allah geleceği bilir mi

entry17 galeri1
    1.
  1. --spoiler--
    beyler neler konuşuyorsunuz allahınızı severseniz?
    burası uludağ sözlük amk, seviyeyi yükseltmeyin lan!
    (bkz: sikim kalktı demenin alternatif yolları)
    (bkz: kuran da dinozorlardan bahsedilmemesi)
    (bkz: tayyip erdoğan olmasa biz de olmazdık)
    (bkz: atatürk ün şehit olmaması)
    allah rızası için saçma sapan iş yapmayın iki yazı okudum aklım yerinden çıktı, çoluk çocuk okuyacak bunları!
    --spoiler--

    bir sorudur.
    5 ...
  2. 2.
  3. kader olgusu insanın kendinden yarı bağımsız işler, organizmanın derinliğinde arandığında atomların yer değiştirebilirliği gözlemlenir, eğer ışınlanma dediğimiz hadise gerçekleşirse yazarın paradoksu çürür, allahın geleceği bilmesi bildirilmeden gerçekleşen bir bilgidir, rab öngörmez rab kader denilen zaman işleyişini çalıştırır, müntezip akımlar bunu gerçekleştirirler.
    1 ...
  4. 3.
  5. rabbimiz, her şeyi bilebileceğimizi ama geleceği bilemeyeceğimizi söylüyor.
    (bkz: kuran ı kerim)

    biz sürekli okuyoruz, müslümanlar cahil şöyle böyle demek bir kaç saniyenizi alıyor.
    kaynak verdim bakın.
    ha yok ayet verin diyorsanız.
    işiniz bu derim.
    elde cımbız ayıklarsınız beyaz sakalları.

    sen: ''gelecek yok.'' diyorsun.

    yani bilemiyoruz.

    sözlüğün seviyesinin gram yükseldiği yok.

    sırıtan saçma tespitlerden ayrılan tek yanı sırıtmaması olan tespittir.
    2 ...
  6. 4.
  7. allah zamandan ve mekandan münezzeh olduğuna göre evet tabii ki bilebilir.

    zaman yaratılmış bir olgudur. -haşa- allahın yarattığını bilmemesi gibi bir durum söz konusu değildir.
    4 ...
  8. 5.
  9. evet bilir. nasil mi ?

    evrende eger bir noktada bir olay gerceklesmisse, o olayin gerceklesmesi icin tum kosullarin saglanmis olmasi lazim. bu kosullarin da herbirinin saglanmasi icinde o kosullarin tumunu meydana getirebilecek baska kosullarin olusmasi lazim. bu boyle gider. bunda hemfikiriz degil mi? yani herseyin bir nedeni vardir, atomalti parcaciklar arasindaki etkilesimlerden, bir yildizin patlayip karadelik olusturmasina kadar.

    eger yeterli bilgiye sahipsek, yani herhangi bi yerin ve zamanin sundugu kosullarin hepsini biliyorsak, bu kosullarin nasil bir sonuc doguracagini da biliriz. en kucuk zaman birimlerimleri ve en mikro ortamlarin hepsini ayri ayri degerlendirirsek, yani zamani ve mekani sonsuz parcaya bolersek, sonsuz bir bilgi ile o kucuk zaman dilimleri ve kucukcuk alanlardan baslayarak toplaya toplaya bir ortamda ve daha da ilerleyerek evrende ortaya cikacak sonuclari tahmin edebiliriz.

    peki ozgur irade ? size su kadarini soylemek istiyorum ki kendinizi kandiriyorsunuz. hicbirimizin ozgur iradesi yok. verdigimiz tum kararlar gecmisteki tercubelerimizin, genlerimizi, cevremizin, kulturumuzun beyin korteksindeki noronlar arasindaki baglantilar uzerine etkisinin bir sonucundan baska birsey degildir. tabi bunun cok detayi var. noroplastisite denen olaylar falan. soylemek istedgim sey, beyin bir programdir ancak statik degildir. kodlari surekli degisen bir programdir. kodlari degistiren seyler ise dedigim gibi kultur, genler, tecrubelerimiz falan filandir. milyarlarca noronun aralarinda olusturdugu sinapslar bu programin kodlaridir. kodlari sizin kodlarinizla ayni olan baska bir insan ayni olaya sizin vereceginiz tepkinin aynisini verir. bu kodlarin ne sekilde degisip sekillenmesini belirleyen de saydigim seylerdir ve bunlarin hepsi de sonsuz nedenler zincirinden sonra sizin beynin kodlarinizin bu sekilde sekillenmesine neden olmustur. nasil ki hypotalamusun hangi cekirdeklerini ne sekilde uyarinca vucudun nasil bir tepki verecegi artik biliniyorsa, beyin korteksinin -yani yaptigimiz tum bilissel seyleri, hayallerimizi, kararlarimizi yonlendiren kismi- de neye nasil tepki verecegi anlasilabilir. cevresel olaylarin ortaya cikis nedenlerini ve bunlarin tum insanlar uzerinde nasil bi etki gosterecegini bilebiliriz. tabi bunun icin herseyi bilmek lazim. sonsuz terabyte'lik bilgiler lazim.

    imkansiz mi ?
    1 ...
  10. 6.
  11. yazarın, yazdığı romanın finalini bildiği kadar bilir.*
    1 ...
  12. 7.
  13. saçma soru.

    zaman dediğimiz şey 4. boyut. henüz bilimin tam olarak açıklayamadığı bir kavram. allah'ın kainatı nasıl yarattığına dair elimizde fazla bilgi yok. ancak big bang teorisi bu yaratılışı az çok anlamamıza yardımcı oluyor. peki, hiç düşündünüz mü büyük patlamadan önce ne olduğunu.. zaman yok, mekan yok, boşluk da yok... o halde büyük patlamadan 1 trilyon yıl öncesi biye bir şeyden söz edemeyiz çünkü zaman henüz yok. şimdi düşünelim. zamanı mekanla birlikte yaratan irade için zamandan söz etmek mümkün olabilir mi? demekki tüm bunları yaratan irade zaman ve mekanın fevkinde bir kudrete sahip. o'nun için zaman ve mekandan söz edilemez. o, anlaşılamaz ve bilinemez; sadece hissedilir.
    3 ...
  14. 8.
  15. 9.
  16. yaratıcının, yarattığı şeyi bilip bilmediğini sorgulayan soru.

    zaman, görünen o ki; bu, yani bizim bildiğimiz evrene ait bir olgudur. büyük patlama ile başlamış, büyük çöküş, ya da her ne olacaksa, onunla bitecektir.
    yani zaman, bizim bildiğimiz ve algıladığımız maddesel evren ile alakalıdır. zaten, kütlenin bir yan fonksiyonu gibi görünmektedir. yani; kütle varsa zaman vardır.
    kütlenin olmadığı yerde zamandan söz edilememektedir.

    en azından bizim bildiğimiz evrende durum budur. bu evrenin ötesinde olanları, yani, bilmediğimiz evreni, dedik ya, zaten bilmiyoruz.

    dolayısı ile, eğer bir allah'a, yaratıcıya inanıyorsan, o, bizim bildiğimiz, bu evrenden, yani zamandan ve mekandan münezzehtir, ötedir.

    soruya dönersek; zaman'a tâbi olmayan bir yaratıcı, yarattığı şeylerden biri olan zamanı ve/veya onun etkilerini, fonksiyonu olan geleceği bilebilir mi?

    sanırım yanıt, sorunun içinde gayet açık şekilde sırıtıyor.
    2 ...
  17. 10.
  18. asıl soru peki biz Allah'ı biliyor muyuz? kapalı evrenimizde olasılıkla sadece bu evren için geçerli kurallar ki halen onların da çok az bir kısmına sahip iken, ve de sanki var yada yok olduğundan yüzde yüz eminiz gibi birde onun olası güçlerini tartışıyoruz. herkes dursun ve içtenlikle şu soruyu bir kez daha sorsun kendine var mı yok mu yada hem var hem yok mu. fakat bu tanımı yaparken öncelikle Allah kavramını yani onunla neyi kastettiğimizi şartlandırmalardan uzak bir biçimde o elimizi kaldırmamızı sağlayan motor korteks sinir hücrelerine ilk uyarıyı veren hür irademizle yeniden tanımlamalıyız. mutlak tek, bağımsız yani hiç bir şeye hatta kendine bile gereksinme duymayan ve sadece var olan bir varlık için benden başka bir şey yoktur. fakat bu ben öylesine karmaşıktır ki bizden oluşmuştur. ve yine asıl olan da şudur ki Allah asla kendini inkar etmemekte biz diye emir buyurmaktadır. ondan gelen ben olarak bende kompleksim nasıl ki gerektiğinde dökülüp giden bir epitel hücresi, bozulan bir atom çekirdeği veya sapıtarak sürekli bölünen kanserleşmiş bir hücre ben değil ise haşa bende o değilim. gerekirse mutlak var oluş için tıpkı bir kanser hücresi gibi feda edilebilirim. temel gerçek, tıpkı yokluk gibi bizden başka her şey, benim için bir yanılsamadır ve gerçek değildir. yokluğu seçimlerimiz yaratmaktadır ve kendini inkar etmektir ben olmak. asıl meselede budur zaten olmak yada olmamak. bunu bilmek mi bunu sen bile biliyorken bizim bilmememiz mümkün müdür. nasıl ki kanserli bir hastanın o illet tedavi edilmedikçe öleceğini bildiği gibi bizde biliriz kendini dolayısıyla bizi inkar edenin bizimle olup olmayacağını. o halde asıl mesele gerçekte neymiş olmak yada olmamak değil, bizimle olmak mı bizimle olmamak mı meselesiymiş. seçim senin. bununla birlikte doğrusunu ancak Allah bilir. o bizlere, biz size atar damarlarınızdan bile daha yakınız dediği halde biz nasıl hala benden -tıpkı karaciğer hücrelerinden biri yada bir grubunun; hayır biz hücrelerden başka bir şey yok demesi misali- başka bir şey yok diyebiliriz ki.
    1 ...
  19. 11.
  20. Yanlış sorunun doğru cevabı olmaz. Gelecek yoktur şimdi vardır. Olmayan birşey bilmeye değen bir "şey" değildir. Şey olması için yaratılması gerekir. Yaratılmayana şey denmez. Evet allah herşeyi bilir, fakat gelecek yaratılmadığı için herşey içine dahil değildir. Hesaplanabilen varlık müstesna. Bu varlık kurmalı saat gibi hareketleri nedensellikten öte gidemeyen varlıktır, insan değildir. insan özgür irade sahibi olduğundan nedensellikten beridir. Zaten nedenselliğe göre hareket eden insan için özgür iradeden söz edilemez.

    insanın ne karar verceği, Allah tarafından bir lütuf olarak serbest bırakılmış. Bu özgür karar verme yetisi, allahın üflediği ruh sayesinde olmakta. insanı özel kılan, yeryüzüne halife yapanda budur. insan geleneksel bir Allah tasavvuru benimseyip bunu sorguladığında sanki allaha eksiklik verildiğini zannediyor. Bu Allahın eksikliği değil kendi taktiridir, dileseydi hesaplanabilir, nedensellik sürecine göre karar veren bir varlık olarak insanı yaratabilirdi. O zaman insan, hayvan olurdu. irademiz, içinde bulunduğumuz topluma göre seçim yapardı. Bu da imtihan olmazdı. Cennet ve cehennem sorumluluk ister. Nerede yaşadığımız, cennet ve cehenneme gideceğimizi belirleseydi, bu allahın adil sıfatına aykırı olurdu.

    Allah her "şey"i bilir. Henüz "şey" olmayanın bilgiside olmaz. Bu olmayan bilginin bilinmemesi eksiklik değildir.
    3 ...
  21. 12.
  22. 13.
  23. Sorunun yanıtların da böyle bir şık ne yazık ki yok.
    0 ...
  24. 14.
  25. Allah'ın varlığı bile bilinmiyorken , geleceği de bilebilir mi sorusu saÇma olur. Bu başlık akabinde başka bir soruyu da meydana getiriyor.
    0 ...
  26. 15.
  27. allah gözünde her şey olmuş bitmiştir zaten insan gözünde farklıdır bu durum.

    Sonuç olarak şöyle ki altını çızarak söylüyorum bilir.
    3 ...
  28. 16.
  29. Kainatı yaratan allah olduğuna göre elbette bilir... Kaderi de o yaratmış o yazmıştır. Biz kaderimizi yaşarız ancak kendimiz bazı durumlarda kaderi 2 olasılıkta değiştiririz: Bu işi yapacağım, bu işi yapmayacağım. Gideceğim gitmeyeceğim gibi.

    Bazı insanların ateist olmasında en büyük faktör kaderdir aslında o da şöyle ki yaradan beni cehennemde yakmak istiyor diyen bir insan oldukları için yukarı da anlattığım şeyleri düşünmüyorlar. Yani cehenneme gitmek için yapılması gereken belli cennete gitmek için yapılması gereken belli. Kader senin elinde ister o kaderi iyi birisi olarak yaşarsın ister kötü birisi olarak yaşarsın.

    Kader doğrudan gelecektir aslında.
    1 ...
  30. 17.
  31. Schrödinger’in kedisi deneyinde; bir kedi, küçük bir şişe zehir ve radyoaktif bir kaynakla kapalı bir kutuya bırakılır. Radyoaktif kaynağın bir saat içinde ışıma ihtimali ışımama ihtimaline eşittir. Eğer içerideki sensör radyoaktiflik algılarsa küçük şişeyi kıran mekanizma çalışır, zehir kediyi öldürür. Kopenhag yorumuna göre bir saatin sonunda kedinin canlılık ve ölülük halleri eşdeğerdir. Ancak kutu açılıp gözlemlendiğinde bu durumlardan biri gerçek olur.
    yani nerden bileceksin kedi kutu açıldığında ölü mü canlı mı?
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük