçekten acılar ve hazlar karşıtlığı vardır. manevi kötülükleri manevi iyiliklerinden daha ağır basmaktadır. hem de doğal kötülüğün doğal iyilikten ağır bastığından çok daha fazla...
"bir problemi, onu olusturdugunuz bilinc duzeyi asla cozemezsiniz." albert einstein
evrenimizin gunumuz fizigine gore nasil var oldu?
varlik ve yokluk, algiladigimiz 4 boyutlu uzay-zaman evreni ( madde ve enerji evreni) icin tanimladigimiz goreceli olgulardir. gunumuz fizigi big bang i kabul etmis, yani evrenin sonsuzdan gelip sonsuza gittigi yonundeki ateist inanclarinin yanlisligini ortaya koymustur. hesaplamalara gore evrenimiz yaklasik 15 milyar yasindadir. gunumuz fizigi buyuk patlamanin 10 uzeri eksi 43 saniye yakinindan bu yana neler oldugunu aciklayabilmektedir. ancak bu zamandan geriye dogru gitmeyi basaramamistir. patlama ile bu kelime ile tarif edilemeyecek kadar zaman suresine planck cagi denir. ve normal fizik kurallari burada anlamsiz kalir.(gunumuz icin) yani gunumuzde bu konu ile en ust duzey bilim adamlari bile bu konuya bir aciklik getirememis ve evrenin bizim anladigimiz sekilde madde ve enerjisel olarak "yoktan var oldugunu" kabul etmislerdir.
bu var olustaki matematiksel incelik;
evren buyuk patlamadan bu yana belirli bir hizla genislemektedir. * eger bu genisleme biraz daha hizli olsaydi evrende madde var olamayacak butun kozmik malzeme sacilip yok olacak, eger biraz daha yavas olsa idi evren daha ilk asamada kendi uzerine cokup yok olacakti. m teorisine gore evrenimiz 7 boyutu kivrilip kuculmus olan 10 boyuttan olusmaktadir. 3 boyutlu evren haricinde hicbir evren turu zeki bir yasam turunun gelismesi icin uygun degildir. madddenin olusmasi, gezegen ve yildizlarin olusmasi ve bunlarin cok ince hesaplara dayanan yorungeleri, dunyada yasam olusumu, bu yasamin kendi icinde mucizeler iceren mukemmelligi...
hepsinin ardi ardina gelerek raslantisal olarak olusma olasiligi nedir? =~0 ( bunu ben soylemiyorum basit bir olasilik hesabi ile sadece bir kacinin ardi ardina gelme olasiliginin sifira cok yakin oldugu gorulebilir.)
bunlarin hepsi ardi ardina olusmus ve "zeki (!)" bir yasam turunun olusmasi icin imkan saglamis. * daha sonra allah ona tebligde bulunmustur: " butun her seyi senin icin yarattim, burasi senin icin bir imtihan yeridir. bunlar * benim senden istediklerim. kendi sifatlarimdan sana verdigim sifatlarin arasinda bulunan irade ile bunlara ister uyarsin ister uymazsin bu senin secimin."
dunyadaki "kotuluk" ve "adaletsizlikler",
dunyadaki kullanilan paranin %96 si dunya nufusunun %1 nin elindedir. her insan malinin 40 ta birini her yil kendisinden daha fakir olan insanlara verse bu tablo bu hale gelirmiydi? afrikadaki aclik gelismis ulkelerdeki yemeden cope atilan yiyeceklerle bile giderilebilir. allah bizlere akil vermis ancak onu nasil kullanacagimiz konusunda bizi ozgur birakmis. size allah mi dedi aids diye bir mutant virus yaratinda afrikda ki siyah irkin uzerine salin diye?
size allah mi dedi atomu parcalayip, ondan bomba yaparak milyonlarca insani oldurun diye ?
size allah mi dedi fosil yakitlari kontrolsuz bir bicimde kullanarak, buzullari eritin, iklimi degistirin, sicaktan kavrulun ve kendi sonunuzu hazirlayin diye?
hayir boyle bir duyum alan birinin oldugunu sanmiyorum. o bize kendi secimlerimizi yapabilmemiz icin akil verdi ve biz boyle kullandik, kullaniyoruz.
soruyorum size kuresel isinma diye bir sey var miydi? hayir.
otomobil, ucak, atom bombasi ? hayir, hayir, hayir.
bunlari biz yarattik yaratmaya da devam ediyoruz.
"hic bir sey yoktan var edilemez, vardan yok edilemez" dindar bir yahudi olan a.einstein'in bunu tanriyi da kapasayacak sekilde soyledigine inaniyor musunuz? hic sanmiyorum onun kastetigi sey, sadece bizim algiladigimiz madde-enerji evreni ve onun devam eden evrimi icinde yasananlardi.
bilim cok acik ve nettir. kuran-kerim de bir cok ayette soylendigi gibi " bunda temiz akil sahipleri icin ayetler vardir."
