öldükten sonar toplanılacak olan mahşere dünya göüz ile gidip tövbe etmek içindir. Hac ibadeti; Müslümanları, Hıristiyan ve Yahudilerden ayıran alametlerdendir.Hac ibadeti; gücü yeten her Müslüman’a farzdır. soru şirk kokan sorudur. öğrenci evde netten ders yapar okula gitmek zorundamı gibi saçma denklemi çağrıstırır.
aynen, amaç bir tanrıya ibadet etmekse saf bir yürek, içten bir inanç yeterlidir. sonuçta tanrıya ulaşmak için kabeye kadar gitmeye gerek yok. zaten tanrıya mesafelerle değil iyilikle ulaşırsın ve kabeye gitmek bir iyilik değildir, gidin fakir doyurun toplumsal eşitsizliği dengeleme yoluna gidin.
bazen çıldırıyorum ve bu o anlardan biri. sanane kardeşim sanane. inanmıyorsan başkalarına saldırmaya hakkın yok. senin için dua edeceğim kardeşim her kimsen. Allah hidayet etsin.
inanan insan için allah'ın her yerde var olduğu da, haccın allah'ın emri olduğu da kur'an'ın gerçekleridir. kur'an ibadetler ve inanç konusunda özün, manevi yönün önemini elbette vurgular, ama kulun allah'a bağlılığını göstermesi ve dini yönden disipline olması için ibadet emirlerini de getirir.
kabe; kendisine kutsallık atfedildiğinden bu yana bazı insanlar tarafından ticaret malzemesi olarak kullanılmış bi yerdir. bu durum kur'an tebliğ edilmeden önce, kabe'nin etrafına çöreklenmiş kureyş'in önde gelen çetesi tarafından da aynı mantık ile kullanılıyordu.
cahiliye döneminde, kabe'de bulunan putlara çeşitli hediyeler bırakılırdı. keçi, deve, altın, gümüş vb. bırakılan bu hediyeler kabe etrafına çöreklenmiş bağırsak kurtları tarafından toplanır ve aralarında pay edilirdi. Allah resulu kur'an'ı tebliğ etmeye başlayınca, kabe'de bulunan putlar mekke fethi ile temizlendi ve kabe, o coğrafya'da bulunan tüm müslümanların toplandığı, müslümanların sorunlarının konuşulduğu, çeşitli kararların alındığı bir istişare merkezi haline geldi.
Allah resulunun vefatından ve ardından 4 halifeden sonra, kabe eski ticaret formuna tekrar kavuştu. her yıl 12 kilo altın 6 kilo gümüş ile (sim şeklinde işlenmiş) örtünün etrafında dönen, bir önceki yıl'ın örtüsünün indirilip kabe'nin kaymağını yiyen "yeni bağırsak kurtları" arasında (emirlikler) pay edilen, taş'dan yapılmış simgesel şeytan'a taş atılan, etrafını gökdelenlerin ve altın kaplama bugatti'lerin çevirdiği, aynı zamanda kapısında yetimlerin, fakirlerin dilendiği (içeri giremezler) son ticaret mekanı halini almıştır.
Allah tarafından kıble (yön) olarak tayin edilen bir mekanın amacının dışında kullanılması, normal hayatında her tür haltı yiyip hac yapıp dönünce dönüşüme uğradığını, affedildiğini sanan müşrik (çoğunluk) müslümanların oluşturduğu bir ziyaret mekanı haline gelmiştir.
insanlar kabe'yi allah'ı görmek için gitmezler, gitselerde göremezler. Allah somut bir kavram olmadığı gibi, bir şubesi ve mekanı da yoktur. eşi ve benzeri de yoktur. Allah her şeyi kuşatandır, rab insanlara şah damarından daha yakın olduğunu söylemektedir.
islamcilar hintlilere efendim bunlar inege tapiyorlar! hristiyanlar icin isya tapiyorlar vs vs diye iftira atarlar saldirirlar. onlarda sizin icin "kabenin etrafinda nicin donuyorsunuz? o tasa nicin el yuz suruyorsunuz?" diyorlarmi? demiyorlar.
islamdan oncede putperestler kabeyi tavaf ederlermis hatta bes vakit namazda kilarlarmis. hatta suanki hacilar gibi ihramada girerlermis. islam peygamberi bu uygulamalari direkt yeni dinine uygulamis. bu savin dogrulugunuda kuranda ibadetlerin ayrintili olarak anlatilmanasindan anlayabiliriz.
acin tevrat i okuyun bakin adamlarin itaplarinda hersey ibadet dahil nasil ayrintili bir sekilde anlatiliyor.
ayrica kabe yeryuzunun ilk mabedi ve ibrahim tarafindan insaa edilmis olsaydi, mutlaka tevratta bahsi gecerdi. tevrat ve incilde kabeden hic bahsedilmez.