yahudiler peygamberleri hz.musa'dan benzer bir istekte bulunmuştu; "allah gerçekten varsa gökten pişmiş tavuk yağdırsın da, aç karnımızı doyuralım" demişti. hz. musa'nın dualarını kabul eden Allahu teala, gökten mucizevi olarak pişmiş tavuk yağdırmıştı. tavuğun tadına bakan cemaat, tavuklar iyi pişmemiş diye serzenişte bulunmuşlardı.
allah varsa afrikaya yağmur, yağdırsın diyen insan cahilliğin geldiği son noktadır.
çünkü bu insanın, muson yağmurlarından haberi yoktur, afrikaya yağmur yağdığı zaman sel yağıyor yağmur değil. suya ihtiyacı olan ve suyun, içinde yaşaması gereken canlılar, nerede yaşıyor.
başka bir siparişiniz var mıydı? Saat kaçta yağdırsın?
Biraz zaman ayırıp okursanız umarım konu anlaşılır.
Risale-i Nur gözlüğü ile bu olaya birkaç açıdan şöyle bakabiliriz: Evvela, her musibet bir günahtan dolayı gelmez; Allah imtihan ve tecrübe gereği de musibetleri gönderebilir. ikincisi, mülk Allah’ındır, mülkünde dilediği gibi tasarruf edebilir. Kendi mülkünde dilediği gibi tasarruf eden birisine zalim sıfatı verilemez. Zulüm ancak başka birisinin mülkünde, haksız tasarrufta bulunmak ile olabilir. Üçüncüsü, bazen isimlerinin gereği olarak aç bırakır, bazen de bolluk verir. Bir ismin mutlak galibiyet ile tecelli etmesi demek, diğer isimlerin gizli kalması demektir. Halbuki Allah mülk ve sanatında bütün isimlerini ihsas etmek istiyor. Öyle ise zahiren çirkin ve kerih duran şeylerin içyüzü, ya da başka isimlerin manasına hizmet etmesi noktasından güzel ve hoştur. Zalim ve kafirler bir çok isimlerin manasının tezahür etmesinde önemli bir faktör oldukları için, hemen tokat yemiyorlar. imhal olunuyorlar ama asla ihmal edilmiyorlar. Elbette yaptıkları o zulüm ve cinayetlerin karşılığını büyük mahkemede acı bir şekilde görecekler. Allah bu dünyada onlara mühlet veriyor, ta ki bahaneleri kalmasın. Dördüncüsü, Afrika’daki o masum ve zavallılar elbette çektiği sıkıntı ve zulümlerin mükafatını ahirette bulacaklardır. Hatta ahirette gördüğü mükafatların yanında, dünyada çektiği cefalar hafif ve ucuz kalır. Zira, "cennet ucuz olmadığı gibi cehennem de lüzumsuz değildir." Öyle ise o masumlar bir verip bin kazandılar. Kafirler ise bir aldılar, bin kaybettiler. Bütün inanç ve fikirleri dünyaya bakan adamın bu denklemi anlaması çok zor, ama olaylara dünya ve ukba denklemi ile bakarsak, gerçekten bu dünyada çekilen sıkıntılar çok ucuz ve basit kalıyor. Beşincisi, kader noktasından bakacak olursak, hiçbir insan masum olmadığı için, mutlaka hata
ve günahlara girebiliyor. Allah bu günahları temizlemek için bazı musibetleri musallat edebiliyor. Şayet bu musibetlere sabır edilirse, günahlara kefaret oluyor; sabredilmez ise zaten ceza oluyor. Kader bu noktaları da hesapladığı için öyle fetva veriyor, zahirde gerekçesi görünmese bile. Bütün bunları düşündükten sonra meseleye bakacak olursak, mesele bir parça anlaşılır inşallah.
Yazar: Sorularla Risale.
1- şunu unutmayın burası imtihan yeridir. her zaman rahat görecek değiliz.
2- yardım etmek istemeyenler direk söylesin. neden 'allah yağmur yağdırmıyor?' diye çemkiriyorlar ki?
3- allah, sevdiği kullarına dertler verir. kullar, sabrederse gelişir ama bazıları kızlar gibi oturduğu yerden mızırdanırsa ortada mal gibi kalır.
4- onlar allah'a inanıyorsa bunlardan neden rahatsız olunur ki? allah'a inanıyorlar. çünkü beyinleri var. allah'a inanıyorlar. çünkü ahirete iman etmiş kimselerdir. yani endişeniz olmasın. onlar bazıları gibi maddiyata takılmıyorlar.
allah insanları çeşitli iyi ve kötü durumlarla bir nevi elekten geçirir. kimisini parayla malla mülkle evlatla vs. kimine çok yağmur verir kimine hiç vermez. çünkü kulum bana her durumda şükrediyor mu? , yoksa başına iyi kötü bir şey gelirse hemen isyanmı ediyor? şükrünü yerine getirmiyormu? der. der çünkü cennetliklerle cehennemlikleri ayırmak için.
tanım: saçmalık. yorum: bit kadar beyinle kıt kanaat geçinmek bu olsa gerek. sonuç: hadi bak yazdık açtığın başlığa reklamını da yaptın sus şimdi olur mu?