allah gerçekten var dediğimizde bununontolojik bir söylem olduğu düşünülür. zira gerçeklik ontolojinin konusudur, var olmak da öyle. ama bu sözle anlatılmak istenen genelde ontolojik değil, epistemolojik bir şeydir.allahın varlığı kanıtlanmaya çalışılır. çeşitli deliller getirilir. halbuki semavi dinlerin de kabul ettiği gibi allah kanıtlanamaz. şehadete değil, gayba iman edilir. yani duyu organlarıyla algılanan bir şey değildir allah.onun varlığına getirebileceğiniz kadar yokuluğuna da deliller getirebilirsiniz. bu ise totolojidir. allahın varlığı epistemolojinin konusu olamaz.
ontolojik olarak yaklaşıldığında uygunluk esası dikkate alınır. zira gerçek uygunluğu ifade eder. yani allah aynen sizin varsaydığınız şekilde var. bu da ucu epistemolojiye dayanan aynı totolojiyi bünyesinde barındıran bir şeydir.
bugün mantık allahın varlığını veya yokluğunu kabul edemez, onu vicdanlara bırakır. ancak mesele şu ki. sadece allahın varlığı değil, daha pek çok konuyumantık vicdana teslim eder. ahlak, demokrasi, insan hakları, ensest, yurttaşlık, kahramanlık, eşcinsellik, kötülük, iyilik...vb hep mantığın kararsız kalmak zorunda olduğu hususlardır. halböyleyken insan kanıtlayamadığı pek çok şeye inanmak, kabullenmek zorunda kalır. işte buradan bakarsanız allah inanılacaklar içinde en ikna edici olanıdır. essahtan da mantıksız şeylerin en mantıklısı islamdır. inanç konusu olanbşka hiç bir din veya konu islamla boy ölçüşemez. tercih sizin. ister fiziğe tapın, ister allaha. ya da her neye tapıyorsanız işte.
otostopçunun galaksi rehberi der ki, tanrı varlığının kanıtlanmaması sayesinde vardır. yani eğer tanrıyı kanıtlamayı başarırsanız yokluğunu kanıtlamış olursunuz. inanç olmadan tanrı hiçbir şeydir, kanıt olursa da inanç olmaz.